Aykut Küçükkaya

Demokrasi sınavı olsun

04 Şubat 2019 Pazartesi

31 Mart yerel seçimlerine 55 gün kaldı. AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı adaylarını kısa sürede belirledi, sırasıyla açıkladı. İktidar partisi AKP’de herkes bir liderin iki dudağının arasına bakıyor. CHP’de ise tartışmalı, restli, vetolu MYK’ler, PM’ler toplanıyor. Her iki tabloda da tartışma söz konusu. Övgü ve eleştiri birbiri ardına...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre “Cumhur İttifakı” bir “beka meselesi”... Ne diyor Erdoğan: “İttifak pazara kadar değil, mezara kadar!..”
Yerel seçimlere genel seçimler havasında hazırlanan bir lider var artık. Demokrasilerde yerel bir seçimin beka sorununa dönüşmesi görülmüş şey değil ama görünen köy kılavuz istemiyor. Artık Türkiye’de her seçim, yapıldığı güne kadar ölüm-kalım meselesi. İşte yine bir ölüm-kalım seçimine gidiyoruz. Türkiye yine yüzde 50’lik iki dilime ayrılacak. Sandıkta bir-iki puan öne geçen “demokrasi dersleri” verecek, nutuklar atacak, balkon konuşması yapacak!..

Bir kutuplaştırmanın daha arifesindeyiz. Türkiye 31 Mart’ta tıpkı diğer seçimlerde olduğu gibi bir kez daha iktidarın bütün yetki ve olanaklarını elinde bulunduran gücün meşruiyetini mi oylayacak? Yoksa en iyi belediye hizmetini alabileceğini düşündüğü ismi mi seçecek?..

***

Türkiye bir haftadır CHP’yi tartışıyor. Cumhuriyet, muhabirleriyle, yazarlarıyla yaşananları ayrıntılı bir şekilde kamuoyuna yansıtmaya çalıştı. Ana muhalefet partisi CHP 8 grupta adaylarını açıkladı. İYİ Parti’yle işbirliği yapan CHP, adaylarını tartışmalı geçen toplantıların sonunda belirledi. Kimine göre bu toplantılar “bir demokrasi şöleni”, kimine göre “partideki gruplar arasındaki çekişmenin” fotoğrafı, “1 Nisan sonrası”na mesajdı.
Geri çekilen istifalar, eleştiri dozu yüksek açıklamalar satranç oyununa benzetilen siyaset dünyasında her zaman olacak. Bir gerçek var ki yadsınamaz: CHP lideri Kılıçdaroğlu “parti içi demokrasinin işlediğini” göstermiştir. Lider sultasının olmadığını, genel başkan da olsanız bazı isimlerde geri adım atılabileceğini ispatladı.
Aslına bakarsınız CHP’yi yakından izleyenler Kemal Kılıçdaroğlu’nun stratejisini çok iyi biliyordu. CHP lideri, ilçelerde başarılı olmuş belediye başkanlarıyla büyükşehirlerde yarışa girmek istiyordu. Bir yıl öncesinden Ekrem İmamoğlu, Tunç Soyer, Mustafa Bozbey, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek gibi isimleri kafasında belirlemiş, bunu yakın kurmaylarıyla paylaşmıştı. Zaten MYK ve PM’deki tartışmanın asıl odağı ise alınmasına kesin gözüyle bakılan ilçelerdi. Bu noktada da eleştiri okları, “Adaylar birkaç ay öncesinden açıklanamaz mıydı”, “Aylar önce önseçim yapılsa daha iyi mi olurdu” sorularıyla yöneltiliyor. Önseçimin ne kadar demokratik olduğu da tabandan üst yönetime kadar ayrı bir tartışma konusu...

***

Bu saatten sonra asıl soru artık “Adaylık yarışı bir rant paylaşımı mıydı yoksa demokrasi şöleni miydi” olmalı...
İşte bunun yanıtını da kazanan adayların halk için, yurttaş için yapacakları icraatları belirleyecek.
Biz Cumhuriyet olarak bu iki tercihin takipçisi olacağız!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bitsin bu işkence!.. 29 Kasım 2021

Günün Köşe Yazıları