Adamlık, madamlık ve ölüm

26 Mayıs 2024 Pazar

Antalya’da dün Alman bir kadın turiste, yaya geçidinin tam da ortasındayken bir kamyon hızla çarpıp metrelerce uzağa fırlattı.

Yazıyı yazarken hekimler hastanede kendisini hayatta tutmaya çalışıyordu.

***

Kaliteli kamusal sağlık hizmetinden yararlanmak doğumundan ölümüne hayatın her alanını kapsıyor.

Ne yazık ki bu gerçek, mıncık mıncık edilen anayasa maddeleri arasında kaybolup gitmiştir.

Tayyip Bey, Allah selamet versin yıllar önce her nedense değişik bir ölçü belirlemiş ve ilan etmişti:

“Bir adam gibi ölmek ve bir de madam gibi ölmek var.”

Dileyelim Alman turist hanım kuralın dışında kalsın. Adam gibi de madam gibi de ölmesin sağ salim ülkesine dönsün.

Tayyip Bey kendisi için de geçerli olduğunu bildiği bazı gerçekleri gazete ve TV’lere şöyle hatırlatmıştı.

“Dünyanın makamları nerede kalıyor? Burada kalıyor. Paran pulun her şeyin nerede kalıyor? Burada kalıyor. Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, başbakan olsan ne yazar, multimilyarder olsan ne yazar? Hepsi geçici. Ne diyordum size hatırlayın, biz bir gün ölmeyecek miyiz? Öleceğiz. Bir adam gibi ölmek var, bir şey söyleyecektim ama onu söylemeyeceğim, bir de madam gibi ölmek var. Ölelim ama adam gibi ölelim...”

(Tarih 15.10.2012. Yani henüz başbakan iken!)

***

Dua edelim Alman kadın turisti hekimlerimiz madam gibi de olsa ölmekten kurtarabilsinler.

Adliyeden hastanelere, okullardan karakollara kamu hizmetinde kaliteyi belirlemek hiç kolay değil.

Özverisiyle yaşam kurtaran bir hekimin, bir güvenlik görevlisinin, bu hizmetine kaç lira değer biçilebilir ki?

Ya da bir yaşamın ölümle noktalanmasına yol açan bir başka güvenlik görevlisinin hizmet kusuruna veya kastına?

Kamu hizmetini paraya çevirmek kolay değildir.

Kalite için belki iki temel ölçütten söz edilebilir:

Biri hizmetin yerine getirilme süresi, ikincisi ise hizmetin niteliği.

Bu iki ölçüt kamu hizmetinde kalitenin şaşmaz sonucunu ortaya koyar.

Özellikle de hukukta ve adalette. Geciken adalet adalet değildir.

Yurttaşlar, aldıkları kamu hizmetinden mutlu veya mutsuz olurlar. Ama çoğu kez iki arada bir derede kalırlar.

Antalya’da tam da yaya geçidi üzerinde Alman turiste çarpan şoför belli ki eğitimden denetime kötü kamu yönetiminin kurbanıdır.

Ülkemizde trafiğe çıkan tüm araçların teknik donanımını Alman TÜV kurumu denetliyor.

Ama bu araçları kullananların ruh ve beden sağlığını denetlemek yerli ve milli kamusal yönetiminin elinde.

Belli ki trafikteki ölümler, araçların TÜV’e teslim edilmesiyle önlenemiyor. Araçları kullanan sürücülerin denetiminden de Alman müfettişlerinden ve Alman ceza mevzuatından da yaralanabiliriz.

Ülkemizde hiç kimse adam gibi de madam gibi de ölmeyi hak etmiyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seyis... 9 Haziran 2024

Günün Köşe Yazıları