Oslo Şaşırtmıyor

17 Eylül 2011 Cumartesi

Ülkenin, 30 senedir kanı bir türlü durmayan yarası unvanını koruyan meselenin çözümünün silahlardan geçmeyeceğini görmemiz için yeterince evlat feda ettik. Çözümü vuruşma değil konuşma yoluna taşımaya çalışmak yanlış değildir. Yanlış olan, geçen yıl İmralı ile görüşülüyor diyenleri “Bunu söyleyenler ispat edemezlerse şerefsizdirler” gibi bir çıkış yaparak iftirayla suçlamakta ve kimseden saklanmadan yürütülen ancak yönetilemeyen açılım ve müzakerelerden, birbirini tutmayan adım ve açıklamalardan sonra bugün tekrardan kara operasyonlarına hazırlık yapılarak savaş ortamının sil baştan canlandırılmasındadır.

Eğer yanlış, ortaya çıkan gizli görüşmede MİT Müsteşarı ve Başbakan Erdoğan’ın “özel temsilcisi” Hakan Fidan’ın Öcalan’dan “Sayın Öcalan” diye bahsetmesinde değilse, sıradan vatandaşın Sayın Öcalan dediği için tutuklanmasındadır. Devletin kullanabildiği kelimeleri vatandaşın kullanmasının suç teşkil etmesindedir.

Öte yandan suç, MİT Müsteşarı’nın PKK temsilcileriyle görüşmesine ait ses kaydının internete verilmesi gibi değeri ve etkisi tartışılmaz bir haberin bazı yayın organları tarafından görmezden gelinebilmesidir! Yandaşlık psikolojisidir.


Güngör Yurdakul’un vefatı

Ergenekon davası tutuklusu Odatv Genel Koordinatörü Doğan Yurdakul’un kanser hastası eşi Göngür Yurdakul hayatını kaybetti. “Ölmeden önce eşinin gözlerinin içine bir kez daha bakmasını” arkadaşı Soner Yalçın onun adına istedi ama mevzuat aşılamadı. Doğan Yurdakul ise kimseye minnet etmedi. Sadece yasal hakkı olan eşinin cenazesine katılma isteğini mahkemeden talep edeceğini söyledi, o kadar.

Bitmeyen bir davanın, mahkûmiyet kararı verilmemesine rağmen aylarca, yıllarca cezaevinde mahkûm kalma saçmalığının kurbanlarından biri Doğan Yurdakul.

Ancak adil yargılanma sürecinin tam anlamıyla işlediği bir sistem, insan haklarının hiçe sayılmadığı ve bunun yanında insani olguların da güme gitmediği bir düzenin var olması için gerekli zemini oluşturabilir.

Güngör Yurdakul’a Allah’tan rahmet, Doğan Yurdakul’a başsağlığı ve sabır diliyorum.


Tarihdelen


Kentin tarihine sızan üç gökdelen neyse ki bu sefer görmezden gelinmedi. Zeytinburnu sahilinde gerekli izinler alınarak inşasına başlanan gökdelenler denize 200 metre uzaklığa dikilmiş ve 3 bloktan oluşuyor. Bloklar 27, 32 ve 36 katlı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Zeytinburnu Belediyesi’nin sorumluluğunda yürütülen ve Sultanahmet Camisi’nin minareleri arasında tarih cellatlığı yapan binalar için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da rahatsızlığını dile getirmiş. Topbaş: “Bununla ilgili farklı girişimlerimiz var. Bundan sonra bir daha böyle bir şey olmaması açısından da çalışma yapılmakta” diye konuşuyor. Önlemin neden en baştan alınmadığı sorulduğunda ise “öngörülememiş demek ki” şeklinde cevap veriyor.

Bundan sonraki, bilhassa kentin yüzüne bu denli etki edebilecek mimari yapılar için izin ve ruhsat verilmeden önce tarihi dokuya verebileceği zararın öngörülebilmesini diliyoruz.


Beklenmeyen laiklik çağrısı

Başbakan Erdoğan’ın Mısır’da ve Tunus’ta verdiği laiklik tavsiyesi övülmeyi hak ediyor. Arap önderlerinin ve Müslüman Kardeşlerin karşısına geçip tepki çekme, taraftar kaybetme, seçmen küstürme derdi olmadan laik anayasayı savunmak, Türkiye’nin laik, demokratik çizgilerini vurgulamak cesur bir harekettir. Her inanç grubuna eşit mesafedeki ve Müslümanlığın, Hıristiyanlığın, Museviliğin, ateistliğin, hepsinin birden güvencesi olan laikliğin devletler için geçerli olduğunun altını çizen, bunun savunuculuğunu yapan bir konuşmayla Arap dünyasının karşısına çıkmak, onlara laik devlet modelini tavsiye etmek “zafer turunun” önemli adımlarından biri olmuştur.

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları