Siyaset, halkı ikna ederek ve kandırarak iktidarda kalma sanatı değildir. Siyaset doğru, ahlaklı, adil ilkeler üzerinden halkın sorunlarını çözme sanatıdır. İlkesizlik siyasetin temeli olduğunda, ona artık siyaset demek olanaklı değildir. İlkesizliğe siyaset değil, propaganda hokkabazlığı denir.
AKP’nin ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır yaptığı da propaganda hokkabazlığından başka bir şey değildir. 31 Mart belediye seçimlerinde İstanbul seçimlerinin hukuka ve yasaya aykırı bir biçimde iptal edilmesi, CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının gasp edilmesi, 6 Mayıs 2019 tarihinde, AKP’nin, Yüksek Seçim Kurulu üzerinden sivil bir darbe gerçekleştirmesi sürecinde de bu propaganda hokkabazlığı devam etmektedir.
HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ve HDP milletvekillerini hapishaneye gönderen, seçilmiş HDP’li belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyım atayan AKP-MHP ortaklığı, İstanbul’daki koltuklar, makamlar, mevkiler, rant, ticari çıkarlar tehlikeye girince, Kürt kökenli vatandaşları kendisine çekmek için, “Kürdistan” söylemlerine sarıldı, terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları üzerinden HDP tabanına verebileceği mesajlara umut bağladı!
Saadet Partisi’ni daha önce vatana ihanet etmekle suçlayan AKP-MHP ortaklığı, İstanbul’da SP’nin oylarına ihtiyaç duyunca, SP tabanının kendisine oy vereceği iddiasını ortaya attı, “din kardeşliği” ve “dava ortaklığı” propagandasını devreye soktu!
AKP-MHP ortaklığı, sadece HDP ve SP tabanını değil, AKP ve MHP tabanını da kandırma girişimlerine devam etmektedir. Bu kandırma operasyonunun tek unsuru da, “biz mağduruz” veya “İstanbul’da oylarımız çalındı” yalanı değildir. AKP’ye ve MHP’ye yıllardır oy veren seçmenler ve vatandaşlar, AKP’nin ve MHP’nin “elitleri” tarafından çok daha derin konularda da yıllardır kandırılmaktadır.
Bu kandırma operasyonunun temelinde olan unsurlardan birisi, vatandaşların dini ve milli duygularını sömürmektir. İslam diniyle de, milli bilinçle de uzaktan yakından ilgisi olmayan, bunları sadece, iktidarda kalmak için bir maske olarak kullanan AKP ve MHP yöneticileri, bir yandan İslamdaki ahlak anlayışını yok sayarak İslamı yüzeysel bir şekilciliğe indirgemektedir, bir yandan da Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesinden ve demokrasiden kopartarak, küresel emperyalizme hizmet etmektedir.
Bu kandırma operasyonunun temelinde olan unsurlardan bir başkası da uygulanan ekonomik sömürü düzenidir. Her fırsatta “millete hizmet” için siyaset yaptıklarını iddia eden AKP ve MHP yöneticileri, Türkiye’deki belli sermaye odaklarının büyümesine, milletin ve halkın ise her geçen gün fakirleşmesine, gelir dağılımındaki dengesizliğin ve işsizliğin giderek artmasına neden olmaktadır.
Anayasa değişikliği referandumundan önce, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” adını verdikleri ucube Padişahlık düzeniyle, Türkiye’nin daha güçlü bir ülke olacağı, ekonomide ve demokraside kalkınmanın sağlanacağı yalanı da AKP ve MHP seçmenini kandırma operasyonunun önemli bir parçasıydı.
Yasama, yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrılığı ilkesine darbe vuran bu Padişahlık sistemiyle birlikte, Türkiye, demokrasi, hukuk ve adalet açısından dünyanın en geri ülkelerinin seviyesine düştü; ekonomi açısından da, kendisini, tarihinin en büyük krizlerinden birisinin içinde buldu.
Türk Lirası’nın Avro ve dolar karşısında radikal bir biçimde değer kaybetmesi, enflasyonun yüzde 10’lardan yüzde 40’lara ulaşması, cari açığın kapatılamaması, iç ve dış borcun 400 milyar doları aşması, büyüme hızının dibe vurması, gelir dağılımındaki dengesizliğin artması, üretim ekonomisinin neredeyse durma noktasına gelmesi, işsizliğin yüzde 20 oranlarına çıkması, çalışanların yaklaşık yüzde 40’ının asgari ücrete mahkûm edilmesi, AKP’nin Türkiye’yi getirdiği noktadır.
23 Haziran’da İstanbul’da, AKP ve MHP tabanı kendilerini yıllardır kandıran parti baronlarına kırmızı kart çıkarırsa, Türkiye önemli bir dönüşüm sürecine girecektir. Aksi halde ülkenin geleceği karanlıktır.
Kandırılmaya son!
Yazarın Son Yazıları
Suriye’deki devlet krizi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ulusal ve uluslararası krizlerinden birisine neden oldu.
DEM’in “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu raporu”, DEM’in gerçek siyasi çizgisini bir kere daha deşifre etmiştir.
Müzisyenlerin sahnedeki kıyafetlerinden ve danslarından dolayı gözaltına alındığı, tutuklandığı, hapis cezası aldığı ve müzik festivallerinin, konserlerin iptal edildiği, yasaklandığı ve insanların yaşam tarzlarına doğrudan baskıların uygulandığı bir ülkede, “uyuşturucuya karşı mücadele” adı altında yürütülen operasyonların gerçekten uyuşturucuya karşı mücadele amacıyla yürütülüp yürütülmediği tartışma konusudur.
Terör örgütü PKK’nin ve DEM’in talepleri, medyaya yansıyan açıklamalara göre, her ne kadar federasyon ve özerklik gibi unsurlardan söz etmese de Türkiye’nin üniter yapısına zarar verecek niteliktedir.
Demokrasi, halk egemenliğine dayalı yönetim biçimidir.
Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Aydınlanma devrimlerinin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’ün solcu olduğu tezi birçok kesim tarafından kabul edilmez ve genellikle tepkiyle karşılanır.
CHP’nin 39. olağan kurultayı, partinin ilkelerini, ideolojisini, kurumsal kimliğini özümsemiş olan parti üyelerinde ve seçmenlerde hayal kırıklığı yarattı.
Antik Yunan filozofları Platon’a ve Aristoteles’e göre yaşamın amacı iyi bir insan olmaktır ve iyi bir insan olmak da erdemli olmak anlamına gelmektedir.
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ile AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan arasında sık sık bir karşılaştırma yapılır ve ikisinin de popülist ve otoriter liderler olduğu söylenir.
CHP’nin geçtiğimiz hafta açıklanan yeni parti programı taslağında çok önemli ve doğru açılımlar olmakla birlikte, çok ciddi ve önemli eksikler de bulunmaktadır.
Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Aydınlanma devrimlerinin öncüsü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve ilk genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi...
Türkiye’nin Orta Asya’daki Türki devletlerle, yani Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile tarihsel, kültürel, dilsel bağları olduğu halde, AKP iktidarı döneminde bu ülkelerle de ilişkiler geriledi.
Adından da anlaşılacağı gibi, iddianame, belli başlı iddiaları içerir, bir mahkemenin ve hâkimin hüküm veya beraat kararını içermez.
Bugün, Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Aydınlanma devrimlerinin öncüsü olan Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü.
New York ABD’nin en büyük kenti olduğu gibi, dünyanın da en büyük kentlerinden birisidir.
CHP’nin emperyalizm destekli AKP’nin baskılarına karşı direndiği bir ortamda, sosyal demokrasi ile “altı ok” arasında bir karşıtlık yaratarak, CHP’nin kurumsal kimliği ve CHP’nin kurultay tarafından belirlenen parti programındaki temel ilkeleri sorgulamak, CHP’de ideolojik bölünmeye ve emperyalizme yarar sağlar.
Britanya, Fransa, Yunanistan ve İtalya, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını işgal ettiklerinde, Mustafa Kemal Atatürk işgal güçlerine karşı Kurtuluş Savaşı’nı başlatırken, Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahı Vahdettin, önce Türkleri Anadolu’da küçük bir toprak parçasına sıkıştıran Sevr Antlaşması’nın imzalanmasını, sonra da Atatürk’ün idam fermanını onaylayarak, işgalci ülkelere boyun eğmişti.
29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen kuruluşunun 102. yılı kutlanacak.
Bir hükümetin, milletin desteğiyle değil, sözde “savcıları” ve sözde “hâkimleri” kullanarak, polisin, jandarmanın, gardiyanın, kolluk kuvvetinin, askerin ve emperyalizmin desteğiyle ayakta durması, o hükümetin tükenmişliğinin ve çaresizliğinin göstergesidir.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde Aydın ilinde yer alan Miletos antik kenti, felsefe ve bilim tarihi açısından, dünyanın en önemli kentlerinden birisidir.
Ortadoğu (“Middle East”) ve Kuzey Afrika (“North Africa”) bölgesi kısaca MENA olarak da anılıyor.
Emperyalizm bir komplo teorisinin ürünü değildir, bir olgudur, bir gerçektir.
Antik Yunan filozofu Platon’un dediği gibi, görünüşlerle gerçeği ayırmak, algılara aldanmamak, retoriğin esiri olmamak gerekir.
Anayasanın 34. maddesinin tanıdığı hakkı kullanarak “Gezi” protesto eylemlerine milyonlarca vatandaş katıldığı ve destek verdiği halde, onların içinden işadamı Osman Kavala, milletvekili Can Atalay, akademisyen-bürokrat Tayfun Kahraman, belgeselci-sinemacı Mine Özerden, yapımcıgazeteci Çiğdem Mater Utku, yapımcı-menajer Ayşe Barım, ne olduğu belli olmayan ölçütlere göre ayıklandılar ve tutuklandılar.
ABD Devlet Başkanı Donald Trump bu hafta içerisinde 20 maddelik “Gazze Barış Planı”nı açıkladı.
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ile AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın karşılıklı “dostlukları” ve birbirlerine duydukları “saygı”, dillere destan olacak nitelikte gelişmeye devam ediyor.
Türkiye’de muhalefetteki siyasetçiler, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, bürokratlar, akademisyenler, gazeteciler, yazarlar, yayıncılar, sanatçılar, öğrenciler hukuka aykırı biçimde tutuklanırken...
İsrail devletinin onlarca yıldır Filistin’i işgal altında tutması; Batı Şeria ve Doğu Kudüs bölgelerinin işgalinden sonra, Gazze’yi yeniden işgal etmesi ve bu bölgede 60 bini aşkın insanı katletmiş olması, yüz binlerce insanı da göçe zorlaması, ABD’nin desteğinde gerçekleşmiştir.
Türkiye’de insanların birçoğunda adalet, merhamet, vicdan, insaf, sevgi duygusu kalmadı.
Türkiye Cumhuriyeti gibi laik bir ülkede, o ülkeyi yönetenlerin Müslüman olup olmadığını tartışmanın bir anlamı yoktur.
AKP iktidarının Cumhuriyet Halk Partisi üzerinde uyguladığı hukuk dışı baskılar Türkiye için birçok olumsuz sonuç doğurmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin milliyetçi bir parti olup olmadığı her zaman tartışma konusu olmuştur. Çünkü milliyetçi olmak tam bağımsız olmayı ve emperyalizme karşı mücadele etmeyi gerektirir.
Siyaset bir dava, ideoloji ve ilkeler bütünü doğrultusunda, toplumu ve ülkeyi iyiye doğru geliştirmek ve dönüştürmek için yapılır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu, ana muhalefet ve birinci partisi olan CHP tarihinin en zor dönemlerinden birisini yaşıyor.
Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı.
Sık sık laiklik karşıtı açıklamalar yapan Diyanet İşleri Başkanlığı yönetimi, son olarak, Kuran ayetine dayanarak, kadınların miras hakkında erkekle eşit olmadığına dair bir açıklama yaptı.
Cumhuriyetin, başka bir deyişle, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim biçiminin yıkılması ve onun yerine teokratik ve monarşik bir yapının kurulması, normal değil, anormal bir durumdur.
CHP’li Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesi bir ahlaksızlık ve erdemsizlik örneğidir.
CHP’de 13 Ağustos’ta başlayıp 7 Eylül’e kadar sürecek olan mahalle/ muhtarlık bölgesi kongreleri, sadece CHP’nin değil, Türkiye’nin de geleceğini etkileyecektir.
7 Ekim 2023 tarihinde köktendinci terör örgütü Hamas’ın İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği terör saldırısından ve bini aşkın İsrailli sivilin bu saldırıda ölmesinden sonra, İsrail’deki Binyamin Netanyahu hükümeti, terörizme karşı orantısız güç ve şiddet kullanarak, Filistin’in Gazze bölgesinde, aralarında çocukların ve kadınların da olduğu, on binlerce sivil insanı katletti.