Erdal Batmaz

TMOK ve İstanbul 2020 (27.03.2013)

27 Mart 2013 Çarşamba

TMOK, 1996 Olimpiyat Oyunları için başlayan ve bıkmadan devam eden İstanbulun olimpiyatlara ev sahipliği yapması çabasından hiç geri durmamıştır, zaman zaman tökezlense bile. Artık geldiğimiz nokta geçen 20 yıllık çabanın ödülü olarak ev sahipliği hakkını almak olmalıdır. Böylesi bir durumda sadece olimpiyatlara ev sahipliği yapmakla kalmayacaktır. Olimpik sporların yaygınlaşması, olimpik seyirci ve sporsever sayısının artması da sağlanacaktır. Ve umarız ki bu süreç Türk sporunun başta olimpiyat komitesi ile birlikte çağımıza uygun yeniden yapılmasına da olanak tanıyacaktır.

\n

Bir olimpiyata ev sahipliği yapmak için iki kıta üzerine kurulmuş İstanbul kadar güzel ve tarihi özelliklere sahip, dünyada çok az şehir vardır. Kıtaların buluştuğu yerde buluşalım!İstanbulun 1996da ilk adaylık serüvenindeki güzel sloganı bu idi. Şimdi ise İstanbul 2020 için; Birlikte köprüler kuralım seçildi. TMOK, Lozanda İstanbul 2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları adaylığı için teslim edilen dosyada Türkiye tarihin en görkemli açılış ve kapanış seremonisini vaat etti. İlk kez aynı anda bir milyon kişiyle 2 kıtada birden tarihin en büyük açılış töreni yapılacak.

\n

Ülkemiz başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere devlet ve hükümet nezdinde bugüne kadar bir aday şehre verilebilecek en büyük desteği İstanbul 2020 için verdi. Ancak bu kadar olumlu hazırlık ve isteğe rağmen son yapılan araştırmalara göre İstanbulluların yüzde 38inin İstanbulun olimpiyat adayı olduğundan haberi dahi olmadığı belirlenmiş. Bu aynı zamanda zorluklarımızı da ortaya koyuyor.

\n

IOC Değerlendirme Komitesi incelemelerinin sonundayız. İstanbul şehrinin çehresini de değiştirecek milyarlarca dolarlık yatırımlar ile bir olimpiyat oyunları adaylığı için mevcutlar arasında öne çıkan tek şehir İstanbul olsun istiyoruz. Ancak bu süreç burada bitmiyor. İstanbul ve TMOK Arjantinde 7 Eylülde yapılacak son toplantıya kadar aynı çaba ile devam etmelidir. Adaylık sürecinde, sahip olduğumuz olumlu ve olumsuz yönlerin bilincinde olarak hareket ederken kullanacağımız en son şeyin din kavramı olduğunu unutmamak gerekir. Aksine bunun diğer ülkeler nezdinde sıkıntı yaratacağını da göz ardı etmemeliyiz. Unutmamalıyız ki olimpizm ruhunu oluşturan en önemli şey; din, dil, ırk ayrımı yapmadan, politikanın etkisinde uzaklaştırılmış biçimde bütün insanlığın sporun altında birleştirilmesidir. Olimpik hareketin amacı; dünya barışına ve daha iyi bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunmak üzere gençliği hiçbir ayrım gözetmeden ve birbirini anlamayı, dostluk dayanışma ve Fair-Play anlayışını gerektiren olimpiyat ruhu içinde spor ile eğitmektir.

\n

İç içe geçmiş 5 halka ile simgelenen olimpik hareketin etkinliği evrensel ve kalıcıdır. 5 kıtayı kucaklar, bütün dünyadan sporcuları büyük spor şöleni olan olimpik oyunlarda bir araya getirerek doruk noktasına ulaştırır. İstanbulun ve ülkemizin sahip olduğu nitelikler yeterlidir. Başka bir kanıta ihtiyacı yoktur. Yeter ki bunu kullanmasını bilelim. Son olarak milyarlarca dolar yatırmayı göze aldığımız İstanbul 2020 için seçilen logo, amblem ve tasarım, Tokyo ve Madrid ile karşılaştırıldığında, bana göre olimpik ruh ve İstanbulu anlatmakta biraz yetersiz kalmıştır. Kullanılan lale figürü içerisine İstanbul silueti koymak, hele de renk seçiminde turuncu ile birlikte Hollandayı anımsatmaktadır. Dünya çapında bir anket yapılsa ve sorulsa; Lale kimin simgesidir diye. Sizce kaç kişi İstanbul derdi?

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları