Lafları Kısaltmak Ömrü Uzatır mı?

12 Mart 2015 Perşembe

“Yeniden Cumhuriyet!” derken, bir kural öngörüldü: Köşe yazıları uzun olmayacak. (Ki habere, röportaja daha daha fazla yer kalsın..)
Hayat kısa, laflar uzun.
Ama lafı kısaltarak hayatı (ve gazeteyi!?) zenginleştirmek mümkün mü?
Kimbilir ve belki de.
“Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur!” sözüyle ünlenen büyüğümüz Şinasi Nahit Berker’i rahmetle analım.
O da köşe yazarıydı.
Ama bir ömür Ulus’un 1. sayfasındaki köşesinde 10-15 sözcükten daha uzun yazılar yazmadı.
“Çünkü” derdi, “ Bir memleket batmaz, batarsa ancak uzun laftan batar!”
Ne diyelim, şeytanın kulağına kurşun...
Tayyip Bey’in kulağına kar suyu!

Sezar’ın hakkı
Roma İmparatoru Sezar niçin hâlâ dillerde?
Çok kan döktüğü için değil elbette.
Kısa ve öz laf ettiği için.
Zaferini bile üç sözcükle özetlemişti:
Veni. Vidi. Vici. (Geldim. Gördüm. Yendim.)
Angola’dan Zanzibar Cumhuriyeti’ne gündelik hayatta insanlar hâlâ onu anmakta..
Niye?
Hayatın en zehirli duygusu “İhanet”i bile kısacık bir soruya sığdırdı diye:
- Sen de mi Brütüs?

***

(Herkesin Brütüs’ü kendine.
Erdoğan’ınki ise çok şükür daha yaş iken, pardon, fidanken eğildi ve ihanet çok şükür direkten döndü.)

Evet az hazdır
Lafın hası azdır:
Hayatın özü hazdır.
İş bu nedenle, lafları kısaltmalı, hazları çoğaltmalıdır.
Hatta laflar tek harfe indirilmelidir...
Çünkü yaşam bulmacası da harf harf dolduruluyor.
Yukarıdan aşağıya..
Soldan sağa, hep aynı harfle...
Mesela “S” ile başlamak bizce en doğrusudur.
Çünkü “S” tüm hazları temsil eder.
Kıvrım kıvrım ortaya koyan tek harftir.
Bendeniz diyeyim Siyaset, siz deyin Sevmek.
Avrupalılar desin Seks.
Fark etmez.
Amerikalı şeytana pubucu takke gibi giydiren efsane Dışişleri Bakan Henry Kissinger’in lafıydı:
“Siyasi iktidar en baştan çıkarıcı seks aracıdır (political power is an ultimate aphrodisiac).”
(Bizimkinin mutlak iktidar peşinde koşmasının bu laf ile ilgisi yoktur inşallah. Çünkü Kissinger bu lafı, o İETT Spor’da santrofor oynarken söylemişti.)

***

Adem’le Havva’dan beri (Siz iki şempanze de diyebilirsiniz) insanın kanına giren Şeytan’ın birçok dideki adı da S ile başlar (Satan). O yüzden siyasette şeytanlar partilerini de fikirlerini de çok kolay satarlar.
“S” kuyrusuz şeytandır.
“S”nin izini sürmek şeytana karşı kendini korumaktır.
Mesela iktidarın şerrinden korunmak üzere “Salavat” getirmektir.

***

‘S’lerle yaşamak...
Soldan sağa bulmacanın ilk satırı “Sevmek”tir.
İkinci satıra “Sevişerek” geçmelidir.
Yukarıdan aşağıya “Seyahatler”e çıkmalıdır.
Bu sürecte kareler (günler de diyebilirsiniz), “Sohbetler” ile bezenmelidir.
Çünkü “S”ler, hayatın tadı tuzudur.
5 duyunun 5’ini birden devreye sokabilecek en zengin hayat etkinliğidir.
Sevgiyle, seyahatle, sohbetle sofralar kurulmalıdır.
Dilerseniz, kareleri siyaset ile spor ile daha renklendirebilirsiniz.
Yeter mi bulmacanızın hiçbir karesini boş bırakmayasınız.
Gerisi kendiliğinden hoşluklarla dolup gider, sürüp gider.
Dolduramazsanız Sağlık Olsun!

İstanbul’u Sevmezse Gönül...
Ankara siyaset demek.
İstanbul ise ticaret.
Erdoğan iktidar olduğundan beri çok zorunlu değilse hafta sonları hep İstanbul’a taşınıyor.
Siyaseti ticaretten daha çok sevdiği için diyemeyiz, elbette. Ama bu yaptığına da anlam vermek kolay değil.
Tayyip Erdoğan, cumhuriyet savcılıklarına “hakarete ve iftiraya uğradım” diye yaptığı resmi başvurularda adres olarak Ankara’yı göstermiyor.
İstanbul’daki aile villalarının olduğu Kısıklı’daki özel villasını özel ve daimi ikametgâh adresi olarak gösteriyor.
Evet, neden İstanbul? Oysa 2003’ten beri Başbakan ve şimdi de Cumhurbaşkanı olarak resmi ikametgâhı Ankara’dadır. Evet, neden İstanbul?
400 milletvekili hedefini bulur, Başkan (yani seçilmiş padişah) olursa yeni çılgın projesi İstanbul’u başkent ilan etmek mi olacak?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tanrı’ya bin şükür! 15 Aralık 2024
Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları