En-Kaz Dağları...
Mustafa Balbay
Son Köşe Yazıları

En-Kaz Dağları...

07.08.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Dünyada hiçbir şey çökmekte olan bir diktatörlükten arta kalanlar kadar pis kokmaz!
AKP iktidarının sadece adında kalan adalet ve kalkınma uğruna yaptıklarının gerçek yüzü bizde bu sözü çağrıştırdı.
Adalet için yargı paketleri hazırlıyoruz deyip hukukun paketlendiği günler gördük...
Kalkınma için her türlü adımı atıyoruz deyip memleketin kalkınması için kurulmuş ne kadar müessese varsa toptan satıldığını gördük...
Bugünlerde ülkenin doğal kaynaklarının doğayı katlederek peşkeş çekilmesine tanık oluyoruz. Buna karşı toplumsal bilincin sadece katliamdan etkilenen kesimlerde değil, daha geniş yığınlara yayılması bir nebze umut verici.
Kaz Dağları örneğinde olduğu gibi...
O Kaz Dağları ki; 2500 yıl önce yazılmış Homeros destanlarının yatağı...
Bugün her metre yüksekliği ayrı bir iklimi yaşatan Kaz Dağları’nda altın madeni uğruna büyük bir katliam yapılıyor. Çıkarılacak madenin yüzde 96’sını alıp götürecek olan Kanadalı maden şirketi Alamos Gold’un bize armağanı şu:
Türkler iyi taş taşır!
Bu gidişe karşı 26 Temmuz’da başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti hafta başında doldu taştı. Bu direncin artarak devam etmesi mutlaka sonuç verecektir. Örgütlü ve bilinçli bir halktan daha büyük güç yoktur.

***

Başta altın madenciliği olmak üzere dünyada madenciliğin tarihi vahşidir. Kıyımlarla doludur.
Kuzey Amerika’nın, Avrupa’nın Sanayi Devrimi’nin öteki yüzü bambaşkadır. Sömürü düzeni ne doğaya acır ne insana...
15’inci yüzyıldan itibaren özellikle Afrika’dan Amerika’ya getirilen köleler en çok maden ocaklarında çalıştırılıyordu. Bir insan maden ocağında ortalama 7 yıl çalışabiliyordu. Bu zaman dilimi sonrasında madenden kaynaklanan hastalıklarla ölüyordu. Ortalama ömür 35 yıldı.
Güney Afrika’daki altın ve elmas ocaklarında çalışan işçiler de bilinçli olarak cahil bırakıyordu ki, hakkını aramaya kalkmasın. 20. yüzyılın son çeyreğine dek, madende çalışan işçilere sadece 50 kelimeyi okuması öğretiliyordu. Onlar da işi iyi yapması için maden ocağındaki uyarı levhalarıydı.
Altın, gümüş ve değerli taş madenciliğinin vahşi örnekleri saymakla bitmez.
Bugün, Kaz Dağları’nda yapılan da dünyanın değişik coğrafyalarında yaşananların tipik bir örneği.
Doğa, kapitalizmin kölesi değildir.
Nasıl insan köleliği insanlığın direnciyle yıkıldıysa, doğanın köleleştirilmesine de dur demek gerekiyor.
Kristof Kolomb’un Amerika kıtasında ilk ulaştığı, insanın giremediği ormanlarla dolu adanın bugün çöl haline geldiğini unutmamak gerekiyor.

***

Kaz Dağları’na dönelim...
200 binden fazla ağacın kesildiği bölgenin görünümü tam bir enkaz!
İstanbul’a ihanet edenler, memleketin neresine etmedi ki!
Kaz Dağları’nın enkaz dağları haline gelmemesi için hepimizin sorumluluğu var.
Başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti hepimizin geleceği içindir.
Bunca kötü örneklere karşın, hâlâ altın madeni için her şeyi göze alanlara bizim çok güzel bir dileğimiz var.
Bir zamanlar, zengin mi zengin bir ülkeyi yöneten diktatöre hiçbir şey yetmez olmuş. Neye sahip olsa, “Dahası yok mu” diye soruyormuş. Bir gün çevresindekiler onu çok mutlu edecek bir müjdeyle gelmişler:
Efendimiz, şu andan itibaren tuttuğunuz her şey altın olacak...
İnanamamış... Önündeki bardağı tutmuş, altın... Az ötedeki sürahiyi tutmuş, altın... Sevinçten deliye dönmüş. Fırlamış sokağa, ağacı tutmuş, altın... Taşı tutmuş, altın...
Tuttuğu her şey altın... Saatler geçmiş, acıkmış...
Ekmeği tutmuş, altın... Suya dokunmuş, altın...
Sözü uzatmayalım, bizimki tuttuğu her şey altın olduğu için acından ölmüş!
Kaz Dağları’nda altın madeni için ağaçlara kıyanların tuttuğu altın olsun!

Yazarın Son Yazıları

Denk bütçe!

2026 yılı bütçesinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlamasıyla ekonomi hak ettiği gündem önceliğini bir nebze kazandı.

Devamını Oku
10.12.2025
Suriye’nin bir yılı!

Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin üzerinden bir yıl geçti. 8 Aralık 2024’te Şara ve beraberindekiler Halep’ten çıktıkları engelsiz yolculukla Şam’a vardılar. Havaya sıktıkları zafer kurşunları Esad güçlerine sıktıklarından çok daha fazlaydı.

Devamını Oku
09.12.2025
Mr. Tom Barrack... Bu üslubu bırak!

Sayın Büyükelçi, göreve geldiğiniz günden beri Türkiye ve bölge üzerine tezler ortaya atıp geçmişten geleceğe aklınıza geleni söylüyorsunuz.

Devamını Oku
06.12.2025
İktidar, halkın İMF’si oldu!

Dün sabah saat 10.00’da enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte art arda buna paralel haberler döküldü:

Devamını Oku
04.12.2025
Tarım ‘şap’a otururken!

Uzunca bir süredir tarımdan gelen olumsuz haberler zincirine sonunda iktidarın TÜİK’İ de katıldı.

Devamını Oku
03.12.2025
Papanın ziyareti!

Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti sona erdi, tartışmaları devam ediyor.

Devamını Oku
02.12.2025
Yeni siyasal yelpaze ve CHP!

CHP’nin 39. olağan kurultayı Ankara için sık kullandığımız şu tanımın gölgesinde başladı...

Devamını Oku
29.11.2025
İtirafname!

İBB iddianamesi İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Devamını Oku
27.11.2025
Parçalar birleşmiyor!

Uzun süre tartışıldıktan sonra ansızın gerçekleşen İmralı görüşmesinin yeni bir sürecin başlangıcı olduğunu dün vurgulamıştık.

Devamını Oku
26.11.2025
Süreç yeni başlıyor!

Kritik haftalardan bir hafta daha başladı.

Devamını Oku
25.11.2025
CHP milleti dinledi...

Son birkaç gündür uzun süredir konuşamadığımız, Anadolu’nun pek çok yerinden eski-meyen dostların sesini duyduk.

Devamını Oku
22.11.2025
İşi İmralı’ya sürdüler!

Kamuoyunda “Terörsüz Türkiye” diye bilinen komisyonun tam adı şöyle...

Devamını Oku
20.11.2025
Erdoğan’la Bahçeli’nin Öcalan sorunu!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dün partisinin grup toplantısındaki konuşması bir süredir kulislerde dalgalanan pek çok olasılığın doğruluk payını arttırdı.

Devamını Oku
19.11.2025
Akdeniz’de ABD kuşatması!

Güney yelpazemizde birbirinden farklıymış gibi seyreden gelişmeleri birleştirince ortaya Türkiye’nin etrafını saran bir yay çıkıyor.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianamenin satırları!

Satır sözcüğünün ikinci anlamı şu...

Devamını Oku
15.11.2025
AKP’nin bitmeyen Atatürk zikzakları!

Bir 10 Kasım’da daha Mustafa Kemal Atatürk’ün unutulmaz, unutturulamaz olduğunu yaşadık.

Devamını Oku
13.11.2025
Bana her şey Ergenekon’u hatırlatıyor!

Dün sabah iktidar medyasının haber vermesiyle gündeme düşen İmamoğlu iddianamesi saat 15.00 sıralarında kamuoyuna ulaştı.

Devamını Oku
12.11.2025
45. yıl…

7 Kasım 1980 Cuma günü. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde günün sonuna yaklaşıyoruz.

Devamını Oku
11.11.2025
Hukuksuzluk Tayfun’u!

1293 gündür hapiste olan Tayfun Kahraman’la ilgili Anayasa Mahkemesi’yle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi arasındaki asimetrik çatışma Türkiye’nin hukuksuzlukta geldiği noktanın yeni bir ivmesi oldu.

Devamını Oku
08.11.2025
New York’ta sosyalizm!

Dünyanın Trump krampına girdiği bir süreçte ABD’nin kalbi New York’ta belediye başkanlığı seçimlerini Müslüman kökenli sosyalist Zohran Mamdani’nin kazanması, içinde büyük umutlar taşıyan önemli bir başlangıç olabilir!

Devamını Oku
06.11.2025
Pazarlık!

Her şeyin pazarlığa tabi olduğu bir dönemdeyiz.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasa oyunları!

Dün AKP iktidarının 23. yılıydı. Çeyrek asra yaklaşan süreci şöyle özetlemek mümkün:

Devamını Oku
04.11.2025
Sürecin şifreleri...

Birinci yılını dolduran, yolda “terörsüz Türkiye” adını alan süreçte şaşırtıcı olmayan bir “deltalaşma” aşamasına gelindi.

Devamını Oku
01.11.2025
Prof. Özer hapiste fikirleri iktidarda!

Bugün Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e yönelik operasyonun birinci yıldönümü!

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yurttaşlık bilincidir!

Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılın ikinci yılına yine en temel değerlerin tartışma konusu olduğu bir ortamda giriyor.

Devamını Oku
29.10.2025
Tükenmişlik saldırısı!

Korkunun gözleri o kadar çoktur ki insanın üzerine çöktü mü, artık her şeyi korku olarak algılar. İmamoğlu, hapiste de olsa... Özgürce siyaset yapamasa da... Ondan korkuyorlar!

Devamını Oku
28.10.2025
Ca-sus!

Dün sabahtan akşama dek sözcüğün tam anlamıyla yargı fırtınası esti!

Devamını Oku
25.10.2025
Kıbrıs dersleri!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde geçtiğimiz pazar günü yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinin yankıları devam ediyor.

Devamını Oku
23.10.2025
İddianame turşusu!

İBB soruşturmasında aylardır beklenen iddianamenin bir bölümü çıktı.

Devamını Oku
22.10.2025
Kışlalı ile haftaya bakış!

Sevgili Kışlalı, Bugün alçakça bir saldırıyla aramızdan koparılışının 26. yılı!

Devamını Oku
21.10.2025
Suriye denklemi!

Suriye Devlet Başkanı Şara’nın Moskova’ya gidişi, İsrail’le Türkiye arasındaki bu ülkenin nasıl bir geleceğe evrileceğine ilişkin soru işaretlerini biraz daha artırdı.

Devamını Oku
18.10.2025
Bitime hazırlık mı?

22 Ekim 2024’te MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik çağrısıyla başlayan, devamında “terörsüz Türkiye” diye adlandırılan süreçte sonbahar havası hissediliyor.

Devamını Oku
16.10.2025
Gazze harap olduktan sonra!

O bilinen “Basra harap olduktan sonra” deyişi ne yazık ki Gazze’ye de uyuyor. Yüzde 85’i harap olmuş, her 20 kişinden biri ölmüş ya da kaybolmuş, bebekleri ölüme doğmuş Gazze’de barışa giden yola ilişkin bir iyi niyet anlaşması yapıldı.

Devamını Oku
15.10.2025
Yavaş’ın en büyük projesi: Huzur-güven!

Seçeneğini aşağı çekmekten başka seçeneği kalmamış bir iktidarın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı da hedef alacağı aşikârdı.

Devamını Oku
14.10.2025
Tuğla...

1990’lı yılların faili meçhul cinayetler sürecinde dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Uğur Mumcu cinayeti için kullandığı “tuğla” sözcüğü Ekrem İmamoğlu ve zafer arkadaşlarının iddianamesinde de gündeme geldi!

Devamını Oku
11.10.2025
Nadir toprak elementleri!

Sanayi Devrimi’nde kömür, demir, çelik neyse bugünün iletişim devriminde nadir toprak elementleri o!

Devamını Oku
09.10.2025
Eğitimde yeni bir bozum mu?

Klasik söylemdir, “Eğitim yapboz tahtasına döndü” denir ama her değişiklik sorunları çözmek yerine katladığı için “yap” kısmı yok...

Devamını Oku
08.10.2025
Meclis zemini!

21 Ekim 1999’da alçakça bir saldırıyla aramızdan koparılan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Siyaset Bilimi kitabında Meclis’in birleştiriciliğini şöyle özetler:

Devamını Oku
07.10.2025
Silivristan!

Önceki gün Silivri’ye giderken Ayşe Barım’ın serbest bırakıldığını öğrendik.

Devamını Oku
04.10.2025
Hakan Fidan tartışılan o sözlerini bilerek mi söyledi?

Ava giderken av olmak diye bir deyim vardır.

Devamını Oku
02.10.2025