Haydar Ergülen
Haydar Ergülen haydaree@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Daktilomun Kuşları

14 Kasım 2011 Pazartesi
\n

\n

Kalan Müzikten çıkan İstanbul 1925 Şarkıları albümündeki çoğu şarkıyı unutmadım, fakat Deniz Kızının Kanuni Artaki eşliğinde söylediği Daktiloşarkısını hiç unutmadım. Yasakmeyveşiir dergisinin 50. sayısında artık üretilmeyen daktiloya bir saygı duruşu gerçekleştirildi, ben de törende hazır bulundum.

\n

Bu yazı pek çok şeyi bir arada söylemek istediği için birazdan tıknefes olabilir, baştan haber vereyim! Almanyaya göçün 50. yılı etkinlikleri nedeniyle pek çok haber okuyoruz. Yine trenler kalkıyor Sirkeciden, yine Ruhi Sunun El kapıları/ kölelik kapıları dediği türkü dilimizin ucuna geliyor. Ben yine çocukluktan gençliğe geçiyorum, babam yine altı çocuklu bir genç adam. 1972 yazında Nürnbergde birlikte bira içiyoruz. Sonra bir yıl öncesine dönüyorum.

\n

Oto tamircisi babam işlerinin bozulması nedeniyle Almanya treninin yolcuları arasına katılıyor. Nürnberge gidiyor. İzinli geldiği ilk yıl da bana beyaz, kapaklı, küçük bir daktilo getiriyor. Şimdi çocuklara bilgisayar alınmasından farklı bu, o bir iletişim aracı, oysa daktilo tam tersine yalnızlık aracı, adıyazı makinesi ama bence yalnızlık makinesi. Genel olarak yazı yazan insanların, istemeseler de, kaçınılmaz bir yalnızlığı yaşadıklarını biliriz. Bir de yalnızlığa eğilimleri varsa, yazı yazmak onlar için tam bir sığınak sayılır. Yazının doğası da biraz bunu gerektirir.

\n

Biz çok kardeş olduğumuz için yalnızlığa sığınacak zamanım da mekânım da olmadı. Galiba pek ihtiyacım da olmadı. Olmasını ister miydim? Hayır. Arkadaşlık ve yoldaşlık gibi, kardeşlik de her şeyin üstündedir benim için, yazının da, şiirin de üstündedir. Galiba Özdemir Asafın ünlü şiirini biz altı kardeş ters anlamışız ve yalnızlık paylaşılır deyip paylaşmışız. Böylece kimse de fazla yalnızlık çekmemiş. Herkes ihtiyacı olan yalnızlığı almış. Bana da yazı kalmış. Yalnızlıktan payıma yazı düşmüş yani.

\n

Ben de yazdım. Daktilomla Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın halk çocukları olduklarını, emperyalizme karşı koyduklarını, Türkiyenin bağımsızlığı için canlarını ateşe attıklarını, idam edilmemeleri gerektiğini yazdım. Lise 1. sınıf öğrencisiydim, sınıftaki beş on arkadaşıma verdim yazdıklarımdan. Sonra gözaltı, askeri tutukevi, okuldan atılma derken benim beyaz daktilom bu kez de suç makinesi olarak işlem gördü.

\n

O yıllarda daktilo ancak arzuhalcilerin, memurların, mahkeme kâtiplerinin, sekreter hanımların, yazarların kullandığı bir şeydi. Bilgisayar gibi çoluk çocuğun oyuncağı olmamıştı! Elbette şaka yapıyorum, yani daktilonun yaygın bir makine olmadığını söylemeye çalışıyorum. Telefon gibi. Evinize telefon bağlanırsa mahallenin gözü aydın demekti ya eskiden. Daktilo da öyle. Dilekçe yazdırmak isteyen de gelir, siyasi bildiri yazmak için ödünç alındığı da olurdu.

\n

Benim küçük, beyaz, kapaklı daktilom da benimle birlikte hayli gezdi: Eskişehir, Ankara, İstanbul... Belleğime onca güvenirim, fakat sanırım daktiloma karşı bir vefasızlık ettim ve adını unuttum. Erica da olabilir diyorum. Nedense o adı pek yakıştırıyorum ona. Bir 15 yıl kadar önce İstanbulda yitirdim onu. Artık pek kullanmıyordum, çünkü çalıştığım reklam ajansında daktilom vardı. Fakat onu kim aldı, daktilom kimde kaldı?

\n

Deniz Kızının söylediği Daktiloşarkısını ise önce daktiloya yazılmış bir şarkı sandım: Benim beyaz daktilom/Benim çapkın daktilom nakaratlarında ise, acaba daktilosuyla çok aşk mektubu, aşk şiiri mi yazıyor ki çapkın diyor ona? diye biraz garipseyerek sorduğumu hatırlıyorum. Meğer o yıllarda daktilo da yazan sekreter hanımlara daktilo denirmiş.

\n

Çalıştığım ajans bilgisayara geçince, orada 15 yıl kadar yazdığım daktiloyu bana verdiler, Smith Corona evde duruyor. Kızım Nar onu görünce Bu ne diye sordu, anlattım, şeridi, kolu ilgisini çekti, tuşlarını gösterdim, bir iki tuşa basınca tuşlar havalandı. Nar havalanan harflere bakıp, Baba, daktilonun kuşları uçuyor! deyince de bu yazıyı yazdım. Babamın da Almanyada bir göçmen kuş olduğu yılları hatırladım.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üvey Sayfa 14 Ocak 2013
Cemali Mektup 7 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları