Metin Tükenmez

Demirören'e Bir Öneri

10 Mart 2012 Cumartesi
\n

Türkiye Futbol Federasyonunun yeni başkanı Yıldırım Demirörenin çok zor bir dönemde koltuğa oturduğu bilinen bir gerçektir. Bu gerçeği ülkemiz futbolunun hukuksal durumundan daha çok oyunsal açıdan yıpranmış konumuyla ilişkilendirmek istemekteyim. Mahkeme kapılarına düşen futbolumuzun içinde bulunduğu durumdan çıkması kolay olmayabilir ama daha önemlisi bu dönemden az yara alarak çıkmak istenirken güzel oyunun alanlardaki görüntüsünün dibe vurma olasılığıdır.

\n

Davalar sürerken futbolumuzun ayağa kalkması için yeni ve köklü değişikliklerle bir eğitim hamlesi yapılabilmelidir. Bu hamle eminim ki, Yıldırım Beyin başkanlığının ilk döneminde ürünlerini verecektir. Nasıl mı? İster üst düzey futbolcuları ele alın, ister olimpik sporcuları, isterseniz uluslararası düzeyde tanınmış müzisyenleri veya satranç ustalarını Bunlar üzerine yapılan araştırmalara göre, hepsinin ortak özelliği kendi kendilerini isteklendirecek (motive edecek) çok sıkı bir çalışma izlencesinin içinde olmaları Dünya çapında bir usta yorumcu (virtüöz) olabilmek için kusursuzluk düzeyinin sürekli yükseltilmesi gerektiğinden, bu yoğun çalışma izlenceleri günümüzde çocukluktan başlamak üzere uygulanabilmelidir.

\n

1992 Barcelona Olimpiyatlarında Çin tramplen atlama takımının 12 yaşındaki üyeleri, ABD ekibinin yirmili yaşlarındaki üyelerinin yaşam boyu yaptıkları kadar antrenman yapmışlardır. Çinli tramplenciler yoğun antrenmanlara dört yaşından itibaren başlıyorlardı. Yine, yirminci yüzyılın keman usta yorumcuları çalışmaya beş yaşında; uluslararası satranç şampiyonları ise yedi yaşında, salt ulusal şampiyonluğu kazananlar ise on yaşında satranca başlıyorlar. Erken başlamak yaşam boyu duyumsanan bir elverişlilik (avantaj) sağlar. Berlindeki en iyi müzik akademisinin yirmili yaşlardaki en başarılı keman öğrencileri, yaşamları boyunca on bin saat, onları izleyen ikinci sınıf öğrenciler ise ortalama yedi bin beş yüz saat çalışma yapmışlardır.

\n

Futbol gibi yarışma duygusunun en üst aşamada olduğu bir spor dalında, en üsttekileri aynı yetenek düzeyindeki rakiplerinden ayıran özellik; erken yaşlardan başlayarak yıllar boyu zorlu antrenman izlencelerini uygulayabilmeleridir. Bu çalışma isteği ve izlenceye bağlılık ise her şeyden önce, engeller karşısında dayanma gücü (azim) gibi fiziksel olduğu kadar duygusal özelliklere de bağlıdır. Kaliteli eğitim ve duygusal gelişme tüm spor dallarının olduğu gibi futbolun da olmazsa olmazıdır. Federasyonun öncülüğünde sözünü etmeye çalıştığım ve değişik alanlardan örnekler vererek açıklamaya çalıştığım gerçek; kulüplerin önüne bir anayasa olarak konulmalıdır

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

TandemsizTakım 27 Ağustos 2012
Futbolun Spartaküs'ü 26 Ağustos 2012
Yakup Durmuş ve Erol Togay 10 Ağustos 2012

Günün Köşe Yazıları