İnönü’deki büyük maçı (derbi değil) akordsuz sazların çıkardığı uyumsuz seslerin içinde izlemek zorunda kalan bizler henüz devre olmadan düşünsel olarak yorulmuştuk. Bu durumda, deniz tarafındaki tribünün sağına asılmış bir pankartın ne anlamı vardı, anlamakta güçlük çektim: “Uğultu değil, tribün yapıyoruz”. Erkeklerin oynayıp kadınların izlediği maçta kadın tribünlerinin ne denli örgütsüz olduğu da açıktı. Örgütsüz tribünlerde top hangi kaleye giderse gitsin çığlık ve uğultu vardı. Bu uğultu arasında biz izlerken yorulduk, kim bilir futbolcular dikkatlerini nasıl topladılar? Trabzonspor’un ilk yarının 30 dakikalık kısmında kaçırdığı yarım düzineye yakın golün nedeni de tribünlerdeki çığırtkanlık olmasın sakın! Bir hafta önce oynayan ve yorgun denilen Beşiktaş’ın Galatasaray’dan daha fazla koşması, hafta boyunca dinlenmiş takımın Trabzonspor karşısında tek gol pozisyonu yaratmadan rakibinin gücüne teslim olması nasıl açıklanacak? Haftada iki maç oynandığında ‘yorgunluk gerekçesi’ne sığınanların dinlenmiş Beşiktaş’ın durumuna açıklık getirmeleri gerekir ki biz de öğrenelim!

Kanatlardaki çabuk adamlarıyla Beşiktaş’ın üzerine giden Trabzonspor, bek olmayan Ersan Gülüm ile tandemin aksayan ağır ayağı Sidnei’in arasını açıp bütün savunmayı geniş alana çekince konuk ekip uygun gol durumları buldu. Beşiktaş’ın tersine orta alanı çabuk ve dikine paslarla geçen Trabzonspor Siyah - Beyazlı savunma zincirini koparmak bir yana dağıttılar neredeyse. Burak Yılmaz, Volkan Şen ve Olcan Adın’ın kaçırdığı gollerin, ilkyarıda farka gidecek bir maçın ikinci 45 dakikada konuk ekibin başına bela olacak gibi bir ayrıntısı vardı.

Çünkü Quaresma ve Almeida alanda dolaşır gibi görünseler de bireysel olarak anlık çıkışlar yapabilirlerdi. Nitekim Q7’nin bir ön direk ortası gol konumu olmamasına karşın Beşiktaş’ı öne geçirdi. Sonrasında yine beklerin arkasına adam kaçıran Trabzonspor oyunu tek kaleye dönüştürdü. Beraberlik golü tipik bir halı saha paslaşması sonucu oluştu. Bir büyük takımın savunmasının bu denli çaresiz kalmasına pek az tanık olmuşuzdur. Genel olarak İnönü Stadı’nda rakibine anlamlı bir üstünlüğü olan Beşiktaş’ın dün akşam maç boyunca çaresiz kalması Siyah - Beyazlı takım açısından düşündürücüydü. Zamanında biraz futbol oynamış biri olarak Sidnei ve Ersan Gülüm’ün düştüğü durumun üzüntü verici olduğunu söylemeliyim.