Maymunlar cennetine dönüş!
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Maymunlar cennetine dönüş!

11.12.2017 01:54
Güncellenme:
Takip Et:

Antropolojiyi tanımlama yolunda yıllardır şu cümleyi kurarım: Peygamberlerden öğreneceklerimiz olduğu kadar, şempanzelerden de öğreneceklerimiz vardır diyerek hareket eden bilimdir antropoloji...

Bu söz, insanın “biyo-kültürel” bir varlık olduğunu işaret etmeyi hedefler.

Daha önemlisi, insanın “ikinci doğa”sı olan kültürün, birinci “biyolojik” doğa karşısında “birincilleştikçe”, ona baskın hale geldikçe nasıl zararlı, yıkıcı, yok edici sonuçlar yarattığına dikkat çekmeyi hedefler.

İnsan, “kültür üreten varlık” olmanın kibri ile özde bir “hayvan” olmasının doğa karşısında gerektirdiği “tevazu”dan (alçakgönüllükten) uzaklaştı. Bugünkü yıkıcı konumuna böyle geldi.

Parçası olduğu doğa karşısında olduğu kadar, parçası olduğu canlılar, hayvanlar, primatlar, yani “maymunlar” dünyası karşısında da koptu tevazudan insan...

İnsan, bir primat, yani “maymun”.

“Evrim” kuramıyla ilgili yaygın, ama o ölçüde de yanlış ifadenin aksine insan, “maymundan gelme” değil. İnsan, başlı başına bir maymun...

Şempanzeden yüzde 2 ile 5 arası farkla insanız.

Yüzde 95-98 oranında genetik paydaşlığa sahibiz şempanzeyle...

O yüzden elbette şempanzeden de, ondan sonra bize en yakın gorilden de, müteakiben orangutandan da öğrenecek çok şeyimiz var.

Onlardan öğrenmeyi bilseydik, bugün minicik bir yavru kediye işkence yaparak onun canını alan bir insanlığımız olmazdı!..

Uygarlaştıkça bozulduk. Freud haklı: Uygarlığımız, hosnutsuzluğumuzdur.

“İlkel” diye tu kaka ettiğimiz halklar, söz gelimi Borneo yerlileri, bizden çok daha “insan”...

Yanı başlarındaki ormanlarda, bir bakıma onlarla koyun koyuna yaşayan orangutanlara bu ismi onlar vermiş.

“Orangutan”, Borneo yerlilerinin dilinde “orman insanı” demek!..

Borneo’daki “ilkel”, orangutanı “orman insanı” sayar.

Batı’daki “uygar”, gorilin elinden “kül tablası” yapar!..

Kapitalist “uygarlık”, bu ikinci insanı var etti.

Elbette antropoloji de bu feci uygarlığın çocuğu ve elbette onun fecaatiyle de (özellikle sömürgecilikle) malûl... Ama geçmişiyle yüzleşmeyi de, günah çıkarmayı da bilmiştir.

“Doğa ile uyum içinde, üretici (kültürel) birliktelik” olarak insan toplumsallığını kavramak, bugün antropolojinin hareket noktası.

O yüzden, peygamberlerden öğreneceklerimiz kadar, şempanzelerden de öğreneceklerimiz var.

Antropolojinin peygamberleri ele alan, inceleyen, değerlendiren dalı, din antropolojisi...

Antropolojinin şempanzeleri, gorilleri, orangutanları, babunları, lemürleri ele alan, inceleyen, değerlendiren dalı, primatoloji...

Bu alanda çalışan “primatolog” meslektaşlarımıza çok şey borçluyuz.

Benim, şempanzelerden öğreneceklerimiz olduğuna ilişkin antropolojik tanımlamamın çıkış noktası da onlardan birinin anlattıkları...

Britanyalı primatolog Jane Goodall, 40 yıl boyu doğal yaşamlarını gözlemlediği şempanzeler arasında büyüttü kendi kızını.

Ve bir anne şempanzenin yavrusuyla ilişkisinden, onu yetiştirme tarzından “öğrendikleri”ni kendi kızının yetişmesine uyarladı.

Goodall’ın hayatı, şempanzeden öğrenmeyle geçti güzel güzel...

Bir başka primatoloğun hayatı, Goodall’ınki gibi güzel geçmedi.

Amerikalı primatolog Dian Fossey de 18 yıl dağ gorillerini incelemeye adadı hayatını ve bu adanmışlığın sonu ölüm oldu.

Yanlış anlamayın, goriller hiçbir şey yapmadı ona.

Fossey, dünyanın en barışçıl primatları olan gorillerin hayatını kurtarmaya, soylarının tükenmesini önlemeye çalışırken kıyasıya mücadele ettiği goril avcıları tarafından öldürüldü 1985’te.

Bir cinayete kurban gitti Fossey ve cinayet, “kültürel” yani insanidir.

Hiçbir hayvan “cinayet” işlemez, hele goril hiç işlemez.

Fossey, aralarında yıllar geçirdiği, onlarla “bacı-kardeş” olduğu gorilleri, kesik kafalarını duvara süs diye asmak, kesik ellerini kül tablası yapmak için dünya para ödeyen “uygar” insanın zevkini tatmin için avlayanlar tarafından katledildi.

Burada Borneo yerlilerinin orangutanla ilişkisinden farklı bir noktadayız ne yazık ki!.. Batılı Beyaz’ın kül tablası, Afrikalı Siyah’ın ekmek parasıydı çünkü.

Fossey, “Batılı uygar”ın "sıçık keyfi"ni ekmeği kılmış yerlinin hışmına uğradı.

Onun trajik ölümü, unutulmaz bir sinema filmine konu oldu. 1988 yapımı ve Sigourney Weaver’a Dian Fossey rolü ile Altın Küre kazandıran “Gorilla in the Mist” (Sisteki Goril) bir bakıma o “uygar Batılı”nın günah çıkarma seansıdır.

Şimdi bir yeni günah çıkarma seansı olarak Dian Fossey’nin aradan bunca yıl geçmesine karşın hâlâ sis perdesi kaldırılamamış, faili bulunamamış ölümünü yeni veriler, açıklamalar, ipuçları eşliğinde sunan bir belgesel geliyor.

“National Geographic” kanalında dün ilk bölümü yayınlanan 3 bölümlük belgesel, “Dian Fossey - Secrets in the Mist”, bizi bu cinayeti yeniden takibe çağırırken, asıl olarak insanlığımızın karanlık yüzünü ifşa etmeyi, bununla yüzleştirmeyi amaçlıyor.

Herkese tavsiye edilir!..

Biz, maymunluktan kaçarak insan olmadık.

Maymunluktan, daha genel anlamda “hayvanlık”tan kaçtıkça insanlığımızı da kaybettik.

İşte bu belgesel insanlığımızı nerede, neden, nasıl kaybettiğimizi de, onu yeniden nasıl kazanabileceğimizi de anlama yolunda bize rehber olabilir.

Unutmayın, hepi topu yüzde 5 farkla insanız.

Yüzde 95’imizle şempanze, goril, orangutanız.

Büyüklenmeyin, sizden büyük Allah da var;

Şempanze, goril, orangutan ve başka pek çok türle dopdolu maymunlar âlemi de var!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018