Erdal Batmaz

Futbolda Kurumsal Yönetim

20 Ekim 2011 Perşembe
\n

Geçen günlerde, Ali Kamil Uzunun kurucu başkanlığını yaptığı Türkiye İç Denetim Enstitüsünün düzenlediği 15. Türkiye İç Denetim Kongresinin tartışma konularından biri de buydu: Futbolda kurumsal yönetim ve denetim.

\n

Kendi alanlarında değerli gazeteci ve uzmanlar konuyu tartıştı. Futbol federasyonunun UEFAnın zorunlu kıldığı Futbol Federasyonu tarafından ilk çalışma ve uygulamaları 2002–04’te başlatılan, kulüp lisans sistemi anlatıldı, geçiş sürelerinin neler olduğu, nelerin yapılması gerektiği sorgulandı. Sanmayın ki kulüp yöneticileri veya yetkilileri de bu tartışmalara katıldı. Konuşmacıların dışında federasyon yetkilileri de yoktu! Türk futbolunda kimsenin kurumsal yönetim derdi olmadığı için böyle bir toplantı da gereksiz oluyor elbette. Eğer öyle olmasaydı bu toplantı konunun tarafları açısından ilgiyle izlenirdi. Türk futbolu biraz kurumsal yapıya sahip olsaydı, kurumsal yönetimin olmazsa olmaz ilkeleri uygulanırdı! Eşitlik kuralı uygulanırdı, futbol kulüplerinin tüm faaliyetlerinde, pay ve menfaat sahiplerine eşit davranması. Şeffaflık olurdu. Şirketleşmiş futbol kulüpleriyle ilgili finansal ve finansal olmayan bilgiler, zamanında, doğru, eksiksiz, anlaşılabilir şekilde kamuya duyurulurdu. Hesap verebilirlik olurdu, yönetim kurulu üyelerinin esas itibarıyla anonim şirket tüzelkişiliğine ve dolayısıyla pay sahiplerine karşı sorumluluğundan kaynaklanan. Sorumluluk olurdu; şirket şeklindeki kulüp yönetiminin kulüp adına tüm faaliyetlerinin mevzuata, esas sözleşmeye uygunluğu ve kârlılığı açısından. Bunların hangisi uygulanıyor ki Türk futbolunda? Bırakın kulüpleri, Futbol Federasyonunda uygulanıyor mu?

\n

UEFAnın öngördüğü kulüp lisans kriterlerini zorlayan aynı federasyon, kulüp hesaplarına gönderilmesi gereken yayın geliri parasını Aman kulüp gelirlerinde haciz var diye kulüp başkanının şahsi hesabına yollayabilir mi? Rekabete açık olması gereken profesyonel bir alanda, yani futbolda belediyeler kamusal kaynakları kulüplere istedikleri gibi aktarabilir mi? Bu kaynaklardan faydalanamayan kulüpler haksız rekabetle karşılaşmaz mı?

\n

UEFA mali kriterleri kulüp bilançolarında yer alan kulübün sahibi veya yöneticilerini kulübe verdiği borca da bir sınır getiriyor. Bu anlamda belediyelerden aktarılan paranın ne farkı var bundan? Uzun bir süredir idari ve sportif anlamda futbolumuzda maalesef iyi gelişmeler yaşamıyoruz.

\n

Türk futbolu son yıllarda bırakın kurumsal yapılanmayı, var olan kurumsal yapısı ve geleneğini de bize göre kaybetmeye başlamıştır. Kendi yasal yetkilerini kullanmak yerine mahkeme kararları beklemek, futbolun yönetimi ve kararlarını kulüpler birliği biçiminde bir oligopol yapıya teslim etmek kurumsallaşmanın önündeki en önemli engeldir. Buna yayıncı kuruluş ya da sponsorlar bazlı muhteşem lig statüsü değişikliklerini eklemiyorum bile! Türk futbolunun genel kurulunun bugünkü yapısı kulüpler birliğinin federasyon başında hep demokrasi kılıcı gibi durmasına izin vermektedir. Bu durumun sürmesi federasyon yönetimlerinin tarafsızlığını ve etkinliğini zehirlemektedir!

\n

Sözün özü başta Futbol Federasyonu olmak üzere Türk futbolunun kurumsal yapılanmaya acil ihtiyacı vardır. Ve zaman hızla geçmektedir!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

TMOK ve İstanbul 2020 27 Mart 2013

Günün Köşe Yazıları