50 Yıl Önce Bugün!50 Yıl Önce Pazartesi!

28 Ekim 2011 Cuma
\n

\n

\n\n\n

Günümüzden tam 50 yıl önce bu haftadaki iki olay, yalnızca Almanyanın değil \ttüm Avrupanın tarihinde, toplumsal ve ekonomik yazgısında etkili oldu.\n

\n

Önce birincisi…\n

\n

2. Dünya Savaşı bitmiş Potsdamda galip devletlerin görüşmeleri ile Almanyaya yeni bir biçim verilmişti. Almanya Doğu ve Batı diye ikiye bölünmüş, Berlin SSCB, ABD, İngiltere ve Fransanın dörtlü yönetimine bağlanmıştı.\n

\n

Ünlü Zafer Anıtı Brandenburg Kapısı, Berlini Doğu-Batı diye ikiye ayırdı. Doğu, Rusların; Batı, üç Batılı devletin yönetimine bırakıldı. 1945 anlaşmasına göre dört ülkenin subayları ve diplomatları, istedikleri zaman karşı tarafa geçiş kapılarından ellerini kollarını sallayıp girebileceklerdi. Bunun için işgal güçlerinin ortak araç plakasıyeterliydi.\n

\n

22 Ekim 1961de Batı Berlindeki ABDnin en yüksek görevlisi olan E. Allan Lightner Doğu Berline gitmek için ünlü Charlie Giriş Kapısınageldiğinde geçişi engellendi.\n

\n

Lightner sorunu görüşmek üzere diplomat Albert Hemsingi sınıra gönderdi. Doğu Alman polisi pasaportunu görmek istedi. Amerikan Askeri Polisi kapıya gelerek, diplomatın Doğu’ya geçmesine eşlik etti. Ertesi günü aynı durum bir İngiliz diplomatının da başına geldi. \n

\n

27 Ekimde, yani 50 yıl önce dün, Hemsing kapıya yine geldi. Bu kez Sovyet askerleri devreye girdi. Ancak ABD başkanının Berlindeki özel temsilcisi General Lucius D. Clay, aynı olayın yinelenmemesi amacıyla Tempelhov Havaalanına tankların eşliğinde bir piyade birliği göndermişti. Hemsing yine engellendi.\n

\n

Bunun üzerine Sovyetler Brandenburg kapısına 33 \ttankı yığdı. Amerikan tankları da sınıra 50, Ruslara 100 m kalaya kadar gelip yerleştiler. İki tarafın tankları da silah yüklüydü. Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (KAAÖ) ve ABD Hava Kuvvetleri de alarmageçti. Her iki tarafa tanklarına ateş açılma durumunda karşılık verilmesi emredildi.\n

\n

Gereğinde Berlin Duvarı’nıyıkmak için Amerikan tanklarının önüne dozerler de bağlanmıştı. Tarafların kendi içlerindeki haberleşmede kararsızlıkların öne çıktığı sonraki yıllarda anlaşıldı. Nikita Kruşçev-John Kennedy devreye girdi. \n

\n

Önce bir Sovyet tankı 5 m, sonra bir Amerikan tankı da 5 m geriledi. Ardından öteki tanklar da teker teker ve 5er metreler ile sınırdan çekildiler. Yoksa 50 yıl önce bugün 3. Dünya Savaşıçıkabilirdi!\n

\n

\n\n\n

\n

\n\n\n

İkincisine gelinceBerlinde tank gösterilerinin yaşandığı hafta, başta Almanya olmak üzere tüm Avrupayı etkileyecek bazı görüşmeler de Ankarada yapılıyordu.\n

\n

Batı Almanyadan gelen kamu görevlileri ile Türkiyeden konuk işçi alımı görüşmelerinin sonuna gelinmişti. 31 Ekim 1961de anlaşma imzalandı. Ardından da sandık bavullu ilk işçiler trenle Berlin Duvarını yıkmaya değil, Almanyanın kalkınmasına katkıda bulunmak için yola çıktılar.\n

\n

Bu olayın yarattığı olumlu gelişmeler, öteki Avrupa ülkelerini de harekete geçirdi. Yalnızca benzeri anlaşmalar değil, Türkiyeyi Avrupa Birliğinegirişini hazırlayacak ortaklık anlaşmasıda 12 Eylül 1963te Ankarada imzalandı. Ne var ki bu yarım yüzyılda 3 milyon vatandaşımız ABye girdi, ancak devlet dışarıda bırakıldı. Bulgaristan ve Romanyanın da ABye katılması ile Avrupadaki Türk sayısı 5 milyona yükseldi.\n

\n

Resmi verilere göre bugün Türkiye dışında yaşayan 3.7 milyon vatandaşımızın yüzde 45i Almanyada, 12.4ü Fransada, 10u Hollandada yaşıyor. 1972-2009 yılları arasında 778 bin Türk, Alman vatandaşlığına geçerken, bu sayı Hollandada 260 bin, Belçikada 130 bin, Fransada 71 bin, Avusturyada 89 bin oldu.\n

\n

Bazı Rum vatandaşlarımız dadilve dinortak paydasını kullanarak Almanya yerine Yunanistana; Yahudi vatandaşlarımız da İsraile çalışmaya gittiler, zamanla bu ülkelerin vatandaşlığına geçtiler. 6/7 Eylül 1955 tarihli olaydan dolayı Türkiyeyi terke zorlandılar!savı Avrupaya 1961de başlayan göçten 3-4 yıl sonra olması ile çelişkilidir!\n

\n

***\n

\n

Türk işçilerinin dil, din, toplumsal farklılıkları nedeniyle, gittikleri ülkelerle tam anlamıyla bütünleşmelerine ilişkin sorunlar bugün de sürmektedir. \n

\n

Ancak kuşaklar değiştikçe bütünleşme, özellikle Türk kadınlarınca daha başarılı olmaktadır. Birkaç yıl önce yapılan bir araştırmaya göre Almanyadaki 30-44 yaş arası Türk kadınları aynı konumdaki erkeklerden daha iyi Almanca konuşmaktadır. 30 yaş altındakilerin yüzde 77si ise Almanyada eğitim görmüş.\n

\n

Bu nedenle AB üyelerinde meclislere seçilenler arasında Türk kadınları erkeklerden daha fazla. Durum böyle olunca siyasal yaşamda yükselen Türk kadınları arasında bakanlar da çıkmaya başladı. \n

\n

Örneğin HollandadaAdalet BakanlığınaNebahat Albayrak seçildi. Almanyada Aşağı Saksonyada geçen yıl Aygül Özkan Toplum, Aile, Sağlık”, ardından Baden Vürttemberg eyaletinde Bilkay Öney Uyumbakanları oldular.\n

\n

Berlin eyalet seçiminde aralarında bir eşcinselin de bulunduğu 10 Türk, farklı partilerden kazandı. Danimarka Kopenhag Çevre ve Teknik Belediye Başkanlığına Ayfer Baykal (33) seçildi. Alev Korun Avusturya Yeşiller Partisinden meclise girdi. İngiliz Kraliçesi 2. Elizabeth, Meral Hüssein Eceyi Lordlar Kamarasında Baroneseolarak görevlendirdi.\n

\n

Bild gazetesi Geleceğin 100 Almanılistesine Aylin Selçuku (22) alırken İngiliz Ekonomist dergisi de kendisiniGeleceğin Başbakanıolarak gösterdi. Almanyada Yeşiller Partisinin Obamadenilen Cem Özdemir eşbaşkanlığaseçildi.\n

\n

Bu arada Almanyadaki 2.600 camiye ek olarak 120 kadarının yapımının da sürdüğü bildiriliyor. Birinin de adı: Ayasofya…\n

\n

Türkler zamanla kendi işyerlerini de kurmaya başladılar. İlk aşamadadönercilikdevreye girdi, atıştırma gıda alanında hamburgercilerin önüne geçti. Bu arada Vural Öger, bir seyahat acentesi kurarak, iki ülkeyi ve halkını birbirine bağlamakla kalmadı, önce Alman Meclisine, sonra Avrupa Parlamentosuna sosyalist gruptan milletvekili olarak seçildi.\n

\n

Önceleri porno dünyası ile adını duyuran Sibel Kekilli, sinema dünyasında önemli bir sanatçı olarak ödülleri toplamaya başladı. Alman ulusal futbol takımında başarı ile top koşturan Mesut Özili Real Madrid kaptı.\n

\n

Kuşkusuz Almanya ve ardından öteki Avrupa ülkelerindeki işçilerimizin gönderdikleri birkaç milyar marklık yardımlar, yalnızca Türkiyedeki ailelerini kalkındırmakla kalmadı. \t\tO yıllarda Lüksemburgun \t100 bin dolarlık kredisine gereksinim duyan Türk ekonomisinin önemli bir toplardamarını oluşturdular.\n

\n

Bugün başta Alanya olmak üzere Türkiyenin deniz kıyılarında Alman göçmenlerinin gittikçe artması da bu 50 yılın son gelişmeleri arasında sayılabilir.\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları