Adnan Binyazar

Kadın Kendini Kurtarmadıkça...

21 Ocak 2009 Çarşamba

Tam karşıma oturmuştu. Yanında ayakta duran iki kıza Kastamonu ağzıyla bir şeyler anlatıyor, lise öğrencisi olduğunu sandığım kızlar da, parmakları cep telefonlarının tuşlarında, onu dinler görünüp kıkırdıyorlardı.

Ben, elimdeki kitaba dalmıştım. Bir eğitbilimci duyarlığıyla söylediği öğretmen, ders, gençler...sözcüklerini duyup başımı onlardan yana çevirince kadının atmaca bakışlı keskin gözleriyle karşılaştım.

Erdemli kişinin yüreğinde öfke barınmaz. Çok geçmeden, yumuşayıverdi kadının bakışları.

Nasıl olduysa, o bakışlarıyla, Dağlarcanın Mustafa Kemalin Kağnısışiirindeki Elifi çağrıştırdı bende.

Sanki Elif, düşünceden, düşünceden diyerek, öküz yerine kendini koştuğu boyunduruktan bana bakıyordu...

***

Metroda kimi uyuyor, kimi, kim bilir hangi çözümsüz sorunun etkisiyle başını öne eğmiş, kendi kendine söyleniyordu.

İnsanlar arasında ani duygu yakınlaşmaları oluyor; demek ki kadın, uzaktan uzağa onu dinlediğimi anlamıştı. Kızlardan yakınırcasına bana döndü, Bunların hiçbirinde öğretmene saygı yok!” dedi. Ben de onunla konuşmayı beklercesine, Nerden bildiniz benim öğretmen olduğumu?diye sordum kadına.

***

Hiç duraksamadan, Öğretmeni bakışından bilirim ben; daha mı bilmeyeyim, kızım öğretmen, damadım öğretmen... Ama seni bilişim başka; bir defa, elinde kitap var. Bu devirde kimi öğretmenlerin dışında kimsenin elinde kitap kalmadı. Damadımın elinden de kitap düşmez. Ne yapar ne eder, hiç değilse ayda iki üç kitap girer eve dedi.

Bir sohbet masasında, her şeyi bilircesine konuşan yazar bir bayana, biraz da söylediklerine duyduğum ilgiyle, öğrenimini sormuştum da, Kim okuttu ki okuyayım; şart mı öğrenimli olmak! diye paylamıştı beni.

O günden beri kimseye öğrenimini sormaz olmuştum. İlkemi bozup o Anadolu yüzlü kadına sordum: Nereye kadar okudunuz? Usulca, İlkokul,dedi. Kızlarla konuşurken, istemeyerek kulak misafiri oldum. Onlara ne güzel şeyler anlattınız! Kendinize de çok güveniyorsunuz. Bu güven nerden geliyor?Dostça güldü: Elime geçeni okurum ben. En başta gazete! Her gün gazetemi okumalıyım... Damadımın üç beş kuruş ayırarak aldığı kitapları ondan önce ben okuyorum dedi.

Sanki konuşan, bir Anadolu anası değildi, Bilgi kuvvettir diyen Baconın düşünce aydınlığıydı...

***

Güven duygusu, gücünü bilgiden alır. İnsan, gerçeği bilgiyle anlıyor, kavrıyor, duyumsuyor, düşünüyor, algılıyor, yargılıyor, irdeliyor, yorumluyor...

Bilginin barındığı yer kitaptır.

Kadın, dinleyen birini bulunca kendini konuya öylesine kaptırmıştı ki, ineceği yeri geçtiğini üç durak sonra fark etti. Kucağındaki röntgen zarfını eline alıp çıktığında gözümü ondan ayırmadım. Metro hareket edince gözümü içime çevirip uzun uzun düşündüm; beynini bilginin ışığıyla donatıp özgüven kazanmadıkça, kadın kurtuluşa eremeyecek...

***

Mustafa Kemalin Kağnısını yeden Elif gibi, kültür alanında da, boynunu boyunduruğa geçirip olanaksızı olanaklı kılmadıkça; kadınımız; anamız, avradımız, yârimiz, el kadar kızken töre cinayetlerine kurban gidecek, evinde zulüm görecek, telefon kontörü karşılığı tecavüze uğrayacak, kâğıt mendil satarken sokak ortasında donacak, satılığa çıkarılacak, keyif ehillerinin gönlünü eğlendirecek...

binyazar@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ağıt toplumu 13 Aralık 2024
Anılar yumağı 6 Aralık 2024
Fotoğrafı buzlamak 29 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları