Medyatik Gerçek

24 Mayıs 2012 Perşembe
\n

\n

Toplumları güdülemede günümüzde silahtan daha etkili güç haline gelmiş medya gücünün olumsuz kullanılmasında varılan boyutları, ölçünün endazesinin kaçmış olması hallerini, uluslararası gazetecilik örgütleri çok çarpıcı örneklerle, vurgulamalarla anlatabilmek için çırpınıp durmaktalar. Medyatik güdüleme gücü, insanların haklarını kullanabilmesiyle ters orantılı işliyor. Türkiye’nin sandık demokrasisinde kusursuz, ekonomik gelişmişlikte parlak görüntüsüne karşın, gerçek demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, sosyal haklar, yaşam haklarının her alanında, gelişmişlik ölçümlemelerinde en gerilerde olması gerçeği işte bu çelişki ile ancak açıklanabiliyor.

\n

Uzatmadan bir kez daha gazetemizden arkadaşımız Balbay simge, Silivri tutuklularını duruşmada olsun görmek üzere önceki gün yargılamaya izliyordum ki bir kez daha tanık olduğum gerçekler ile medyada habercilik adına yaratılan tersine gerçeklik karşısında hâlâ şaşırabildiğime şaştım. Siz de çok bilinçli, kararlı satır aralarından gerçekleri öğrenebilmek adına sorgulama yapamadan genel haber ve yorumlar paketine kulak kabarttıysanız, bilinç altınıza kazınan tablo, Başbakan Ecevite hastalığı sırasında Haberalın kendisi olmasa da tedavinin uygulandığı hastanesinde, görevinden uzaklaştırma amaçlı bir şeyler yapıldığı olasılığı üzerinedir.

\n

İtiraf ediyorum o tarihlerde TGS, gazetecilerin iş güvencesi hakları adına sürekli Ankara’da, Meclis’te, siyasi çevrelerde dolanırken en çok gazeteci arkadaşlarımdan bu türden yazılmış senaryolar, duyumlar bile almıştım. Ecevit’in ABD’nin Irak işgaline karşı durduğu için başta, pek çok nedenle iktidar erkinden uzaklaştırılmak istendiği tartışılmazdı. Derviş önderliğinde alternatif sosyal demokrat parti üretme senaryoları bir örnek. Refah içinden gökten zembille inercesine AKP’nin kuruluş senaryolarına da aynı eksende ayrıntılı tanıklık ettik. Sonrası malum ekonomik krizin vurduğu üç koalisyon ortağı partinin seçim hezimeti, AKP’nin, Erdoğanın daha yasaklı iken parlayan iktidar yıldızı...

\n

***

\n

Buradan Ecevit’in Ergenekon senaryolu, ilaçla hasta yapıldığı, uyutulduğu imajı, yargılama, iddianame, suçlama konusu yapılabilmesi, çok çok başka trajik, bir o kadar kirli oyun. Malum tanığın dünya çapında bilim insanını zan altında bırakan, duyumlar, yorumlar ekseninde kalan şüpheleri, suçlamaları medyanın ana haberlerinde. Şans bu ya... Ben de savunma avukatlarının soru sorma sürecini izliyorum. Belge, somut bilgiye dayalı tek bir bilgi yok. Dahası sadece Başkent değil, daha sonraki GATA raporları, evde güvenilir doktorlar eliyle yapılmış tedavilerde en küçük bir çelişki yok. Özetle Ecevit ileri bir Parkinson hastalığı yanında, yaşlılık, kemik yapısı bağlantılı kırılmalar yaşıyor. Evde de birkaç kez düşüyor.

\n

Babamdan biliyorum, belde, omurilik üzerinde kendiliğinden oluşan kırık öylesine acı veriyordu ki bir onkolog dostumun tavsiyesi ile ek olarak morfin bandı kullanmak zorunda kalmıştık. Tabii sürekli uyuyordu. Sonra doktora danışarak banttan kurtulduk. Onların halkın anlayacağı dille anlattıklarına göre doğal ameliyat denilen olay yaşanıyor, kırık yeri oturmuş tablo aynen kalarak hücrelerin sarması ile onarılıyor, acı hafifliyordu. Babam da aylar sonrasından bugüne uyutulmadan, korse ile yaşamını sürdürebiliyor, yürüyebiliyor. Şimdi bu türden, daha ağır bir tabloda, Ecevit’e Başkent hastanesinde yapılmış tedavi, kanıtsız, nasıl suçlama konusu yapılabilir? İzansız, insafsız bir biçimde, mahkemeye de sunulan tüm bilimsel bulgular aksini ortaya koyarken kamuoyu önünde, medyatik güdüleme ile “Haberal, Ergenekon suçlusu, gizli terör örgütü üyesi olarak Ecevit’i iktidardan uzaklaştırmıştı” imajı verilerek toplum karşısında suçlu gösterilebilir?

\n

Duruşmada söz alan Haberal’ın avukatları, tanığa somut belge sunması istemini içeren sorular yöneltiyor. Yanıt alamayınca da benzer amaçlı sorular yöneltiyorlar. Yargıç benzer sorular sorulmasına izin vermiyor ancak avukatların tanığın ya yanıt vermek ya da tanıklıktan vazgeçmek durumunda olduğu uyarılarına, “Bunları savunmanızda söylersiniz” diyerek işlem yapmıyorlar.

\n

Biraz olsun insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni duyarlılığı olanlara, gidip Silivri’de duruşma izlemeleri uyarım, çağrımı bıkmadan usanmadan yinelemek istiyorum. Anlatarak anlaşılmıyor. Madyeda her şey tersyüz edilip yandaş ağırlıklı medyanın özel gerçekleri “medyatik gerçeklikler“ yaratılıyor. Türkiye fena halde hukuk devleti düzeni kriterlerini yitiriyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları