Kanuni Sultan Süleyman 46 yıl hüküm sürdü.
Tayyip Bey’in hükmü ise sadece 20 yıldır sürüyor.
Kanuni fetihleri ile kazanmıştı. Reyiz ise sürüm mahareti sayesinde kazanıyor.
Sürümün, sürü ve sürünme ile muhalefetin hali pürmelali ile alakası var. Ama o başka pazara.
Pazar deyince Yunus Emre’yi anmak gerek. Ama Tayyip Bey’i zikretmiş duruma düşmek de kaçınılmaz:
“Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü,
Yaratılmışı severiz
Yaratandan ötürü”
O zaman da “Tayyip güzellemesi mi yapıyorsun?” diye eleştiren eleştirene..
Ama ekmek çok yeniyorsa neticesine katlanacaksın!
*
Sürüm, işporta odaklı ticari bir deyim. “Faiz sebep, enflasyon netice!” ile ilintisi-afiyesi de var elbette.
Sürümden kazanmak için esnaf meşrep olmak yeterli.
Kapalıçarşı pratiğindeki söylemi de malumdur:
“Allı verelim morlu verelim. Açık ise koyu verelim. İsteyene sarılı verelim.”
Sürümün esası ucuza satarak çok müşteri çekmek ve çok kazanmaktır..
*
Yazının esin kaynağı, Meral Akşener oldu:
“Sayın Erdoğan müteahhidine gelince, buyur dükkân senin diyor, millete gelince cebinde akrep var!”
Elbette böyle diyecek.
Cennet vatanımızda maksat iktidar olup hep iktidarda kalmaktır. Bunun için de seçmenin gönlünü kazanmaktır.
AKP Reyizi verdiği sözleri unutuyorsa kan tükürse de kızılcık şerbeti içmiş taklidi yapıyorsa ülkenin tek sahibi olma oyununu da bıkmadan sürdürüyorsa...
Anketlerde hâlâ yüzde 32-35’lerde ve Kemahlı hemşerimiz Mustafa Sandal’ın şarkısı:
“Pazara değil mezara kadar
Gelirim senle Fizan’a kadar
Ayrılmak yok en son gün bile
Tarih bizi yazana kadar
Sevmişim seni vazgeçer miyim
Yerini kimse alamaz alamaz
Sen kalbimdesin dilimde değil
Bu ömrüm senin yoluna sereyim
Canımı vereyim!”
Hâlâ dillerde ise altılı masanın altını bırakıp üstüne bakmak şart oluyor!
*
Gerçi canını vereceklerin sayısı azalacağı için de önlemler çoktan alındı.
4 milyon (yoksa 5 mi) Suriyeli yetmez diye kapılar Afganlara, İranlılara, Afrika kıtasına da açıldı.
(İçişleri Bakanlığı 211 bin 908 Suriyeliye Türk vatandaşlığı verildiğini açıkladı. 19.08.2022) Bu sayı ay bitmeden 250 bin olacaktır.
e-Devlet sisteminin bu kadar çabuk hayata geçirilmesinin esrarı da anlaşıldı.
İnternet üzerinden kaydedilen hane adreslerine “sehven” yabancı kaydı otomatik olarak seçmene dönüşmesin diye artık YSK’ye dilekçe yazmak değil de Eyüp Sultan’da dilek tutmak gerekiyor.
*
Sürümden kazanmanın halkın gözünde namuslu para kazanmak gibi bir algısı var.. Vatandaşlık satmaya, sahillerin, vadilerin, ormanların parsel parsel elden çıkarılmasına ses çıkarılmaması bu yüzden.
Değil mi ki sürümden kazanıyoruz. No problem!
*
1 Kasım Süleyman Demirel’in doğum günüydü. Çarşı pazarın ve Atatürk düşmanı mahir münasebetsizlerin gürültüsüne gitti.
Demirel’e göre “yollar yürümekle aşınmayacağı” gibi, bazı gerçeklerin tartışılması da gerekmezdi. Hele bu gerçekler Isparta yöresinde atasözüne dönüşmüşse hiç tartışılmazdı. Sayardı:
“Kokmuş ete tuz kâr etmez”, “Kedi, eniğini yiyeceği zaman ‘sıçana benziyor’ dermiş” “Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın”, “Peynirin kurdu içinden olur.” “Üzümsüz bağın sefası olmaz.”, “Aş taşanda kepçeye paha olmaz!”
Keşke yaşasaydı da “aş” nedir, “taşan” kimdir, “kepçe” nerede, “paha”sı kaçtır, diye sorabilseydik.
98 yaşına bastığı için Silivri’ye de gönderilemezdi...
