VIP kişi niyetine..

29 Mart 2020 Pazar

Zor günler yaşıyoruz.

En büyük fedakârlığı yaptı.

İtibardan tasarrufa gitti.

“Evde Kal” kuralına uydu, Külliye’yi terk etti.

İstanbul’daki evinde vakit geçiriyor.

Şahsen” 65+ yaş üstü 7 milyon 550 bin 727 yurttaşımızdan biri. (TÜİK-2019)

“Saray’da Kal” diye ayrıcalıklı bir slogana gönlü razı olamazdı.

Gerçi “Müsavat ve adalet benim karakterimdir!” diye bir vecizesi yoktu.

Ama post-korona döneminde niye olmasın?!

Zor günler dedik ya, tedbirli ve umutlu olmak gerek.

***

Külliye’de görüldüğü son tarih, 10 Mart.

Yargıtay ve Danıştay başkanlarını kabul etmişti.

Ellerini elbette eldivensiz sıktı.

Rastlantıya bakın ki, “ilk korona vakası” da o gün tespit edildi.

Sağlık Bakanı saatler sonra açıkladı.

***

Virüs, Reyiz’in gündemine böylece girebildi.

Ertesi gün AKP grup toplantısında yumruklarını da sıkarak “Ordular ilk hedefiniz” tonunda buyurdu.

“Hiçbir virüs bizim tedbirlerimizden daha güçlü değildir!”

(Fotoğraf için bkz: CB resmi sitesi.)

***

Başkanlık edeceği Bilim Kurulu henüz toplanmamıştı.

Tedbirlerin ne olduğunu herkes merak ediyordu.

Çok geçmeden anlaşıldı ki, uçak biletlerindeki KDV yüzde 18’den yüzde 1’e indirilirken, TOKİ dairesindeki kredi oranı yüzde 80’den yüzde 90’a çıkarılıyordu.

Böylece dünyanın en fantazmagorik, “antiviral önlem”ini alan tek ülkesi olduk.

Ama yine de en köklü tedbir, korona toplantısının dünyaya nam salan 1056 odalı Külliye’de değil beş yıldır kaderine terk edilmiş Çankaya Köşkü’nde yapılmasıydı.

***

Virüs toplantısının, dünyaya nam salan Saray’ında neden yapılmadığı ise önceki gün anlaşıldı.

İngiliz Sarayı’nın vârisi Prens Charles’tan, Putin’in resmi makamı Kremlin Sarayı’nın personellerine virüsün saraylara tebelleş olduğu ortaya çıkıyordu.

Taç” anlamından dolayı bu iblis virüs, belli ki, saltanatı ve itibarı çok seviyor.

Reyiz de daha ilk günden, Saray’ından uzak durmakla sadece dirayet değil, feraset ve basiret sahibi olduğunu da dünya göstermiş oldu.

Dileyim “adalet” sahibi olduğunu da post-korona döneminde göstersin.

***

Zor günler dedik ya.

Şu sıralar aklımız kayınpedere..

Ekmeğimiz ile canımız da “Bayraklı” damatlara emanet.

Berat Albayrak’ın elinde Maliye ve Hazine’nin anahtarları.

Fakir fukaralıktan zenginlik, orta halliliğe hepimizin yazgısı onun marifetine ve ehliyetine teslim.

İkinci damat Selçuk Bayraktar, insansız hava aracı (İHA) imalatçısı ve tedarikçisi.

Suriye’de savaşa ara verildi diye boş duracak değil ya; o da melanetten saadet üretmeye yöneldi:

Virüs tedavisinin en önemli aygıtını imal etmekte olduğunu ilan etti:

“Yerli solunum cihazlarını hızla üretmek ve milletimizin hizmetine sunmak için geceyi gündüze katarak gönülden çalışıyoruz. Dualarınızı bekliyoruz.

2. damadın bu “gönül” ve “dua” sözcükleri bendenizi çok heyecanlandırdı.

Şimdilik 250 adet diye açıkladığı, bu solunum cihazlarını devlete parasız bağışlayacağı izlenimi veriyor.

Eğer öyleyse bunu iki nedenle yapacaktır:

1- Aralarının canciğer olmadığı söylenen Maliye-Hazine’nin patronu, “kayınço” Berat’a muhatap olmamak.

İkincisi daha akla yatkın:

2- Kanalİst ihalesi yaptığı için “Millet can, o da rant derdinde!” diye eleştirilen kayınpederinin itibarını onarmak.

Bu ihtimal gerçekleşirse, ilk kabine değişikliğinde ailede bakanlık bayrağı el değiştirecektir:

Gitti Albayrak, geldi Bayraktar!

***

Gerçek mümin, her şerden hayırlı dersler çıkarma erdemine sahiptir.

Yığınla ayet ve hadis var bu konuda.

Saray’ının arka bahçesine dört minareli üç bin kişilik bir cami kondurdu.

Bu cuma o camiye ayak basamadı. Belki de siyasi ömründe ilk kez cuma namazı da kılamadı.

Uyanık Külliye memuru Diyanet Başkanı Erbaş, “Cumayı evde öğle namazı olarak kılın!” diye kelime oyunu ile fetva veriyor.

Tıpkı “Sigara haramdır!” diye verdiği “hizmete özel- dandik fetvalar” gibi. İslam’da haramlar Kuran’da sayılıdır. Listeye korsan haram ekleyen cehennemliktir. (Bu fetva da benden!)

***

“Namaz-Cuma-Ev” yan yana gelemeyecek kavramlar.

Cuma, “cem” (toplamak) anlamında bir sözcük. Çoğulu (Cumeat) yani cuma namazı kılmak için cemaat içinde olmak şart.

Bunu bildiği için de tarihte ve dünyada ilk kez bizim Külliye görevlisi Erbaş, Fatih Terim’e özenerek “tek seçici” olarak kendisine VIP bir kadro oluşurup cuma namazı kıldı.

***

Reyiz, çok şükür o kadar da VIP değil.

Bu cumayı dünyadaki milyonlarca Müslüman gibi kılmadı.

Bu Erbaş, Kâbe’de, Kudüs’te bile kılınmayan cumaların sevabına konmak mı istiyor?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları