Antik Yunan filozofu Platon’un dediği gibi, görünüşlerle gerçeği ayırmak, algılara aldanmamak, retoriğin esiri olmamak gerekir.
Bunun için de 19. yüzyıl Alman filozofu Friedrich Nietzsche’nin dediği gibi, sürü zihniyetinin bir parçası olmamak, özgür bir ruh olmak gerekir.
Nietzsche her ne kadar Platon’un “İdealar” kuramını eleştirse de, iki filozofun arasında diyalektik bağlamda böyle bir sentez de kurulabilir.
AKP faşizminin baskılarını daha iyi kavramak için, AKP propagandasının insanları kandırmak amacıyla ortaya attığı retoriği, görünüşleri ve algıları aşmak gerekir.
İşadamı Osman Kavala, milletvekili Can Atalay, akademisyen-bürokrat Tayfun Kahraman, belgeselci-sinemacı Mine Özerden, yapımcı-gazeteci Çiğdem Mater Utku, yapımcı-menajer Ayşe Barım, anayasanın 34. maddesinin tanıdığı hakkı kullanarak “Gezi” protesto eylemlerine katıldıkları veya destek verdikleri için tutuklandılar; ama tutuklama gerekçesinde hükümeti devirmekle suçlandılar!
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’a “Seni başkan yaptırmayacağız” dediği için tutuklandı; ama tutuklama gerekçesinde terörist olmakla suçlandı!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olduğu için tutuklandı; ama tutuklama gerekçesinde hırsızlıkla, rüşvetle, yolsuzlukla suçlandı!
Gazeteci-yazar Fatih Altaylı ve gazeteci Furkan Karabay AKP hükümetinin baskılarını eleştirdikleri için tutuklandılar; ama tutuklama gerekçesinde tehdit ve hakaret etmekle, hedef göstermekle suçlandılar!
Emekli albay Orkun Özeller, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK açılımını eleştirdiği için tutuklandı; ama tutuklama gerekçesinde hakaretle, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçlandı!
AKP eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık, Erdoğan’ı eleştirdiği için tutuklandı; ama tutuklama gerekçesinde hakaret etmekle suçlandı!
Program sunucusu Boğaç Soydemir, hadislerdeki içkiyle ilgili bir söz konusunda şaka yaptığı, müzisyen Enes Akgündüz de bu şakaya güldüğü için tutuklandılar; ama tutuklama gerekçesinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçlandılar!
“Manifest” adlı müzik grubunun üyeleri hakkında, sahnedeki dans hareketlerinden ve kıyafetlerinden; dizi senaristi Merve Göntem hakkında senaryolarından; müzisyen Mabel Matiz hakkında şarkı sözlerinden dolayı soruşturma açıldı; soruşturma gerekçesinde müstehcenlik, teşhircilik, toplum değerlerini aşağılamakla suçlandılar!
Aralarında oyuncu Demet Evgâr’ın ve müzisyen Hadise Açıkgöz’ün de bulunduğu sanatçılar, yaşam tarzlarından ve görüşlerinden dolayı gözaltına alındılar; gözaltı gerekçesinde uyuşturucu kullanmakla suçlandılar!
***
Platon’un hocası ve filozof Sokrates de, “Yaşamın amacı nedir?”, “Erdem nedir?”, “Adalet nedir?” gibi sorular sorduğu ve “Güçlü olan değil, erdemli ve adil olan haklıdır” dediği için yargılanarak ölüme mahkûm edilmişti; ama ölüm cezası gerekçesinde, tanrılara karşı gelmekle ve gençlerin zihinlerini bulandırmakla suçlanmıştı!
Zalimler tarih boyunca gerçekleri algılarla örtbas etmişlerdir; gerçek gerekçeleri, görünüşteki gerekçelerle gizlemişlerdir!
Bir zamanlar, kendi yaşam tarzlarına ve görüşlerine yönelik baskıların uygulandığını savunan AKP’liler, iktidar olduktan sonra, herkese kendi yaşam tarzlarını ve düşüncelerini dayatmaya başladılar!
Türkiye’de yaşanan tüm hukuksuzluklara, adaletsizliklere ve zulümlere rağmen, kamuoyu araştırmalarına göre, AKP’nin hâlâ yaklaşık yüzde 30 oranında bir oya sahip olması ise sorunun daha derin ve büyük olduğunu göstermektedir.
AKP’yi hâlâ destekleyenler üç kategoriye ayrılabilirler:
1) Laiklik karşıtı, köktendinci tarikatların ve cemaatlerin üyeleri.
2) Halkı umursamayan, kişisel çıkarı peşinde olan bencil insanlar.
3) Ergenlik psikolojisinden çıkamamış, “Erdoğan fan kulübü” üyeleri.
Bu sorunları aşmanın yolunu da, 18. yüzyıl Alman filozofu Immanuel Kant, “Aydınlanma Nedir?” başlıklı makalesinde şöyle özetlemiştir:
“Aydınlanma, insanın ergenlikten çıkıp, herhangi bir kılavuza ve rehbere ihtiyaç duymadan, kendi aklını kullanmak cesaretine sahip olmasıdır.”