7 Mayıs 1924’ten günümüze Cumhuriyet ve Yunus Nadi - Erol Dolu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

7 Mayıs 1924’ten günümüze Cumhuriyet ve Yunus Nadi - Erol Dolu

07.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

7 Mayıs 1924 tarihinde yayın yaşamına başlayan Cumhuriyet gazetesi, kuruluşunun 101. yılına ulaştı. Ben de 1974 yılından bu yana, 14 yaşımdan beri Cumhuriyet gazetesi okuyorum. Er olarak askerlik yaptığım 1981- 1983 yılları arasında bulunduğumuz askeri birliğin kantininde günlük gazeteler satılıyordu. Cumhuriyet gazetesi de iki tane geliyordu. Gazetenin bir tanesini spor subayı alıyormuş, diğerini de ben alıyordum.

Acemilik döneminde parkanın içinde gazeteyi bir çavuş gördü ve bana gizlice “Sen Cumhuriyet gazetesi mi okuyorsun” diye bir tokat vurdu. Acemilik dönemim bittikten sonra gündüz askeri birliğin içinde bulunan futbol sahasında nöbet tutarken Cumhuriyet gazetesi okuyordum. O sırada bir teğmen komutanımız gazete okuduğumu görünce yanıma geldi, elimden gazeteyi aldı baktı, sonra geri verdi ve savunmamı aldı; bir hafta hapis yattım.

Yıllardır Cumhuriyet gazetesi okuyorum. Siyasi ortamlarda Cumhuriyet gazetesinin düşüncelerini paylaşmayanlar dahi çoğu zaman bu gazeteyi okurlar. Cumhuriyet bir kültür hazinesidir. Gazeteye bağlı olanlar her gün bu gazeteyi alırlar. İzmir, İstanbul ve Ankara’ya gittiğim zamanlar kütüphanelere gider Cumhuriyet gazetesi arşivlerine bakarım.

FETHİYELİ YUNUS NADİ

Yunus Nadi, Cumhuriyet gazetesinin kurucusu ve Milli Mücadele yıllarında Mustafa Kemal’in yanından hiç ayrılmayan Fethiyeli bir gazetecidir.

Kurtuluş Savaşı yıllarında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılırken Atatürk’ün yanında tüm karargâhlarda çalışan Fethiyeli Yunus Nadi, Fethiye, Muğla ve Türkiye’nin bir değeridir. Kendisini özlemle, gurur duyarak anıyoruz.

Gerçekten Yunus Nadi, Milli Mücadele kahramanı olarak basın camiasında tarihe geçmiş bir gazetecidir. Birçok genç gazeteci Yunus Nadi’yi belki yakından tanımaz. Ama Muğla Gazeteciler Cemiyeti başkanı rahmetli Ünal Türkeş, Muğla ve ilçelerinde her 24 Temmuz Basın Bayramlarında ve diğer basın etkinliklerinde günün anlam ve önemi hakkında konuşurken Yunus Nadi hakkında önemli konuşmalar yaptığını hiç unutmam.

BASKILARA DİRENİŞ

Rahmetli Ünal Türkeş, 2005 yılında yayımladığı “Atatürk’ün Etrafındaki Muğlalılar” adlı kitabında Yunus Nadi’den şöyle söz eder:

“Yunus Nadi, 1879 yılında Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Kemer beldesinin Seydiler köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Fethiye’de bitirdikten sonra Rodos’ta Süleymaniye Ortaokulu’nu tamamlayıp arkasından İstanbul’da Galatasaray Lisesi’ni bitiriyor ve oradan da hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra 1900 yılında Malumat gazetesinde gazeteciliğe başlıyor. Burada yazılarını yazmaya devam ederken 1901 yılında Abdülhamit’e karşı gizli örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle 22 yaşında bir genç olarak Midilli kalesine üç yıl hapse ve oradan da sürgün cezasına çarptırılıyor. Ama Yunus Nadi bu baskılara direniyor.

1908 yılında İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra İstanbul’a dönerek İlk Adım ve Tasviri Efkâr gazetelerinde tekrar yazmaya başlıyor. Daha sonra 1910 yılında İttihat ve Terakki tarafından yayımlanan Rumeli gazetesinde başyazarlık yapıyor. 1912 yılında Muğla o yıllarda il olmadığı için Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Aydın milletvekili olarak bulunuyor. 1918 yılında İstanbul’da kendine ait Yeni Gün gazetesini çıkarmaya başlayarak 19 Mayıs 1919 tarihinden sonra Yeni Gün gazetesinde Mustafa Kemal ve arkadaşlarını destekliyor.

FETHİYE İLE BÜTÜNLEŞTİ

Yunus Nadi, 23 Nisan 1920 tarihinden sonra Mustafa Kemal ve arkadaşlarına Milli Mücadele’de destek olmak için matbaasını parçalara ayırıp gizlice Ankara’ya taşıyarak Yeni Gün gazetesini Ankara’da yayımlamaya devam ediyor. 23 Nisan 1920 meclisinde Yunus Nadi İzmir milletvekili olarak görev yapıyor. Daha sonra Yunus Nadi 7 Mayıs 1924 tarihinde Yeni Gün gazetesi yerine bugünkü adını Atatürk’ün isteği üzerine Cumhuriyet gazetesini yayımlamaya başlıyor. Cumhuriyet gazetesinin ismini de Atatürk veriyor. Kendisi de Cumhuriyet döneminden başlamak üzere 1945 yılında vefatına kadar Muğla milletvekilliği yapmıştır.”

Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi’nin 6 Ekim 2024 tarihinde Fethiye’nin merkezine anıtı dikildi ve Yunus Nadi ismi Fethiye ile bütünleşmiş oldu.

EROL DOLU

ARAŞTIRMACI, YAZAR

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025