Siyasi tarihimizin geleneğidir:

Genel seçimlerden sonra Meclis’e kaç parti girdiyse, dönem sonuna kadar iki katı parti TBMM sıralarında yerini almıştır. Meclis doğurgandır, 3-4 yılda parti sayısını katlar.

28. dönem daha farklı geliyor. Şimdiden görünen, daha ilk günlerden itibaren 15 parti adına konuşma isteyen olacak.

Cumhur İttifakı bir yıldır, “6 birbirine benzemez” diye başladı, “yamalı bohça” ile bitirdi. Yarın kesinleşecek olan listelerde Cumhur İttifakı şemsiyesi altında 6 parti yarışacak. AKP-MHP çekirdeğinin yanındaki BBP’ye HÜDA PAR, YRP, DSP eklendi. Seçimden sonra bu partilerin aynı yöne nasıl koşacağını göreceğiz.

Son anda yapılan pazarlıklara dayalı ittifak genişlemesi Erdoğan’ın kaybetme korkusundan başka bir gerekçeye dayanmıyordu. Bu durum AKP’nin reklam filmine de yansımış. Reklam, “Vazgeçmeyin” temeline oturuyor. Biraz, “İmdat, bizi bırakmayın” der gibi!

***

Millet İttifakı’nın 6 partisinden 5’i aynı amblem altında, CHP listesinden seçime katılıyor. İYİ Parti ile illere dayalı ortaklıklar var. CHP ana-ç parti görünümünde. Ucube şahsımrasi sistemine karşı yolun sonunun bahara varması için elbet çaba harcamak gerekiyor.

CHP ve seçmeni, AKP iktidarları karşısında demokrasinin, çok partili parlamenter yapının kendisini koruyabilmesi, güçlü durabilmesi için hayli çaba harcadı.

Sadece 2 partinin Meclis’e girdiği 2002 seçimlerinden sonra 2007’de MHP’nin de TBMM’de olması için pek çok CHP’li aile şu sözü benimsedi:

-Oylardan birini MHP’ye verelim! 2011 seçimlerinde ise HDP’nin barajı geçmesi için benzer eğilim pek çok yerde öne çıktı.

2018’de ise İYİ Parti’ye kurulan “seçim dışı tutma” tuzağını bozan yine CHP oldu.

Geldik 2023’e... CHP bu kez tek tek değil, basketbol takımı kuracak kadar partiyi de parlamentoya taşıyor.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığının sadece bu ittifaktan değil, şahsımrasiye hayır diyen partilerden de oy alacağı dikkate alınırsa yeni dönemin büyük bir yönetim başarısı gerektirdiği açık.

Meclis’in çok partili yapısından Türkiye’nin temel sorunları da doğal olarak payını alacak. Çözüm önerilerini birleştirmek kolay olmayacak. Erdoğan geçen hafta sonu Diyarbakır’da bölgeye mesajlarını verirken HDP’yi  “sapkın” ilan etti. Oysa çok değil, 2 yıl önce 9 Temmuz 2021’de Diyarbakır’a giden Erdoğan’ın ilk sözlerinden biri şu olmuştu:

“Çözüm sürecini biz sonlandırmadık!”

Erdoğan, “Masayı kim devirdi” tartışmasına gönderme yapıyordu!

***

Şu aşamada görünen en az 15 partili Meclis, bir yıl sonra 20 partiye de çıkabilir. Şimdiden bunun izleri görülüyor.

28. dönemin başlangıcından 5 ay sonra Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağız. 14 Mayıs seçimlerinde net bir göndermeyle 29 Ekim 2023 yok.

Siyasi partiler genel olarak mevcut ekonomik sorunları çözme vaatlerine dayalı olarak propaganda yapıyorlar. Saray, gerçek saklanamaz hale geldiği için şu şarkıyı söylüyor:

Ben bozdum yine ben yaparım!

Türkiye’ye yeni bir yön, yeni bir ufuk önerme siyaseti ikinci planda kalmış görünüyor.

Ne olursa olsun umutla bakmak gerek. Umudumuz o ki yeni Meclis’te birbirini katlamak değil, birbirine katlanmak öne çıkacak!