Evin İlyasoğlu
Evin İlyasoğlu evini@boun.edu.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

52. festival doludizgin

05 Haziran 2024 Çarşamba

52. İstanbul Festivali’nde cuma günü uzun zamandır gitmediğimiz Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 31 Mayıs’ta yer alan çağın büyük piyanisti Portekizli Maria João Pires’in konserini, ne yazık ki Gezi olaylarının yıldönümüne rastlaması ve valilik tarafından Taksim çevresindeki yolların kapatılması, bir de önümde bir trafik kazası olması nedeniyle kaçırdım.

Pazar akşamı Carlo Tenan’ın yönettiği BİFO eşliğinde tinsel (ruhani) yapıtlar dinledik. Konser, Arvo Pärt’ın Pilgrims’ Song başlıklı kısacık ağıdıyla başladı. Mozart’ın ölümsüz yapıtı Requiem’i koro şefi Csaba Somos yönetimindeki Macar Ulusal Korosu, soprano Giuan Faldoni, mezzosoprano Cecilia Molinari, tenor İlker Arcayürek ve harika bas Jongmin Park’tan dinledik. Şef Carlo Tenan’ın üstün enerjisiyle yönettiği Mozart’ın Requiem’i bu dünyayı terk etmek üzere olan bir ruhu öbür dünyanın üst güçlerine devretti. Müthiş bir koro vardı. Nasıl çalışmışlardı! Topluluk tek bir nefes olmuştu. Başkemancımız Pelin Halkacı Akın da bu enerjiyle BİFO’yu görünmez bir âlemin coşkusuna kaptırdı.

BRAHMS’I SEVER MİSİNİZ?

Pazartesi günü baştan aşağı Brahms’ın yapıtlarından oluşan bir programla eski dost, Macar şef Ivan Fischer yönetimindeki Budapeşte Festival Orkestrası ile unutulmaz bir Brahms gecesi yaşadık. Programda Brahms’ın iki Macar Dansı, İkinci Piyano Konçertosu ve İkinci Senfonisi vardı. Piyanist Francesco Piemontesi’nin duru bir tuşe ile tuşların derinliğinde çaldığı konçertoda şefle harika uyumu her zaman rastlanmayacak nitelikteydi. Ivan Fischer galiba bizim hep yakındığımız AKM’deki akustik sorununu çözmüştü. Kontrbasları yüksek bir yere sahnenin arka duvarına sıralamış, diğer yaylı çalgıları da yerden yükseltmişti. Böylece 1983’te Zoltan Kocsis ile kurduğu orkestrasından, salonun her yerinden duyulan güzel tınılar elde etti. Acaba bundan sonraki konserlerdeki akustik sorunu için de bu bir çözüm olabilir mi?

Konser öncesinde Aydın Büke ile “Konsere Doğru” konuşmamızda Brahms’ı anlattık. Romantiklerin arasında yaşamış ama daha önceki klasik dönemin “mutlak müzik” ilkesine bağlı kalmış, ruhu çok romantik besteci Brahms’ın Macar müziğine tutkusunu, halk danslarından etkilenmesini konuştuk. Schumann’a ve onun ölümünden sonra Schumann’ın eşi Clara’ya bağlılığını anlattık.

İDİL BİRET’TEN BRAHMS’I DİNLEDİM

Ülkemizin büyük piyanisti ve değerli Brahms yorumcusu olan İdil Biret’ten “Brahms’ı dinledim”: “Ben 1950’li yıllarda Paris’teyken Brahms hiç çalınmazdı. Ağır, sıkıcı, kötü orkestrasyonu olan ve çok Alman, olarak niteleniyordu. Annem ve babam bana Brahms’ın Toskanini/Horowitz kaydını aldılar. Bütün konçertoyu önümde nota olmaksızın sadece kulağımla algılayarak çalmıştım. Sekiz yaşıma geldiğimde bir aile dostumuz Brahms’ın Intermezzo Op.117 No. 1 ve No. 2’yi çalmamı önerdi. Brahms’tan söz etmek adeta tabuydu, Fransa’da hiç anlaşılmamıştı. Sonra Wilhelm Kempf’in öğrencisi olunca tabii ki Brahms çaldım.”

“Brahms’ı Sever misiniz?” Françoise Sagan’ın 1959’da yayımlanan aşk romanı. Olgun kadın-genç erkek ilişkisi. İngrid Bergman, Anthony Perkins ve Yves Montand oynamış; müziğini de Brahms’ın 1. ve 3. Senfonilerini kullanarak Fransız Altıları’nın üyesi Georges Auric yapmıştı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları