Röntgendeki Kan, Muz ve Hıyar Lekeleri

17 Mayıs 2013 Cuma

Futbol sadece futbol değildir. Toplumsal, ruhsal ve kültürel manzaranın da röntgen filmidir. Bu filme küfür, tükürük, tekme, yumruk, taş, sopa, bıçak ve en beteri kan dahil her tür lekenin izi düşebilir!
Geçen pazarki “
derbi röntgeni”nde insanlık utancı bir cinayetin yanında bir de muz lekesi çıktı. Muzun toplumsal ve kültürel yaşamımızdaki yeri çok geniş ve derinlerdedir. Boza ile leblebi refakatinde içilme ve Vefa Lisesi’nin arka bahçesinde yetişmese de Şehzadebaşı filmlerinin öpüşme sahnelerinde hep dillerdeydi. Günümüz bas-baritonu amigolarını kıskandıracak naralar atılırdı: “Eyi muuz!!.. Çeyreğe muuuz!”
Muz, gerek formu gerek de menşei itibarıyla en çok referans verilen bir meyve oldu. FB-GS maçında da ellerde ve dillerdeydi. En keskin taraftarlar en kestirme ve en edepsiz mesajları muz ile verebiliyor. Siyahi oyunculara tribünlerden muz sallandı. Taraftarlığın insanı körleştirebileceği bir kez daha ortaya çıktı.
Beyazların icadı futbolun artık siyah derililer olmadan oynanamadığını göremeyecek hale gelmişlerdi. Zekâdan ve hayâdan yoksun muz sallama olayına, statta on binler, TV ekranlarında da yüz binler tanık oldu.
“Beyaz tenli” olmanın bir marifet olmadığını sadece bu eylem bile ortaya koymuştu. Ama yine de ve nedense FB’li iki yönetici iki taraftarı da yanına alarak basın toplantısı yaptı.
Taraftarın biri
“sindirim sorunu” yaşadığını ve yanında muz bulundurduğunu açıkladı! Arkadaşı ise belli ki muzları soymak üzere yanındaydı!
Ama birkaç soru yanıtsız kaldı:
1- Taraftar münasebetsizlikleri ile
sindirim rahatsızlıklarına sahip çıkmak FB yönetimin üstüne niye vazifeydi?
2- Bir başka maçta da taraftarın birisi rakip oyuncuya iri bir salatalık sallarsa FB yönetimi yine sahip çıkacak mı?
3- Ve o taraftar
“Ben aslında, ‘hıyar!’ demek istemedim. Yanımda sürekli hıyar bulunduruyorum. Çünkü kendimi çok yalnız hissediyorum!” derse...
4- Bu savunmaya da yönetim sahip çıkacak mı?

\n

***

\n

Gencecik bir taraftarın öldürülmesi, milli iki futbolcunun sergilediği utanç verici görüntüler ve üstüne bir de FB yönetiminin “muzu sindirim sistemi için taşıyorum!” açıklamasına sahip çıkması...
Futbolumuzdaki sistemik sindirim rahatsızlığının en son kanıtıdır. İktidar mı, kulüp yöneticileri mi, yoksa federasyon mu önlem alacak? Yoksa ortaklaşa köklü ve ciddi bir operasyon mu yapılacak? Artık bir adım atılsın. Yoksa muz sahnelerine, milletçe hıyar muamelesine maruz kalmaya devam!

\n

Cemaat, Hizmet, Rahmet!

\n

BaşbakanaGülen ile görüşecek misiniz?” diye soruldu. İlahi ve tarihi bir vecize bırakarak ABD’ye uçtu. “Gökten ne yağmış da yer kabul etmemiş?” dedi. Gök kim? Neyi simgeliyor? Yer kim ve ne ola ki?
Ya yağacak olan? Hele de kabul edilecek / edilmeyecek olan da ne?

\n

***

\n

Başbakan’ın 6 sözcüklü vecizesi 6’dan fazla soru gizliyor. Hepsi de birbirinden gizemli ve esrarlı. Gülen–Erdoğan ilişkisine zaten akıl sır ermiyor. “Cemaat”ten vazgeçildi. “Hizmet” tedavüle sürüldü. Ki bu ilişkiler “seviyeli”, “hasbi” ve “ilahi” bir zeminde yürüsün.
Tayyip Bey’in giderayak bıraktığı vecize de bu mesajı aldığının son kanıtı.
Gülen’in vereceği
“randevu”yu başbakan bir tür “Gökten yağacak” bir “rahmet”e benzetiyor. Ve bu “rahmet”i “yer”deki birisi olarak “reddetmesinin” mümkün olmadığını ilan ediyor.
Başbakan’a hep
“padişah!” diye saldırıyoruz. Ayıp ediyoruz. Sonunda kabul ve ilan etti: Ondan da büyükler var.

\n

Hizmette sınır yok

\n

Adını söyleyip egosunu GDO’lamayalım.
Laiklikten tornistan, ahir zaman şöhretlerinden biri şöyle yazmış: “Akil insanlar arasında cemaatten kimse yok. İyi ki yok. Olsa, bu da istismar edilecekti!”
“Sersem dostun olacağına akil düşmanın olsun!” sözü herhalde bu tür durumlar ve muhteremler için. Yağcılık hizmeti uğruna okurunu yanıltıyor.
İç Anadolu Bölgesi Sözcüsü Cemal Uşşak’ı es geçiyor. Oysa Uşşak’ın Gülen’i “temsil yetkisi”, örneğin Hüseyin Gülerce’den de Ekrem Dumanlı’dan da daha üstte ve üstün. Bunu da bari Cumhuriyet’ten öğrensin.
Cemal Uşşak “Dinlerarası - Kültürlerarası Diyalog” gibi “butik projelerin” fikir babası. Akil insanlar girişimi ile “süreç”in en önde gelen icracısı. “Artık Apo’ya bebek katili demek ayıp oluyor!” diyen kişi. (4 Mayıs 2013)
Özetle...
Hizmet’in “nevzuhur hizmetkârları” hem yandaşlık yapıp hem de hizmetin nimetlerinden yararlanma açgözlülüğü ile okurlarına yalan yanlış bilgiler veriyor.
Düzeltmesi de ne yazık ki bize düşüyor!

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları