ABD Devlet Başkanı Donald Trump bu hafta içerisinde 20 maddelik “Gazze Barış Planı”nı açıkladı. Planın içinde geçici çözüm bağlamında bazı olumlu unsurlar yer alsa da, kalıcı bir barışı sağlayacağı söylenemez. Bu planın, “ölümü göster, sıtmaya razı et” bakış açısıyla hazırlandığı açıktır.
İsrail’in Gazze’yi ilhak ve işgal etmemesi, İsrail’in işgaline ve askeri operasyonlarına son verilmesi; Gazze’deki Filistinlilerin göç etmeye zorlanmaması ve topraklarında yaşamaya devam etmeleri; Gazze’ye insani yardımların aktarılması, Gazze’nin ekonomik ve siyasi refahı için kalkınma planlarının devreye sokulması; köktendinci terör örgütü Hamas’ın Gazze’deki yönetimde yer almaması; silahlarını ve silahlı mücadeleyi bırakmayı kabul eden Hamas üyelerine af getirilmesi; Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin serbest bırakılması, İsrail’de tutuklu olan Hamas üyelerinin serbest bırakılması, planın olumlu unsurları arasında sayılabilir.
Planın en olumsuz yönü ise Gazze’nin yönetiminin ve egemenliğinin ABD’ye ve onun Ortadoğu’daki müttefiklerine bırakılmasının öngörülmesidir. Planda Gazze’nin yönetiminin, “siyasi bağları olmayan Filistinli teknokrat bir komiteye” devredilmesi, bu komitenin geçici olarak “Barış Kurulu” adlı bir organ tarafından yönlendirilmesi ve denetlenmesi, bu kurulun başkanının Trump olması ve kurulda eski Britanya Başbakanı Tony Blair’in de yer alması önerilmektedir.
Gazze Filistin devletinin bir parçası olduğu halde, Filistin devleti, Filistin devletini İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria’dan yöneten Filistinli yöneticiler ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas planda yok sayılmaktadır!
Bunun yerine, İsrail’in dünyadaki en büyük destekçisi olan Trump ve Irak’ın işgali sürecinde ABD eski Devlet Başkanı George Bush ile birlikte hareket eden Blair, Gazze’nin valisi ve bekçisi konumuna getirilmektedir!
***
Trump’ın sözde “barış” planının, emperyalizmin Ortadoğu’daki projelerinden birisi olduğu açıktır. AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu plana katkı sunduğu ve onay verdiği anlaşılmaktadır.
Bu plan aynı zamanda, Avrupa Birliği’nin ve Britanya’nın Filistin konusundaki edilgenliğinin ve ABD’nin gölgesinden kurtulamadığının bir kanıtıdır.
Britanya Başbakanı ve Britanya İşçi Partisi lideri Keir Starmer ABD’ye alternatif bir plan geliştirmediği gibi, bu planı memnuniyetle karşıladığını ve desteklediğini açıklamıştır! Oysa Filistin’in bağımsızlık mücadelesinin lideri olan Yaser Arafat’ın kurduğu ve Mahmud Abbas’ın genel başkanı olduğu El Fetih partisi, Britanya İşçi Partisi gibi, Sosyalist Enternasyonel’in üyesidir.
Starmer bu hareketiyle Blair’in izinde olduğunu, Britanya İşçi Partisi eski lideri Jeremy Corbyn’in parti yönetimine yönelik eleştirilerinde ne kadar haklı olduğunu bir kere daha kanıtlamıştır.
Avrupa Birliği ve AB’nin öncü ülkeleri olan Fransa ve Almanya da, Filistin konusunda, ABD’nin yörüngesine girdiler. Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Trump’ın planını desteklediklerini açıkladılar!
***
Filistin sorununun kalıcı olarak çözülmesi ve gerçek bir barışın sağlanması için, İsrail’in işgal ettiği Doğu Kudüs’ten, Batı Şeria’dan ve Gazze’den, yani Filistin topraklarından çekilmesi; Gazze’nin, Batı Şeria’nın ve Doğu Kudüs’ün yönetiminin ve egemenliğinin Filistin devletine devredilmesi; Filistin’in bağımsızlığının sağlanması ve Filistin devletinin tüm dünya tarafından tanınması gerekmektedir.
Gazze’nin güvenliğinin sağlanması, Gazze’ye insani yardımların eksiksiz bir biçimde aktarılması ve Gazze’nin kalkındırılması konusunda, Trump ve Blair değil, Filistin devletinin onayıyla, geçici olarak, Birleşmiş Milletler devreye sokulmalıdır.
Bu konuda Rusya, Çin, Brezilya, Meksika, İspanya gibi ülkelerin hükümetlerine ve Batı Avrupa’da, Kuzey Amerika’da adalet ve vicdan duygusunu kaybetmemiş halk kitlelerine büyük bir sorumluluk düşmektedir.