“Hani, AK Parti’de Kürtlere yer yok diyorlar ya; şu anda 291 milletvekilimizin 50 tanesi, Kürt kökenlidir!” (10.10.2010)

Ardından da eklemişti:

“Kobani’den gelen, 300 bin Suriyeli Kürt misafirimiz var!”

(Bu bağlantıyı, HDP’li biri kursa yanmıştı!)

*

Daha önce de, partisinde “75 tane” Kürt vekili olduğunu açıklamıştı. (28.11.2007)

Biz de naçizane, “Tane, insan için değil, kavun, karpuz için kullanılır. İnsan için tane denmez! Ayıp!” diye yazmıştık.

Demek ki, Cumhuriyet okumuyor. Bizim gazeteyi okumayı avukatlarına ve savcılara bırakmış.

“Tane”ye devam!

*

On yedi yılda ülkemizin nüfusu arttı, milletvekili sayısı da 550’den 600’e çıktı.

Ama, AKP’deki “Kürt vekil” sayısı ise yüzde 33 azalıp 50 kişiye düşmüş!

Demek ki, Kürt kökenli seçmen gibi, Kürt vekil adayları da iktidara sırtını dönmüş.

*

Önceki gün de “Üniversite sayısını 76’dan 207’ye çıkardık!” dedi.

Üniversite bitiren 3 gençten 1’i işsiz dolaşıyor. Bundan hiç söz etmedi.

Tekrardan pek hoşlanmıyor. Mizahtan hiç hoşlanmadığı gibi.

Oysa farkında olmadan mizahın kaymaklısını yapıyor:

Mesala, işsizliğin asıl nedenini şöyle açıklıyor:

“İşsizlik istihdam yaratmadık diye değil, iş arayanlar arttı diye artıyor!”

*

Zaten geçen yıl “Her üniversite bitirene iş diye bir garanti yok!” diye kestirip atmıştı.

Peki, iş olanağı sağlamıyorsa neden ünversite açıp duruyorsunuz?

Bunun nedeni üniversite diplomasının “kayıp” olması olabilir mi?

Diploması yok, ama artık yüzlerce Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi diplomalı genç var.

Gençler bu diplomalara, diploması kayıp Cumhurbaşkanı sayesinde sahip oldular.

Bunu görmemek nankörlük!

Bu mezunlar iş bulamazlarsa müezzin olabilirler. On binlerce camimiz var. Parça başı ezan okuyabilirler.

*

RTE’nin diploma konusu, dua edelim de, “Beyin ölümünü bi kontrol ettir!” diye haklı bir polemiğe girdiği arsız Mösyö Macron’un diline düşmesin.

Dedik ya, herifin ar damarı çatlak:

“Gel sana bir diploma ayarlayalım!” falan diyebilir.

Çünkü, Fransız üniversitelerinin, “Doğu Ülkeleri İçin Yeterli (Bon pour L’orient)” diplomaları meşhur.

*

Yeri gelmişken, sahi Reyiz’in diploması nerede?

En sağlam yanıtını yandaş bir kanalda, Mehmet Barlas’ın mahdumu Cemil Barlas canlı canlı verdi:

“FETÖ’cüler, Cumhurbaşkanımızın üniversite diplomasının orijinalini, yok ettiler.”

İşte bu kadar!

Kim ki, artık, diploma konusunu ağzına alır; ya FETÖ’cüdür ya FETÖ ile iltisaklı...

*

Cumhurbaşkanı diplomasız diye kıyamet kopmaz. Nitekim kopmadı da!

Ama ülkede, üniversite az ise cehalet patlaması olur.

Bunu önlemenin tek yolu, üniversite sayısını patlatmaktır.

Reyiz işte bunu yapıyor. Ve maatteessüf, iyi niyetinin kurbanı oluyor.

Cehaleti önleyeyim derken üniversiteli işsiz sayısını patlatıyor.

*

Damat epeydir plan ve proje açıklamıyor.

İnsafsız zamlarla, milletin anasını ağlatarak hedef tutturmaya çalışıyor. Ama sonuç karavana.

Oysa, kayınbiraderin ekibiyle okçuluk falan yapsaydı, hedefi daha iyi tuttururdu.

İşin fecaati, “ya tutarsa” diye açıkladığı önlem paketleri, ülkenin eski hastalığı “ya çıkarsa defineciliğini” teşvik ediyor.

Son örnek doğa harikası Dipsiz Göl’ün kurutulup dibinde hazine aranması kepazeliğinde yaşandı!

Nedenini, Ortadoğu merkezli “Al-Monitor” haber sitesinden okuyalım:

“Peki devlet neden bu açgözlülüğe ortak oldu? Çünkü kaynaklar tükendi. Devlet hazinesinin hali hiç parlak değil. Satılacak pek bir şey kalmadı. Sonuçta ya daha çok borçlanma yapılacak ya da devlet hazine bulacak!”

Damat artık plan ve proje açıklamayı bırakıp hazine aramaya mı çıksa?