Hepimiz Hamlet’iz

05 Nisan 2020 Pazar

Virüs iktidarı kibarlaştırdı.

+65 üstüne “yaşlı” demek “hedef göstermek” sayılacağı için olmalı yetkililer, “büyüklerimiz” falan demeye başladılar.

Oysa Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ-WHO) üç yıl önce yaş dilimlerini yeniden belirlemişti. (0-17 Ergen / 18-65 Genç / 66-79 Orta yaş / 80-99 Yaşlı - Cumhuriyet 07.08.2017)

9 yaşında nasıl “ergen”, hele 79’unda neden “genç” olunur diye sual eden çıkmadı.

Çünkü dünyayı yönetenler, doğayı, toplumları sömürenler, savaşlara, yoksulluğa sebep olanlar bu yeni sınıflamadan çok mutlu oldular.

WHO’nun görevi zaten biraz da bu.

***

Olağanüstü hal biraz da sırtüstü hal demek.

Bu pozisyonda okumak keyifli de yazmak çok riskli.

Hele sosyal medyaya yazmak bela aramaktan farksız.

“Bizi virüs değil düzeniniz öldürecek!” diye tweet atan kamyon şoförü de içeri alınıyor, “IBAN edenlerle iman edenleri” kafiye yapan gazeteci de.

Reyiz’in bunda bir günahı elbette yok. Fırsatını kollayıp gözüne girmek isteyen çok.

***

Reyiz’li yazı riskli..

Reyiz’siz yazı ise kimi okur için Çin’in yarasa haşlamasından daha tatsız ve anlamsız.

Olağanüstü günlerden geçiyoruz.

En güvenli yazı, “The” danışmanlar gibi tarihten malzeme üretmek.

Onlar IBAN’dan “Atatürk’ün Tekâlifi Milliyesi” ile “zekât ile fitre” çıkarırlarsa, bendeniz de koronavirüsten kuşkonmazlı omlet değil ama Hamlet çıkarırım.

***

Hamlet de Covid-19 gibi, yerli ve milli değil.

Bugünkü gibi çok feci bir salgın ve karantina döneminin ürünü.

1600’lü yılların İngilteresi’ni de veba sarmıştı.

Bulaştığı herkesi hasta ediyor ve öldürüyor ya da öldürmüyordu.

Shakespeare de bu yüzden olacak, Hamlet’in eline bir kuru kafa veriyor ve şöyle dedirtiyordu:

“ (To be or not to be) Olmak ya da olmamak,

İşte bütün mesele bu!”

***

İlk çeviriyi Sabahattin Eyüboğlu yapmıştı.

Can Yücel ise daha sonra Hamlet’in bu tiradını- feryadını karantina ruhuna uygun hale getirdi:

“Bir ihtimal daha var. O da ölmek mi dersin?”

Kim dayanabilir zamanın kırbacına? 

Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine, 

Sevgisinin kepaze edilmesine, 

Kanunların bu kadar yavaş 

Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine, 

Kötülere kul olmasına iyi insanın 

Kim ister bütün bunlara katlanmak 

Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek, 

Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa, 

O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya 

Ürkütmese yüreğini? 

Bilmediğimiz belalara atılmaktansa 

Çektiklerine razı etmese insanı? 

Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi: 

***

Hamlet, 420 yıl önceki Danimarka’nın kahramanı.. Yazıldığı dönem salgın dönemi idi. Ama Hamlet’in savaşı virüse değil, babasını öldürüp kral olan ve annesiyle de evlenen amcasına karşıydı.

Çok şükür bizim devlet geçmişimizde böylesi bir kepazelik yok. Zaten bizde epeydir sahnelenmiyor.

Ama bir süre hep birlikte oynayacak gibiyiz.

Can Yücel “To be or not to be”yi , bugünlerimizin şair sezgisiyle mi “Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?” diye çevirdi?

Yoksa babası Hasan Âli Yücel’in tasavvuf ehli olmasının mı etkisinden kaldı?

***

Bizim iktidar mizaha, latifeye, karikatüre virüs gözü bakıyor. Baştan beri aralarına sosyal mesafe koydular.

Neden?

Soruyu aynı dönemlerde Meclis’te birlikte olduğumuz eski bir AKP’li vekile sordum. Reyiz’den ya korkuyordu ya bir şeyler umuyordu.

Elimi yakaladı. “Açıklayayım dedi, ama sakın adımla falan yazmaya kalkma” dedi.

Takıldım:

“Reyiz’den korktuğunuz kadar Allah’tan korksanız, hepiniz sorgusuz sualsiz cennetliksiniz!”

Sonra da üsteledim:

“Pekiyi Tayyip Bey neden bu kadar esprisiz? Saatlerce konuşuyor. En küçük bir latife yok. Oysa nutukların yazan bir sürü de danışmanı var.”

Parmak ısırtan bir yanıt veriyor:

“Kuran’a uygun siyaset izliyor da ondan!”

***

Belki de haklı.

Kuran 6 bin 666 ayet ve 600 sayfa. İçinde bir tek latife yok.

Çünkü Kuran, dünyayı ve ahireti düzenleyen bir tür İslam anayasası. Anayasada mizah olmaz ki.

İncil’de Tevrat’ta da mizahın kırıntısı yok.

Batılı liderler yine de esprili.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları