Rehavete yetmeyen ama cesaret veren bir umut

Rehavete yetmeyen ama cesaret veren bir umut

04.06.2018 06:11
Güncellenme:
Takip Et:

Seçime artık sayılı gün kaldı. Ve hemen herkes “Ne olacak” sorusuna cevap arıyor. Seçime kadar geçecek üç haftada, “Beş soru on cevap” köşesini, çok olağandışı bir gelişme olmadıkça bu sorulara ayırmak daha doğru olacak gibi. İşte ilk haftanın soruları ve cevapları:
• Seçim atmosferinde psikolojik üstünlük kimde?
Seçim kampanyası başladığında, gündem kontrolünü iktidara bırakmayan muhalefet öne çıktı. Seçime yirmi gün kala, iktidarın medya kontrolüne, kamuoyuna ulaşma konusundaki eşitsiz koşullara rağmen psikolojik üstünlük hâlâ muhalefette. Erdoğan, artık iyice eskimiş ezberleri tekrar ederken, ekonomi ve dış politikadaki sıkışmışlığı dolayısıyla çok yüksek perdeden meydan okumalar yapamıyor. Buna karşılık, başta İnce olmak üzere, muhalefet sözcüleri tartışma başlıklarını çeşitlendirebiliyor.
Kişiselleştirilen muhalefet dilinin iktidar seçmenini muhalefet tribünleri kadar tatmin etmediği açık. Muhalefet tribünlerini ayağa kaldıran hamlelerin, iktidar seçmeninde “liderlerinin karizmasını bozan” etkisine reğmen “T A M A M” dedirttiği iddiası fazla iyimser olur. Fakat, seçim gündeminin ve muhalefet dilinin iktidar tarafından kutuplaştırmak için eskiden olduğu kadar rahat kullanılamadığı, kendi seçmenini de pek hareketlendiremediği ortada. Kutuplaştırma, alanda belirgin biçimde ve kendiliğinden geriliyor.

• İktidar ve muhalefetin toplumsal tabanında bir değişim var mı?
2011 sonrası, AKP oy tabanını genişletirken muhalefet kıyı şeridine sıkışmış ve alanını savunmaya çalışan bir görüntü veriyordu. AKP, ilerleme istidadında bir sosyolojinin siyasi temsilcisi illüzyonu yaratabiliyor, bu konuda dış dünyada veya liberal düşünürler nezdinde destek bulabiliyordu. Ancak şimdi dar bir coğrafyaya sıkışmış, durumunu korumaya çalışan ve ilerletici bütün dinamikleri terk etmiş ve tekçi bir görüntü veriyor. “Eski Türkiye”yi temsil eden AKP, ilerletici sosyolojiyi oluşturan, büyükşehir ve gençlik desteğini yitiriyor. Muhalefet ise daha renkli, çoksesli ve hareketli.
İktidarın hem psikolojik, hem de sosyolojik üstünlüğü çözülüyor ama gücünü kaybettiği alanlara girebilen güçlü alternatifler de henüz oluşmuyor. İktidarla bağı zayıflayan kesimler henüz büyük oy göçlerine kalkmıyor, temsil sıkıntılarını tercih değişikliği olarak göstermiyor. Ancak alandaki gözlemler, ölçümlere çok yansımayan potansiyel bir direncin yükseldiğini, şimdiye kadar şartsız destekçi konumundaki seçmenin, iktidara dönük pasif bir uyarı vermesi olasılığının küçük olmadığını gösteriyor. Paketlerle ve kriz riskiyle seçmenin ekonomik memnuniyeti veya tepki caydırıcılığı da pek sağlanamıyor.

• Dünya, piyasalar ve güç merkezleri seçime nasıl bakıyor?
Cumartesi günü Cumhuriyet gazetesinde yer alan söyleşide İngiliz stratejist Timothy Ash, Batı’lı ekonomi çevrelerinin artık AKP’nin seçimi almasına olumlu tepki vermeyeceğini söylüyordu. İngiliz The Economist dergisi de, piyasaların Türkiye’deki muhalefetin kazanma arzusuna dikkat kesildiğini yazıyordu. Bu yorumlar havanın döndüğünün işareti sayılabilir. Ancak daha önemlisi, Erdoğan’ın bu yaklaşımlara çok yüksek perdeden meydan okumak ve “şer cephesi” söylemi yerine sessiz kalıp, uzlaşı arayışında olması.
Batılı çevreler, ekonomik elitler ve uzun süre Erdoğan iktidarını destekleyerek daha çok kazanmayı başarmış olanlar, demokrasi ve özgürlük aşkından değil, işlerin bozulma riskinden dolayı seçenek aramaya yönelmiş gibi. Çünkü, iktidarın iddia ettiği gibi Türkiye parçalanıp yıkılarak kaynakları talan edilecek Arap ülkeleri gibi değil. Ekonomik hareketliği devam ettirildiği sürece kârlı bir pazar. Ekonomik hareketliliği devam ettirme konusunda artık zorlanan Erdoğan ise “kullanışlı ortak” avantajını hızla yitiriyor.

• İttifaklar ve yeni siyasi dönemin olası kanatlarında iç dengeler nasıl?
7 Haziran 2015 sonrasında fiilen, bu yıl resmi olarak kurulan Cumhur İttifakı, iktidarın ihtiyaç duyduğu siyasi ve ideolojik kalkan fonksiyonunda giderek zorlanıyor. Referandum sonuçlarında sağlayabildiği oy desteğinin de gerisine düştüğü anlaşılan ittifak, tarafların seçeneksizliği ve mecburiyeti dolayısıyla hararetle savunuluyor. Ancak, af meselesinde ve Tuğrul Türkeş’in “Seçim sonrası ittifak biter” çıkışında olduğu gibi iktidar koalisyonunun iç gerilimleri önümüzdeki günlerde daha görünür olmaya aday.
Muhalefetin ittifak zemininde de bazı pürüzler baş gösteriyor. “Millet İttifakı”nın ismini ve terkibini belirleyen İYİ Parti, son günlerde peş peşe, “seçim sonrasını” konuşalım açıklamaları yapıyor. Özellikle Muharrem İnce’nin kampanya üslubu, seçim stratejisi tamamen bozulan Akşener’i rahatsız etmiş görünüyor. HDP de, “gelecek Türkiye” kurgusundaki yeri konusunda ve baraj utancında yalnız bırakılmışlığının telafisi için daha açık bir tavır görmek istiyor. Bu gerilim şimdilik, sıkıntılı bir çözülme tablosu vermiyor ama bu tartışma seçim sonrası resmi için bir avantaj olarak da kullanılamıyor.

• Üç hafta varken sonuç hakkındaki beklentiler hangi yönde?
Seçimle ilgi, kampanyaya katılım konusunda sokaklara taşan bir hareketlilik, canlı bir atmosfer olduğunu söylemek çok zor. Ancak, bu görüntü, seçime ilgisiz olunduğu anlamına gelmiyor. Hatta “Ne olacak” sorusuyla ilgili merak, önceki seçimlerle kıyaslandığında çok daha yüksek bir seviyede. Daha birkaç ay öncesine kadar çok güçlü olan, seçim yasası değişiklikleriyle de iyice pekişen “seçimle bir şey olmaz” fikrinin yerini kuvvetli bir “acaba” düşüncesi almış. Ancak, hayal kırıklığı önlemleri heyecanı epey dizginliyor.
Önümüzdeki haftalarda yenileme ve düzeltme hakkımı saklı tutarak kendi akademik ihtiyat sınırlarımı zorladığımda; bu seçimde henüz ölçülemeyen bir potansiyelin kendini göstereceğini sezdiğimi söyleyebilirim. Bu rüzgâr veya dalga, hangi güçte olacak kestirmek zor ama değişim talebinin bu seçimde kendini belirgin biçimde göstermenin yolunu bulacağını düşünüyorum. Rehavet yaratacak kadar olmasa da cesaret yaratacak kadar umut var. Belki de hayırlı olan da bu.

Yazarın Son Yazıları

Eyvallah

Eyvallah

Devamını Oku
10.09.2018
Ödenmemiş fatura yığını

Ödenmemiş fatura yığını

Devamını Oku
07.09.2018
Ekonomiyi siyasetle, siyaseti sertlikle idare

Ekonomiyi siyasetle, siyaseti sertlikle idare

Devamını Oku
03.09.2018
Lütufla başlamayan yasakla bitmez

Türkiye kaybedilenlerin açık seçik göründüğü, kazanılması gerekenlerin berraklaştığı günlerden geçiyor. Dünkü Cumhuriyet’in 1. sayfası, özellikle de Vedat Arık, Hayri Tunç ve Ahmet Şık fotoğrafları bunun özeti gibiydi: “Bitmeyen zulüm” ve bitmemesi gereken direniş.

Devamını Oku
27.08.2018
Partilerin yerel seçim ufku

Partilerin yerel seçim ufku

Devamını Oku
24.08.2018
Lütuf düzeni

Lütuf düzeni

Devamını Oku
20.08.2018
Kayıp bölüştürmek

Kayıp bölüştürmek

Devamını Oku
17.08.2018
Neyin mücadelesi kimin savaşı?

Neyin mücadelesi kimin savaşı?

Devamını Oku
14.08.2018
Krizi karşılama stratejisi

Krizi karşılama stratejisi

Devamını Oku
13.08.2018
Her şey algıdan

Her şey algıdan

Devamını Oku
10.08.2018
Göstermeye ihtiyaç yok, her şey zaten ortada

Göstermeye ihtiyaç yok, her şey zaten ortada

Devamını Oku
06.08.2018
Kim kimi idare ediyor?

Kim kimi idare ediyor?

Devamını Oku
03.08.2018
Diklenerek eğilmek

Diklenerek eğilmek

Devamını Oku
30.07.2018
Akşener gerçekten dönmezse?

Akşener gerçekten dönmezse?

Devamını Oku
27.07.2018
İyi Parti’de ne olacak?

İyi Parti’de ne olacak?

Devamını Oku
24.07.2018
Ne yaptınız da yoruldunuz?

Ne yaptınız da yoruldunuz?

Devamını Oku
23.07.2018
Sarsıntı kaçınılmazdı

Sarsıntı kaçınılmazdı

Devamını Oku
23.07.2018
‘Dağılma’ hevesi

‘Dağılma’ hevesi

Devamını Oku
16.07.2018
Kötü siyaset iyisini kovar

Kötü siyaset iyisini kovar

Devamını Oku
13.07.2018
Başkanın adamları

Başkanın adamları

Devamını Oku
10.07.2018
Yeni dönem başlarken

Yeni dönem başlarken

Devamını Oku
09.07.2018
Muhalefet neden dağıldı?

Muhalefet niçin dağıldı?

Devamını Oku
06.07.2018
Soruları bitmeyen seçim

Soruları bitmeyen seçim

Devamını Oku
02.07.2018
Değişim bir tercih değil

Değişim bir tercih değil

Devamını Oku
29.06.2018
MHP oylarının anlamı

MHP oylarının anlamı

Devamını Oku
26.06.2018
24 Haziran’ın iktidar tablosu

24 Haziran’ın iktidar tablosu

Devamını Oku
25.06.2018
Tek adamlık artık zor

Tek adamlık artık zor

Devamını Oku
25.06.2018
Bozgun görüntüsü

Bozgun görüntüsü

Devamını Oku
22.06.2018
Son düzlük notları

Son düzlük notları

Devamını Oku
18.06.2018
İttifaklar tablosu

İttifaklar tablosu

Devamını Oku
11.06.2018
Metal paslanması

Metal paslanması

Devamını Oku
08.06.2018
Rehavete yetmeyen ama cesaret veren bir umut

Rehavete yetmeyen ama cesaret veren bir umut

Devamını Oku
04.06.2018
Münafık dinamiği

Münafık dinamiği

Devamını Oku
01.06.2018
Başkasının oyu Dimyat’taki pirinç

Başkasının oyu Dimyat’taki pirinç

Devamını Oku
28.05.2018
Görev erteleme beyannamesi

Görev erteleme beyannamesi

Devamını Oku
25.05.2018
Seçimin arka plan senaryoları

Seçimin arka plan senaryoları

Devamını Oku
21.05.2018
Görev, ihtiyat, sürpriz

Görev, ihtiyat, sürpriz

Devamını Oku
18.05.2018
İyimserlik ve kötümserlik

İyimserlik ve kötümserlik

Devamını Oku
14.05.2018
AKP artık ‘eski Türkiye’

AKP artık ‘eski Türkiye’

Devamını Oku
11.05.2018
Muhalefete hediye

Muhalefete hediye

Devamını Oku
09.05.2018