Sıfırlanan Dış Siyasa!

20 Ağustos 2013 Salı

Dışişleri Bakanlığı resmi internet sitesinde Atatürk’ün adı verilmeksizin şöyle bir paragraf yer alıyor:

\n

“Türkiye, ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ ilkesi ve bu ilkenin günümüze yansımasını oluşturan komşularla sıfır sorun yaklaşımı çerçevesinde, komşu coğrafyalarda bir istikrar, güvenlik ve refah kuşağının yaratılması ve başta komşuları olmak üzere, bölgede yer alan tüm ülkelerle ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesini hedefleyen bir politika izlemektedir.”
Yersen!
Ayrıca Bakanlığın resmi sitesinde Türk vatandaşlarının; Suriye, Lübnan, İsrail ve Mısır’a gitmemeleri uyarısı yapılıyor!
İsrail’de Türk Büyükelçisi var mı? Yok! İsrail’in Ankara’da Büyükelçisi var mı? Yok!
Suriye’de Türk Büyükelçisi var mı? Yok! Ama Dışişleri sitesinde
Ömer Önhon Şam Büyükelçisi olarak görülüyor, oysa Ankara’da “Müsteşar Yardımcısı” görevinde! Suriye’nin Ankara’da Büyükelçisi var mı? Yok!
Mısır’da Türk Büyükelçisi var mı? Yok! Mısır’ın Ankara’da Büyükelçisi var mı? Yok!
Neden mi? Karadenizli
Temel’in fıkrasında olduğu gibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Tanımayrum ben oni!” diyor.
Böylece
“sıfır sorun” artık “sıfırlanmış” olmuyor mu?

\n

Güvenlik, Refah Kuşağı!

\n

Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesindeki o paragrafta ayrıca ne deniliyor? (…) komşu coğrafyalarda bir istikrar, güvenlik ve refah kuşağının yaratılması (…)

\n

Sevsinler!
Şu anda sığınan 450 bin Suriyeliye Türkiye’nin harcaması 1 milyar lirayı buldu! Düşünün, eğer komşu coğrafyalarda yangına körükle gitmeyip
“istikrar, güvenlik ve refah kuşağı” yaratılmış olsaydı, bu 1 milyar lira Türk halkının gönencine katkı yapmaz mıydı?
Bırakın 911 km’lik sınırımızdaki öteki illeri, yalnızca Hatay’dan Suriye’ye 2012’de yapılan 250 milyon dolarlık dışsatım sıfırlandı. Kim kaybetti?

\n

***

\n

Buna karşılık Suriye’den Türkiye’ye kaçakçılık arttı. Suriye’den Reyhanlı’ya bir gecede 1.5-2 milyon lira değerinde 1.500 ton kaçak mazotun girdiği basında yayımlandı.
Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinde, ağustosun ilk haftasında 9 kilo uyuşturucu, 9.800 karton sigara, 195 bin sigara filtresi, 109 kilo tütün, 98 bin litre akaryakıt, 375 küçükbaş-büyükbaş hayvan, 70 motorlu araç, av tüfekleri, tüfekler ve hatta hatta 2.250 süs balığına el konulduğu açıklandı.
Genelkurmay’ın son açıklamasına göre üç günde kaçakçılarla 11 ayrı sınır noktasında, 5 saat süren çatışmalar yaşanmış. Sınır birliklerinde zırhlı araçlar devreye sokulmuş, Türkçe ve Arapça uyarılarla kaçakçıların durdurulmasına çaba gösterilmiş.
Kaçakçılar saat 20’de 50-60 ar
aç, 200-250 atlı ve 800-1000 yaya gelmişler, saat 24’te 3 bin kişiye çıkmışlar. Anlaşılan kaçakçılar gemi azıya almışlar! Bir ayda gelen kaçak malın değerinin 250 milyon liraya ulaştığı tahmin ediliyor. Sigara türü mal sırtta, mazot bidonları ise katır ve atlarla taşınıyor.

\n

***

\n

Kaçakçılar 65 litrelik varili 80 liraya veriyorlar. Türk alıcı bunu 90 liraya pazarlıyor, 100 varil alan bir Türk gecede 1000 lira kazanıyor.
Üstelik El Kaide örgütünün Suriye şubesi
“El Nusra” bu kaçaktan varil başına haracını alıyor! Beşşar Esad karşıtı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Suriye’nin PKK’si PYD de kaçaktan “haraçlarını” alıyorlar. ÖSO’yu ve PYD’yi Türkiye’de kim destekliyor? Elbette sorunun yanıtını biliyorsunuz!
Sonrasında bu katkı maddeli mazotlar evlerin depolarında saklanıyor. Mayıs ayında bir evin altındaki depoda patlayan mazot 10 kişinin ölümüne neden olmamış mıydı?
Ayrıca Suriye içinde çıkan çatışmalarda sınırı aşan roket ve seken kurşunlar Türk vatandaşlarının ölümlerine ve yaralanmalarına yol açıyor. Anımsarsınız, ekimde iki top mermisi Akçakale ilçemize düşmüş ve 5 kişinin ölümü ile 10 kişinin yaralanmasına neden olmuştu.

\n

***

\n

Peki, ister Uludere’de çocukların öldüğü sigara, ister Suriye’de süregelen mazot kaçakçılığının nedeni nedir? Bu sorunun yanıtını AKP’nin yasak ve vergi siyasasında bulabiliriz.
Turgut Özal ne yapmıştı? Dış ticarete serbesti getirmiş, çikita muzun yanı sıra Türkiye’de yabancı sigara üretimini ve yabancı içki ithalini serbest bırakmıştı. Böylece bu ürünlerin Türkiye’de edinilebilirliği ve dış fiyatla denkliği ile kaçak önlemişti.
Gün geçmiyor ki Maliye Bakanlığı, akaryakıta, sigaraya, içkiye zam yapmasın, yeni yasaklar getirmesin! Sonuçta kaçak başlıyor, me
rdivenaltı içki üretimi ile turistler ölüyor.
Anlaşılan AKP hâlâ yasakla ve yüksek vergiyle bu işlerin önlenemeyeceğini algılayamamış! Böyle olunca değil
(…) komşu coğrafyalarda bir istikrar, güvenlik ve refah kuşağının yaratılması (…)”, yerine sınırımız yolgeçen hanına dönüyor!

\n

Balbay’ın Savunma’sı…

\n

Adı: Savunma

\n

Yazarı: Mustafa Balbay
Yayımlayan: Cumhuriyet Kitapları
Sayfa: 126
Yandaş basında yazıyor olsaydı patron
Mustafa Balbay’ı kovacağı için, bugün Silivri’de 34 yıla mahkûm olmaz, özgür yaşamını sürdürürdü! Ancak Atatürkçü Cumhuriyet’te yazdığı için kovulmadı, özgürce yazdı. Gazetenin imtiyaz sahibi İlhan Selçuk Ergenekon davasından içeri alındı. Çünkü Cumhuriyet’in özgürce yayın yapmasının temel direği idi. Ardından Balbay tutuklandı. Sonra serbest bırakıldı. Kaçmadı! 5-6 ay özgür yaşadı. Selçuk rahatsızlanınca Balbay yeniden, bu kez onun yerine rehin alındı. Cumhuriyetçilere gözdağının verilmesi sürdürüldü. Davanın karar aşamasında savunmasını yaptı. “İnsanlığı, adaleti, yurtseverliği, hukuku, direnmeyi, demokrasiyi, gazeteciliği savunma” adlı son kitabını Türk hukukunun geleceğine hediye etti.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları