Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Devr-i sadık yaratıldı!

10 Haziran 2021 Perşembe

Siyasetteki kritik deyimlerden biri şudur:

Devr-i sabık yaratmak!

Yeni gelen iktidarın önceki dönemi sorgulaması anlamındaki bu deyim geçmişte de zaman zaman gündeme gelmiştir. Bugün de arada bir konuşulur. 

İdeal olan bağımsız yargının eski-yeni iktidar demeden zamanında harekete geçebilmesi. Bugün böyle bir şey konuşmak imkânsız. Unutalım reseni meseni, yargı ancak “reis”en harekete geçebilir.

Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu şahsımrasi rejiminin yarattığı yapıyı şöyle özetleyebiliriz:

Devr-i sadık!

Deyimi açmak gerekirse, devlet yönetiminde liyakatin değil sadakatin aranan tek özellik olduğu bir dönemdeyiz. Önceki iktidarlar döneminde de hükümetle birlikte gelip giden belli bir yapı olurdu. Bugün tüm devlet çarkı şahsımrasiye sonuna kadar sadık kişilerden ve kurumlardan oluşturuldu.

Şahsımrasi kendini kendince o kadar sağlama bağladı ki, yargılansa bile kendisini soruşturacak, hüküm verecek kişileri kendisi belirliyor.

Devlet tükendi...

Her şey kendi!  

***

Erdoğan dün partisinin TBMM’deki grup toplantısında, “mazi” dediği Meclis’te konuştu. Önceki hafta TRT’de, “Parlamenter sistem mazi olmuştur” diyen Erdoğan dün, “Milli iradenin tecelli ettiği yer” diye başladı.

2 Mayıs’ta başlayan Sedat Peker videolarından bu yana ikinci kez konuya değinen Erdoğan, bu iddialarla uğraşacak zamanları olmadığı söyleyip neredeyse bütün zamanını muhalefete saldırıya ayırdı.

Erdoğan’ın konuşmasını Türkçeye çevirirsek, bize göre şu mesajı verdi:

- Ulan ben 17-25 Aralık sürecinin üstesinden gelmiş adamım, bunu mu aşamayacağım? İplemem olur biter.

Gerçekten olur biter mi? 

Devr-i sadık rejiminde, hukuku, devlet saygınlığını gözeterek hareket edecek bir tek kurum yok. Devlet çarkının yürümesi için bulunması zorunlu kurumlar arasında da hiçbir bağ yok. Bakan kendi bakanlığından kopuk. Meclis, bakanlardan kopuk. “Bakanlar Kurulu” kavramı da ortadan kalktı. Bir tek “Saray’a bakanlar kurulu” var. 

Medyanın nasıl oluşturulduğunu zaten biliyoruz. Yüzde 5 dışında, belki de en sadık “devr-i sadık” burada. Türkiye’nin en büyük medya kuruluşunun hangi parayla el değiştirdiği bir kez daha gündeme geliyor. Taraflarda tık yok.

Toplum ve onu temsil eden kurumların büyük bölümü gerçekleri söylemekten korktuğunu açıkça söylüyor. İktidar temsilcileri de bunları dinleyip “En güçlü demokrasi bizde var” diyor.

Erdoğan, salgındaki önlemleri, yardımları yetersiz bulanlar için dün ikinci kez nankör dedi.

Halkı nankör ilan ettikten sonra başka yorum yapmaya gerek var mı?

***

Bu döneme ilişkin en gerçekçi yorumları yakın geçmişte Berat Albayrak’ın yapmış olduğunu görüyoruz. Görevdeyken 2018 seçimleri öncesinde dedi ki:

“Cumhurbaşkanımız Ay’a dört şeritli yol yaptık dese, inanacak bir seçmenimiz var.”

İstifasında da şunu söyledi:

“At izi it izine karıştı. Allah sonumuzu hayır etsin!”

Sadede gelirsek... İki söz paylaşalım:

“Tarihi hainler yapar...”

“İtaat eken, isyan biçer...”

Bunları yaşıyoruz. Erdoğan, bu süreci atlatacağını düşünse bile kurduğu şahsımrasi rejiminde bu iki sözü sık anımsatan gelişmeler olacak. 

Son söz Ziya Paşa’nın olsun:

“Bu terazi bu kadar yükü çekmez...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Asgari ortalama ücret! 12 Aralık 2024
Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024
BOP’ta yeni süreç! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları