Seyircisiz bir maç yapılmasına karşın tribünlerdeki kadın ve çocukların taraftar sayılmadığı, onların çıkarttığı sesin oktavının erkek sesiyle bağdaşmadığı, seyircisiz değil erkeksiz oynanan bir karşılaşmada devlet tarafından resmen cinsiyet ayrımı yapıldığı bir oyuna tanıklık ettik dün akşam. Son 33 yılın en soğuk kışının yaşandığı şu günlerde Beşiktaşlı kadın ve çocuklar ancak Çarşı Grubu’nun kapladığı kadar yerde akordsuz sazlardan çıkan karmaşık sesler çıkarttılar maç boyunca. Küfürsüz tribünler isteyen tribünlerin her yerinin bu dilekle süslenen pankartlarla dolu olmasına karşın kadın ve çocuklar Kuddusi Müftüoğlu’nun her yerinin oynadığını ‘kadınca’ ve ‘çocukça’ dile getirdiler. Bu memleketin çocuklarının küfrü büyüdüklerinde değil çocukken öğrendiklerini de seyircisiz değil erkeksiz maçta öğrenmiş olduk dün akşam. Erkek oyunu diye bilinen futbolu oynayanlar erkekti ama izleyenler kadınlar ve çocuklardı. Biz basın mensuplarını ise zaten kimse bir şeyden saymıyor.

İlk 30 dakikalık bölümde sakatlık nedeniyle iki bekini kaybeden Beşiktaş atak gücünden de yoksun kalmış oldu. Çünkü hem Hilbert hem de İsmail Köybaşı Beşiktaş‘ın kanat ataklarındaki anahtar oyuncularıydı. Orta alanda görevli oyuncuların Almeida ve Edu’ya katkısı yok gibiydi. İki bek de sakatlanınca Beşiktaş, Mersin İdmanyurdu kalesine giden yolları bulmakta güçlük çekti. Konuk ekip ilk yarıda Bueno ile çok basit bir gol durumunu kaçırdıktan sonra attığı organize gole karşın Beşiktaş’ın pozisyon bir yana, organize bir atağını bile göremedik.

Bütün umudunu hafta sonu oynanacak Fenerbahçe maçı için dinlendirildiği söylenen Quaresma’ya bağlayan seyircisiz tribünler(!) o oyuna girince bozuk düzen sesini biraz yükseltti ama sakatlık döneminde biraz göbek yapan Portekizli, Erhan Güven’in karşısında kaçak güreşmekten öte bir şey yapmadı. Böylesine bir oyun için fiziksel olarak hazır olmayan Quaresma’nın kart göreceği rakibiyle giriştiği ilk mücadelede belli oldu. Beşiktaş’ın temel sorunu aslında orta alandaydı. Veli Kavlak ile Necip Uysal’daki form düşüklüğü takımdaki genel gerilemenin de üzerindeydi. Büyük takımlar üst kümeyi(play off) garantiler duruma geçtikten sonra düşüşe başladılar ama Beşiktaş’ın kendi alanında oynadığı bir maçta tek pozisyon bile bulamadan kaybetmesi düşündürücü olsa gerek.