Tüm anketler, tüm planlar önümüzdeki seçimde Erdoğan ve karşısına çıkacak aday üzerine yapılıyor...
Peki, ya aday olamazsa?
Dün sosyal medyada Erdoğan’ı bir tören sonrasında güçlükle ayakta dururken izledik.
Belki o ana özel geçici bir rahatsızlığı vardır... Bunun ötesi dedikodu malzemesi...
Benim üzerinde durduğum nokta şu: Erdoğan, sağlık sorunları nedeniyle ya da yasalara göre ikinci kez aday olamadığı için anayasa engeline takılırsa Cumhur İttifakı’nın adayı kim olur?
Saray’a yakın kulislerde Abdullah Gül’ün adının güçlü şekilde konuşulduğunu söyleyebilirim.
Biliyorsunuz, Abdullah Gül’ün adı bir önceki seçimlerde muhalefetin ortak adayı olarak geçmişti.
O görüşmelerde Gül iki şart öne sürüyor:
1- “Tüm partilerin ortak adayı olursam kabul ederim.”
2- “Benden devr-i sabık beklemeyin. Erdoğan’ın çocukları benim çocuklarım gibidir.”
Bu sözleri Erdoğan’ın duymaması mümkün değil. Ancak Abdullah Gül’ün adını öne çıkaran bir başka olgu daha var. DEVA ve Gelecek partileri toplamda yüzde 5’in üzerinde bir oy alacak gibi görünüyor. Gül’ün Cumhur İttifakı’nın adayı olması bu partilerin seçmenlerini de eski liderlerine yöneltebilir diye hesap ediliyor.
Abdullah Gül’ün İngiltere ile olan ilişkileri de olası bir devr-i sabıkta Erdoğan’a dışarda da bir koruma sağlayabilir.
Tabii bu kulis bilgisindeki senaryo, Erdoğan’ın aday olamama ihtimali için gündemde. Birazdan detaylarını okuyacağınız anket sonuçlarına göre Erdoğan’ın hâlâ yüzde 26.2’lik kemikleşmiş oyu bulunuyor. Ve Cumhur İttifakı’nda olası hiçbir aday bu oranın ötesine geçemiyor.
AKP SEÇMENİ VERDİĞİ OYDAN PİŞMAN
Türkiye, adı konulmamış, zamanı tahminlere kalmış bir seçim sürecinin içinde.
Anket şirketleri ise seçmenin nabzını ölçmenin peşinde...
En son anketi BUPAR Araştırma şirketi TELE 1 için hazırladı.
Çok sayıda sorunun içinden cımbızlayarak aktarıyorum:
- AKP seçmeninin yüzde 30’u verdiği oydan pişman.
- Halkın yüzde 63’ü erken seçim istiyor.
- Lider memnuniyetinde Erdoğan’ın oyu ilk kez partisinin altında.
- Milletvekilliği seçiminde muhalefetin açık üstünlüğü görülüyor.
- Halkın yüzde 67’si derin mutsuzluk yaşadığını ifade ediyor.
- Önümüzdeki altı ayda toplumun yüzde 65.2’si ekonomisinin daha da kötü olacağına inanıyor...
- Seçmen, Erdoğan’ın karşısında beğendiği bir adayı görürse yüzde 60 oranında oy verme eğiliminde!
Tüm veriler, iktidardan duyulan memnuniyetsizliği ifade ediyor. Öyle ki AKP seçmeninin yüzde 25.7’si, MHP seçmeninin yüzde 39.3’ü başkanlık sisteminin ülkeye zarar verdiğini söylüyor.
Türkiye’nin demokrasi birikimini, anayasal kurumlarını çürüten ve ağır ekonomik krizin nedeni olan “tek adam sistemine” gençler de yüzde 62.5 oranında “Ülkemize zarar verdi” diyor...
CHP, SON 22 YILIN EN YÜKSEK OY ORANINA ULAŞTI
Sol partiler 1999 yılından bugüne (99’da terörist başı Öcalan’ın yakalanması ile DSP’nin yakaladığı rüzgâr) oy oranlarında yüzde 30’u göremedi. 2002’de tüm sol partilerin toplam oyu yüzde 20.6 idi. 2007’de 20.9, 2011 de 26, Haziran 2015’te 25, Kasım 2015’te 25.3, 2018 seçiminde ise yüzde 22.6 idi...
CHP, 22 yıl aradan sonra ilk kez yüzde 27 bandının üzerine çıkmış görünüyor. Türkiye’de hayatında hiç sol partiye oy vermeyen bir seçmen kitlesi var. Yüzde 65 - 70 bandında...
CHP, yüzde 27-28 ile sol seçmeni motive etmiş görünüyor. Elbette bu motivasyonda Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinin yaklaşmasının etkisi var. Yani sol seçmen hem motive hem de parti içinde yaşanan, yaşanılacak olan sıkıntılara gözlerini kapatmış durumda... Yönetime sunulmuş büyük bir tolerans var.
CHP, seçmendeki bu krediyi birinci parti olmak için kullanabilir. Sağ seçmenden “sağcılaşmadan” yeni bir dil ile oy alabilir. Bugüne kadar sağdan siyasetçi transferlerinin seçmeni etkilemediği görüldü. CHP tarihi seçimlerden birinci çıkmak için özgürlük, eşitlik, refah, gelir dağılımında eşitlik, adalet gibi başlıklarda muhafazakâr kesime ulaşabilir.
Adalet demişken, BUPAR’ın anketinden çıkan en büyük iki sorundan biri ekonomik kriz diğeri ise adalet ve hukuk sistemine duyulan güven kaybı.
AKP’ye oy verenlerin yüzde 40’ı, MHP seçmeninin yüzde 71.6’sı adalete inancını kaybetmiş. Düşünün, Cumhur İttifakı’na oy veren seçmen kitlesinden söz ediyorum.
Adaleti yeniden, herkes için, eşit koşullarda inşa etme vaadi, sağ seçmene hızla ulaşabilecek yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor.
