Örsan K. Öymen

Alkol yasağı

03 Mayıs 2021 Pazartesi

Sonunda bu da oldu ve AKP iktidarı pandemiyi bahane ederek 17 Mayıs’a kadar sürecek olan “kapanma” döneminde alkollü içecek satışını yasakladı! Din devleti, şeriat devleti, teokrasi denemesine dair bir uygulama daha yürürlüğe kondu!

Anayasaya, yasalara, ticaret yasalarına aykırı olan ve suç unsuru oluşturan bu yasak, yasaların uygulanmasından sorumlu olan İçişleri Bakanlığı tarafından devreye sokuldu, Sağlık Bakanlığı da buna alet edildi!

Yasaların uygulanmasını sağlaması gereken İçişleri Bakanlığı, yasayı çiğneyen bakanlığa dönüştü! İçişleri Bakanlığı, güvenlik güçlerinin toplumsal olaylara müdahale anının kameraya çekilmesini “yasaklayarak”, anayasanın 26. ve 28. maddelerini ihlal ettiği gibi, alkol yasağıyla da anayasayı ve yasaları ihlal etti!

Alkollü içecek satışını yasaklayan yasal bir düzenleme bulunmadığı halde, emir ve talimatla fiili bir durum yaratılarak, alkollü içecek satan yerlere ceza kesilmeye başlandı. Bu kesilen cezaların hepsi yasadışıdır ve suçtur.

Ankara Barosu ve İzmir Barosu konuyu yargıya taşımış olsa da hükümetin emir kuluna dönüşerek anayasanın 138. maddesini ihlal eden Danıştay’ın bu konuda hukuka ve yasalara uygun bir karar almasını beklemek saflık olur.

İçki satışı yapan işletmelerin, bu yasadışı uygulamadan dolayı oluşacak zararlar nedeniyle, bu uygulamaları yürürlüğe koyanların ve bunu dayatan memurların aleyhinde tazminat davaları açma hakkı doğmuştur.

Anayasa, yasa tanımayan ve ülkeyi fiilen Kuran ayetlerine göre yöneten, laikliğe açık bir biçimde meydan okuyan, fırsatçılığı ve kurnazlığı akıllılık sanan AKP iktidarının, tarih ve yargı önünde vereceği hesaplar çığ gibi birikmeye başlamıştır.

***

Bir zamanlar üniversitelerdeki türban yasağının yaşam tarzına müdahale olduğunu savunanlar, bugün alkol yasağıyla insanların yaşam tarzına müdahale edilmesi karşısında sessizliğe büründüler! Böylece onların o dönemde, başkalarının yaşam tarzına müdahale edebilmek için bir mağduriyet edebiyatı ortaya koydukları, zulüm yapabilmek için bir tiyatro oyunu sahneledikleri ortaya çıktı! Eğer ilke olarak ve samimi olarak yaşam tarzına müdahaleye karşı olsalardı, alkollü içecek satışı yasağına da karşı çıkarlardı.

“Biz şeriat devleti, din devleti, teokrasi kurmak istiyoruz” diyerek nüfusun çoğunluğunu karşılarına almaya cesaret edemeyen bu odakların, kurnazlıkları, fırsatçılıkları, yalancılıkları ve takıyyecilikleri bir kere daha ortaya çıkmıştır.

Artık onların, sadece kendi yaşam tarzlarına müdahale edilmesine karşı çıktıkları, ancak başka herkesin yaşam tarzına müdahale etme hakkını kendilerinde gördükleri, aslında faşist, dinci, teokratik bir diktatörlük kurmak niyetinde oldukları, kendi özel yaşam tarzlarını herkese dayatmak niyetinde oldukları, bu uygulamayla da anlaşılmıştır.

***

Bu kesimler dürüst olmadıkları için, korku, yalan, iftira, kurnazlık, fırsatçılık bu kesimlerin yaşamlarını belirleyen ana etkenler olduğu için, bu yasakları koyarken içkinin sağlığa zararlı olduğu söyleminin arkasına sığınmaktadırlar. Bu bir ikiyüzlülüktür!

Sağlığa zararlı olan tek şey alkollü içki değildir. Sigara, gazlı içecekler, yağlı etler, tereyağ, margarin, hamur, şeker, tuz gibi birçok şey sağlık için zararlıdır. Ancak nasıl oluyorsa tüm bunların içinde alkollü içecek ayıklanıyor ve hedefe konuyor! Çünkü Kuran’da onunla ilgili birkaç ayet var! Ortaçağ ilkelliği iktidarı bu derece esir almış durumda!

Ayrıca insanlara sağlık dayatmak isteseler, herkesin sadece meyze, sebze, baklagil, beyaz et, zeytinyağı ve su ile beslenmelerini yasayla zorunlu hale getirirlerdi!

Öte yanda, kişinin sağlığı sadece kendisini ilgilendiren bir konudur. Bu hükümeti ilgilendirmez. İnsanların neleri düşünüp düşünemeyeceklerine, neleri ifade edip edemeyeceklerine, neleri içip içemeyeceklerine hükümetin karar vermesi İslamofaşizmin tavan yapmasıdır.

Buna yol açan da sivrisinek vızıltısı gibi ses çıkaran sahte muhalefetin kendisidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğan, Hamas ve CHP 22 Nisan 2024
İsrail-İran savaşı 15 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları