İran ve Irak’taki Son Gelişmeler!

26 Kasım 2013 Salı

Sorunlu dış politikamıza ve çevremizdeki yangına karşın İran ve Irak’taki son gelişmeler ekonomimizi olumlu yönde etkileyecek gibi gözüküyor.

İran ile BM arasında anlaşma yapıldı
İran ile BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında, İran’ın nükleer programına ilişkin görüşmeler sonucu hafta sonu ara bir anlaşma yapıldı. Anlaşmaya göre; İran, nükleer programını 6 aylığına donduracak ve uranyumun zenginleştirilmesinde yüzde 5 sınırını aşmayacak.
Buna karşılık İran’a yönelik ekonomik yaptırımlar kısmen gevşetilecek. İran’a uygulanan altın ve değerli maden yaptırımı azaltılacak. Bu durum Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.

Bu anlaşma İran’a katkı sağlayacak
Yabancı internet sayfalarında bu katkı 7 milyar dolar olarak öngörülüyor. 6 aylık bir vade (ara dönem) için de olsa bu katkı önemli
Ekonomik yaptırımların İran’a maliyeti 120 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. 600 milyar dolara yakın bir ekonomik büyüklüğe sahip İran için bu anlaşma, maliyet de göz önüne alınırsa başlangıç için iyi, ama yeterli değil.

Bu anlaşma Türkiye’yi olumlu etkiler
2012’de İran’a ihracatımız 10 milyar dolar, ithalatımız ise 12 milyar dolardı. Dış ticaret hacmimiz nedeniyle bu anlaşmanın bize olumlu bir katkı sağlayacağını ve resmi döviz transferlerinin yapılabileceğini düşünüyoruz.
Anlaşmaya göre İran, önümüzdeki 6 ay boyunca petrol satışlarını artıramayacak; bu durumda TÜPRAŞ’ın satınalma bileşiminde bir değişiklik olmaz diye bekleniyor. 2012 yılında TÜPRAŞ toplam petrol tedarikinin yüzde 40’ını İran’dan sağladı. Bu yıl bu rakam yüzde 30 seviyelerinde. Dolayısıyla satınalma opsiyonu devam edebilecek.
Anlaşmada İran’ın altın ve petrokimya ihracatına da başlayabileceği belirtiliyor. Bu, hammadde (petrokimya) fiyatlarının Türkiye’de düşmesine neden olacak. Düşen hammadde fiyatlarının Petkim’in maliyetlerinin düşmesine katkı sağlayacağını bekleyebiliriz.

Kuzey Irak’taki anlaşma beklentileri olumlu
Yeni boru hattının devreye girmesi ve yeni enerji anlaşmalarının
Türkiye’nin petrol maliyetini düşüreceği, Rusya ve İran’a olan bağımlılığını azaltacağı tahmin edilmekte.
Başbakan’ın Barzani ile Diyarbakır çıkarmasının bu anlaşmalara yönelik bir amaç da taşıdığı çoğu kişinin ortak düşüncesi.

Tüm bu olumlu gelişmeler ekonomiyi olumlu etkiler
- Ödemeler bilançosunda en önemli kalemlerden biri olan petrol maliyetimiz düşerse bu, cari açığın azalmasına yol açacaktır.
- TL’nin değerlenmesinin 2.00 TL’lerde oluşacağı daha fazla artış olmayacağı beklenmektedir. İş dünyası Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın “Yıl sonu dolar kuru 1.92 olacaktır” iddiasına katılmadığını ve yıl sonu dolar kurunun 2 TL civarında olacağını öngördü. Bu öngörüyü teyit eden özel sektörün 2013’ün üçüncü çeyreğinde aldığı kısa vadeli ticari kredilerde ciddi bir azalma olması durumu. 1. çeyrekte 29.7 milyar dolar, 2. çeyrekte 33.1 milyar dolar, 3. çeyrekte 30.4 milyar dolar ticari kredi kullanımı var. 2.4 milyar dolar azalma, iş dünyasının yıl sonu kurunda 1.92 ve 2’den düşük kuru beklemediği ve açık pozisyonda yakalanmamak için kredi borçlarını kapama yoluna gittiğini göstermektedir.
Gerçi Erdem Başçı ekonomi muhabirlerine “Merkez Bankası doların 1.92 TL olmasını istiyor olarak bu sözümü okuyun. Hesabımızda 1.85 TL var” diyerek bu iddiasından vazgeçmediğini beyan etti.
- BİST’te endeksin yükseleceği bekleniyor.
Türkiye’nin bulunduğu konum o kadar önemli ki bir tarafta savaş, iç karışıklıklar, anlaşmalar, anlaşmazlıklar bizi hem olumlu hem de olumsuz etkiliyor. Çevremizdeki olağanüstü gelişmelere bakınca AKP’ye, Başbakan’ın ve Dışişleri Bakanı’nın hayallerine rağmen ayakta kalmamıza neden olan sebepleri merak etmemek de mümkün değil.
Bizi acaba evliyalar mı koruyor!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları