Onlarca anket önümüze geliyor ve buna göre yorumlar yapıyoruz. Fakat örneğin en az bir yıllık bir süreçte toplumsal, siyasal, ekonomik açıdan nispeten dalgasız bir durum geçirmemize, dahası milletin (ekonomi ve şirketler dahil) ekonomik zorluklarının daha da derinleşmesine rağmen, anket sonuçları birbiriyle ve reel durumla o kadar çelişen sonuçlar veriyor ki haklı olarak neler oluyor sorusunu soran sorana.
Bir bakmışsınız MHP yüzde 5’in altında, baraja takılıp ilk seçimde tek başına Meclis’e giremiyor. En son ankete bakmışsınız MHP yüzde 7’nin üzerinde.
Önümüze gelen anketlerin hepsi telefonla yapılıyor. Bu zaten birinci sorun. İkinci sorun, anket şirketlerinin -hadi diyelim- bazılarına mali katkı yapan siyasi partilerin müdahalesi konuşuluyor.
Başka bir sorun, iktidar partisine yakın bazı anketçiler AKP’yi CHP’nin bile önünde gösteren sonuçlar açıklıyor. Şüphesiz, bunun için kurulmuş yandaş şirketler. Bunlar bir cumhurbaşkanına elde ettikleri sonuçları olduğu gibi aktarıyor, bir de aynı sonuçları tahrif edilmiş olarak kamuoyuna açıklıyorlar.
GÜVENMELİ MİYİZ?
Soru şu, şu aşamada seçimlere bu kadar ay-yıl varken yaptıkları anketlere güvenmeli miyiz?
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, bu konuda doktorasını yapmış bir insan olarak “Hayır” diyor. Hiçbirine güvenmeyin, diyor. Zaten ben de her zaman kuşkuyla yaklaşırım sonuçlara, özellikle bu süreçte.
Seçimlere az bir süre kala yapılacak son anketlerin bir kısmı, şirketinin güvenliğine önem verenler elde ettikleri, artı eksi güvenirlik sınırları içindeki sonuçları olduğu gibi açıklayacaklar. Bir kısmı ise zaten verilen görevler gereği, yanıltıcı sonuçlarla milletin oyunu eğip bükmeye çalışacaklar. Önceki seçimlerde bunu çok yaşadık.
SORUNLU ALAN: TELEFONLA ANKET
Ersin Hoca, telefonla yapılan anketlerin bilimsel yanı olmadığını söylüyor, uluslararası bilim çevrelerinin de bu konuda açıklamaları, çalışmaları olduğunu söylüyor.
Ülkemizde daha yeni yapılmış, 2022 tarihli, bizim ciddi bilimcilerimizin yaptığı bir araştırma makalesini oku diye gönderdi hoca.
Araştırmada “seçim anketlerinin olası hataları asgari düzeye indirme amacıyla uluslararası yazında ve meslek birlikleri tarafından dikkat çekilen kriterlere ne ölçüde uydukları”nı inceliyor.
“Bu amaçla ülkemizde 2011- 2019 yılları arasındaki sekiz seçim için gerçekleştirilen ve geleneksel ve sosyal medyada yayımlanan toplam 295 seçim anketini içeren kapsamlı bir veri seti” toplamışlar.
Bu anketleri “toplam anket hatası” yaklaşımı ve “şeffaflık kriterleri” ışığında değerlendirmişler.
VARDIKLARI SONUÇ:
Ülkemizdeki seçim anketlerinin birçoğu özellikle temsil alanında bilimsel standartların önemli ölçüde uzağında ve seçim sonuçlarını tahmin etmede başarısız bulmuşlar. Özellikle 1987’den sonraki anketleri değerlendiren araştırmaların da anketlerin güvenirliliğin çok uzağında bulunduğunu da kaydediyorlar.
Seçim anketlerinde kullanılan yöntemlerin birçok demokratik ve demokratikleşmekte olan ülkede hemen her seçim sonrasında sorgulanır olduğunu ve anketlerin geçerlilik, güvenilirlik ve metodolojisi konularına odaklanan bilimsel araştırmaların da çığ gibi arttığını belirtiyorlar.
Şimdiki çalışmayla bilimsel literatürde “toplam anket hatası” yaklaşımı ışığında hem anket çalışmalarını gerçekleştiren uzmanlara hem de anketlerin tüketicilerine bilimsel yol göstermek istiyorlar. Bu konuda şüphesiz uluslararası çalışmalara da gönderme yapıyorlar.
PEKİ SONUÇ?
Evet, sonuçta bulguları ne? Telefonla yapılan anketler, hedef kitlede cep telefonu kullanmayanları saf dışı bırakıyor. Örneklem hatası. Başka? Örneklem oluştururken rassal belirlenen cep telefonu numaralarının (seçmen yeterliliğine sahip olmayan kişilere ait olması, hedef kitleye dahil olmayan kişilerin örneklemde yer almasına neden olmakta.
Oysa “örneklem çerçevesi ile hedef kitle bire bir örtüşmeli”. Ancak, bugün Türkiye dahil birçok ülkede gerçekleştirilen seçim anketlerinin verilerinin genellikle maliyet kaygıyısıyla cep telefonu yahut internet üzerinden yapılan görüşmeler aracılığıyla toplanması, hedef kitlenin bir kısmını dışarıda bırakıyor.
ÖRNEKLEM HATALARI
Yine birçok anket çalışmasında örneklem çerçeveleri, çeşitli kurum ve kuruluşların üyelik bilgileri kullanılarak oluşturulmakta. “Bu örneklem çerçevelerine dahil olma olasılığı, kişilerin yaş, gelir, eğitim gibi çeşitli sosyodemografik özellikleri ile ilintili olduğundan, anket çalışmalarında vahim kapsam hataları ve dolayısıyla temsiliyet sorunları ortaya çıkmakta.”
Bu gibi derin sorunlar var. Ayrıca, bir anketin temsiliyetini azaltacak ikinci hata olan örnekleme hatası, örneklemden elde edilen istatistik ile hedef kitlenin ölçülmesi amaçlanan parametresinin birbirlerinden farklı olması ile ilgilidir.
Elde edilen istatistiklerin hedef kitledeki alt grupların tabakalandırma ve/veya kümelendirme yöntemleri kullanılarak seçilmesi gerekir. Bu yöntemle hata payları çok azalır.
“Keza, ülkemizdeki seçim anketlerinin sıklıkla başvurduğu kotalı örnekleme yönteminde hata paylarının hesaplanması ve raporlanması da yanlıştır.” Ayrıca telefonda sorulara yanıt vermeyenler kümesi, bu grubun farklı temsiliyetleri nedeniyle, “cevap vermeme hatası” da ortaya çıkıyor.
Daha bir sürü bilimselliğe uymayan yanlış uygulamalar... Sonuç, yazının başında.
Makale: Aydaş, İ., Moral, M. ve Tosun, Y. (2022). “Türkiye’de Seçim Anketlerinin Toplam Anket Hatası Perspektifinden Bir İncelemesi”, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2022 Sayı 51: Özel sayı 1, Denizli, ss. Ö87-Ö110.