Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gün ardından gün doğar...

23 Haziran 2019 Pazar

Değişim üzerine pek çok söz söylenmiştir. Değişmeyen tek şey, değişimdir, sözü çok kullanılır. 2500 yıl önce Heraklit, akıp giden insanlığın en kalıcı sözlerinden birini söylemiştir:
“Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz!”
Mevlana 8 asır önce dünle bügünü ne güzel ayırmıştır:
“Dünle birlikte gitti, cancağızım. Ne varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım!”
5 asır önce de Machiavelli, yaşamın kuralını bir cümleye indirmiştir:
“Her değişim, bir başka değişimi getirir...”
Bu sözler değişimin sürekliliğini çok güzel ortaya koyan, damıtılmış cümleler. Beni en çok etkileyen ise Kazak şair Abay’ın bir dörtlüğü oldu. 1995 yılı Abay’ın doğumunun 150. yılıydı. BM de 1995’i “Abay yılı” ilan etmişti. O günlerdeki bir Orta Asya gezisinde karşılaştım Abay’ın şu dizeleriyle:
“Gün ardından gün doğar
İlerleme değişmez
Fikir fikri kovalar
Yele binsen yetişmez.”

***

Bugün İstanbul’da seçim var. 31 Mart gecesinden bu yana İstanbul özelinde devam eden seçim tartışması 17 Nisan’da Ekrem İmamoğlu’na mazbatanın verilmesiyle biter gibi oldu. Aynı gün AKP’nin olağanüstü itiraz kararı ile yeni bir bekleyiş başladı. 6 Mayıs’ta YSK seçimin yenilenmesine karar verdi. Bu kez bir yandan 23 Haziran süreci başladı, bir yandan da bu kararın hangi gerekçelere dayandığı merakı büyüdü. 23 Mayıs’ta açıklanan gerekçeli karar tarihteki yerini aldı.
Geldik bugüne...
6 Mayıs’ta fiilen başlayan propaganda süreci yasal olarak dün akşam saat 18.00’de sona erdi. Bugün seçmene, “Şu adaya oy ver, gerisini koyver” deme hakkımız yok.
Başlıca hakkımız şu:
Seçmenin mutlaka oyunu kullanmasını istemek!
Bunu demokrasi için, geleceğimiz için, İstanbul için istiyoruz...
Dün deyim yerindeyse, bütün yollar İstanbul idi. Doğduğu topraklara gitmiş, tatil yörelerinde yaza başlamış İstanbullu seçmenin büyük bölümü demokrasi görevi için döndü.
Şimdi mühür seçmende...
Sevgili İstanbullu seçmen kardeşim... Sandığa üç temel duyguyla gidilir; korku, öfke, umut...
Korkunun gözleri çoktur. İnsan korkuyla hareket etmeye başlarsa, her şeyi korku olarak görür. Korku insanı gerçeklerin dışına çıkarır.
Öfke baldan tatlıdır, derler ama bütün meyveleri zehirlidir. Atalarımız, öfkeyle kalkan zararla oturur, sözünü bu nedenle bize miras bırakmış olmalı. İnsana öfke geldiği an, akıl bedeni terk eder.
Geriye umut kalıyor...
Sandığa umutla git seçmen kardeşim, umutla git. Umut insanı geleceğe bağlar, hayata bağlar. Umudun içinde pek çok karışım vardır; yaşam sevinci vardır, enerji vardır, en önemlisi umudun yarısı cesaretten oluşur.

***

Değişime dönersek...
Umudun içinde “yeni” vardır, “değişim” vardır.
Değişimin bir özelliği de şudur:
İçeriden açılan bir kapıdır!
Dışarıdan kimse zorla bir kişiyi, bir toplumu değiştiremez. İçte olması gerekir.
Sen karar ver İstanbullu kardeşim, sen iste. Kimsenin seni, senin oyunla tehdit etmesine izin verme...
Korku salmak isteyenlere, içinde öfke yaratmak isteyenlere izin verme...
İçindeki umut, kara bulutları da dağıtacak...
Bugün özgür birey ol...
Bi rey ol!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Asgari ortalama ücret! 12 Aralık 2024
Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları