Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Palalı, Sopalı Demokrasi
2 Haziran gecesi Eskişehir’de Gezi protestolarına katıldı.
Polisin attığı gaz bombalarından kendini korumak için girdiği ara sokakta onu çok daha korkunç bir sonun beklediğini elbette bilmiyordu. “Kimliği meçhul” dense de aslında neyin muhafızları oldukları bilinen insanlıktan uzak Taliban kafalı eşkıyalar, diğer birçok gence yaptıkları gibi Ali İsmail’in kafasına vurdular sopalarla.
Ölümüne dövülen Ali’nin, gittiği hastanelerde gördüğü akıl almaz muamelelerin ardından, 20 saat sonra nihayet beyin kanaması geçirdiği anlaşıldı ve yaklaşık 1 ay boyunca komada kaldı.
Ancak olmadı; çarşamba günü, henüz tam olarak anlayamadığı bu vicdansız dünyaya gözlerini yumdu.
Ethem Sarısülük’ün, Abdullah Cömert’in, Mehmet Ayvalıtaş’ın ve Mustafa Sarı’nın yanına gitti.
Tek tabut başında üç anne ağladı, aynı acıyı paylaşan.
Ve artık değişmez bir “faili meçhullerin ülkesi” gerçeği olarak; İsmail’in ölümüyle ilgili polise sağlam bir şekilde teslim edilen görüntülerin bir kısmı her ne hikmetse bozuldu, kayboldu.
Ali İsmail’in darp edildiği diğer görüntüler ise medyada dolaşmaya devam etti; yüreğimiz tutuşarak seyrettik.
“Benden değilse, zaten hiç olmamıştır” zihniyeti ekseninde, günbegün kasıtlı olarak katılaşan söylem ve tavırlar zinciriyle hem kendinden olmayanları cezalandıran, hem de sarsılmakta olan kendi tabanını bu yolla bir arada tutmaya çalışanların gerilimi ve adaletsizlikleriyle geldik bugünlere.
Mısır’daki zulmü dilinden düşürmeyen Başbakan ile yanlı medya, Ali İsmail’in ve gösteriler sırasında kullanılan şiddete bağlı olarak kaybettiğimiz diğer dört canımızın ailelerine bir başsağlığı bile dileyemedi bugüne kadar.
Cinayeti işleyenleri Allah nasıl affedecek diye düşünmediler; daha da önemlisi bir kez olsun içten bir of çekemediler bu genç ve sebepsiz kayıplarımız için.
Biliyoruz.
Başka ülkeler için demokrasi naraları atmayı, halkını baskı altına alan liderlere meydan okumayı bilen; kendi ülkesine geldiğinde baskının, şiddetin âlâsını demokrasi maskesiyle meşrulaştıranların; demokrasiyi araç olarak görenlerin;
Mısır’da halka karşı şiddet uygulayan üniformalı güçlere hesap sorup, öldürülen insanlar için isyan ederken kendi ülkesinde uygulanan polis şiddetini görmezden gelenlerin;
Oradaki darbeyi kendileriyle özdeşleştirip, söylemlerini bu yönde oluşturan ve bunu sürekli tekrar ederek başkalarının mağduriyetini kendince kazanıma çevirmeye çalışanların ülkesi burası.
Fakat aynı zamanda geçmişte işe yarayan mağduriyet dilinin artık geçerliliğini yitirdiğini göremeyenlerin ülkesi.
Palalı adamların kadınlara tekme tokat giriştiği ve bu hareketlerine karşılık polis tarafından sırtları sıvazlanarak mükâfatlandırıldıkları; “münferit olaydır” diye korundukları ve en trajikomiği de kaçma şüphesi yok diye serbest bıraktıkları palalının ertesi gün elini ve palasını sallaya sallaya yurtdışına kaçabildiği bir ülke burası!
Ellerinde karanfil olanların yakalanıp ellerinde pala olanların serbest bırakıldığı, ismi “palalı demokrasi”ye çıkan bir ülke.
Demokratik gösteri haklarını kullanmak üzere, şiddete, hiddete başvurmadan sokağa çıkan insanların sadece devletin resmi polisinden değil, eli sopalı, palalı sözde vatandaşlardan da zulüm gördüğü, siyasi çıkarların gençlerin hayatlarından daha önemli kabul edildiği 2013 Türkiyesi.
Halbuki her şeye rağmen muhafaza edilmeye çalışılan barış zemininde, ramazan için Galatasaray’dan Taksim’e uzanan, asfalta serili rengârenk sofra bezlerinin üzerine kurulan iftar sofralarına Müslümanı, antikapitalist Müslümanı, zengini fakiri, açığı kapalısı, dindarı ateisti, polisi, sivili, çapulcusu, herkesin davet edildiği;
Barışçıl, dayanışmacı, anlayışlı, alçakgönüllü, “biz ve onlar”ın değil, “hepimizin” kendine yer bulabildiği, en iyi yönetmenlerin bile kurgulayamayacağı türden sofraların, biber gazı tüfeklerinin namluları altında, gülümseyerek kurulduğu bir ülke burası.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Şu pişkinliğe bakar mısınız!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Milletvekili sayısı artacak
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Soylu geri mi dönüyor?
- Eski çağ heykellerindeki penisler neden bu kadar küçük?