Kura çekildiğinde en istemediğim rakipti PAOK. Çünkü kökenleri İstanbul’a dayanan dost bir takımdı. Yani aslında 2 İstanbullu takım karşı karşıya gelmişti. Ama şu tarihi Türk-Yunan meselesi hemen gündeme getirildi bazı çevrelerde. Beşiktaş’ın çok önemli olan bu maça en hazırlıksız bir zamanda yakalanması da bir başka şanssızlıktı. Üç yeni transfer Mensah, N’Sakala ve Welinton  ilk on birdeydi. Orta alanda Atiba ve Necip’le başlanması Sergen Hoca’nın risk almak istemediğini gösteriyordu ama altyapı ürünü 18’lik Tzolis’in golüne engel olunamayınca daha 7. dakikada yenik duruma düştü Beşiktaş. Aynı Tzolis 24’te golleri ikiledi ve işimiz daha da zorlaştı. Sağ bekte Lens’in ve önündeki Boyd’un hele böyle bir maçta hiç olmayacağı baştan belliydi. Bu arada N’Sakala ve Welinton da hiç iyi not almadılar savunma halleriyle. Biz tam Beşiktaş’tan karşı hamle beklerken PAOK Tzolis’in asistiyle yine altyapı ürünü Pelkas’la skoru 30’da 3-0’a getirdi maalesef. Ardından 37’de Lens’in ortasına Larin’in isabetli vuruşuyla az da olsa ümitlendik. Ama 3 dakika sonra Welinton acemi bir  penaltı yaptı. Tam “Bu iş bitti” derken kalecimiz Ersin penaltıyı kurtararak skoru 3-1’de tutmayı başardı. 

Transfer unutulmuş

Oğuzhan’ın 46’da oyuna girmesi, Necip’in sağ beke geçmesi gidişatı değiştirebilirdi belki. Evet, Beşiktaş artık daha bilerek gidiyordu karşı kaleye. Ama takım çok dengesiz, teknik kalite düşük; ardı ardına 2 iyi hareket yapılamıyor. PAOK da skor avantajını bol bol faulle korumaya çalışınca Beşiktaş etkili ataklar üretemedi. Hakem 86’da 1 penaltımızı da vermeyince Şampiyonlar Ligi’ne veda etti Beşiktaş. Bu yenilgi hazırlıksız olmakla açıklanamaz. Transferler takım yapılandırmasına göre olmamış. Sağ beke ve kanada transfer unutulmuş. Takımın en iyisinin altyapıdan genç Ersin olması bir şeyleri anlatıyor. Anlayana tabii. Beşiktaş’ın demek ki takım yapılanması ve Avrupa’da başarı gibi derdi yok.