Türkiye, İran, Atom Bombası!

13 Ocak 2012 Cuma

Laricaninin kardeşi olan İran İnsan Hakları Yüksek Kurulu ile Matematik ve Fizik Enstitüsünün Başkanı Muhammed Cevad Laricani, birkaç ay önce Nev Yorkta Nükleer teknolojilerini komşu ülkelerle paylaşmaya çok hazır olduklarını’’ söylemişti. Ardından Türkiye, yıllardır nükleer enerji santralı yapmaya çalışıyor, ancak Batıda hiçbir ülke bu işe istekli değil’’ demişti.

Bu arada, ABDnin baskısı ile Dışişleri Bakanlığının Türkiye İhracatçılar Meclisinden (TİM) İstanbulda Taha Dış Ticaret AŞ adlı bir şirketin katı roket yakıt imalinde kullanılan reçine pompalarınıİrana satıp satmadığını soruşturduğu bildirildi.

***

Ali Laricani, Ankaraya gelmeden bir gün önce Tahranda bir bomba patladı, yine bir atom uzmanı öldürüldü! Natanz Uranium Zenginleştirme Merkezinde çalışan ve aynı zamanda bir üniversite öğretim görevlisi olan Mustafa Ahmet Ruşenin arabasının altına bir manyetik bomba yerleştirilmişti.

Olayın gizemini arttıran bu olay rastlantı olamazdı! Çünkü tam bir yıl, bir gün önce başka bir patlamada nükleer fizikçi Mesut Ali Muhammet Tahranda öldürülmüştü. Ne Muhammet öldürülen ilk, ne de Ruşen son atom uzmanı idiler.

2009’da İranlı fizik uzmanı Şahram Amiri, Suudi Arabistana hacca gidiyorum diye ülkesinden ayrılmış, ancak sesi Pakistanda sığındığı ABD elçiliğinden gelmişti! Bu olaydan sonra İranda bombalı saldırı hedeflerinde şu olaylar yaşanmıştı:

29 Kasım 2010 Üniversitede görevli nükleer fizikçi Macit Şehriyari öldürülüyor, aynı gün başka saldırıda İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı nükleer fizikçi Feridun Abbasi ve eşi ağır yaralanıyorlardı.

23 Temmuz 2011 Atom mühendisi Darius Rızai öldürülüyor, ancak ad benzerliği nedeniyle yanlışlık sonucu bir öğrencinin kurban gittiği söylentisinin doğruluğu, eğriliği bugüne değin aydınlanamıyordu.

12 Kasım 2011 Füze çalışmalarının başındaki Hasan Tahrani Mukaddem bir füze yapım üssündeki gizemli patlamada 36 bilim insanı ile birlikte öldü. Olayın bir kaza olabileceği öne sürüldü. Bu arada başka füze üslerinde de bazı ölümle sonuçlanmayan patlamalar da yaşandı.

Tahran, bu olayları Amerikan ve İsrail gizli örgütlerine yükledi. İsrailin İranda yaşayan Yahudi Kürtlerikullandığı öne sürüldü. İngiliz ve İtalyan basını da İsrailin İranlı atom uzmanlarına karşı bir gizli savaş sürdürdüğünü sıkça yazmışlardı.

Son olaydan sonra Amerikan sözcüleri kendi rollerini yalanlarken, İsrail herhangi bir yorum yapmadı.

Zaman zaman İranın çeşitli füzeler denediğini haberlerde duyuyoruz. Her seferinde daha güçlü, daha uzun menzilli füzeler deneniyor. Bu gidişle bir sabah uyandığımızda komşu İranın küçük çaplı bir atom bombasını denediğinin haberini duyarsak hiç şaşırmayalım!

Hürmüz Artık 7 Devletli!

Ahuramazdabir eski Pers tanrısının adıdır. Ahura (ışık) ve mazda (bilgelik) anlamında bilginin ışığı olarak kabul edilebilir. Kötülük ve savaş karşıtı bir tanrı olduğuna inanılır.

Zamanla baştaki a ve sondaki da heceleri düşünce huramaza, yani Hürmüze dönüşmüştü. 30-40 yıl öncesine değin bazı Türk kızlarına da Hürmüz adının verildiğini de anımsayalım. Kuşkusuz bunların en ünlüsü Yedi Kocalı Hürmüz değil miydi?

İran ve komşu Arap ülkelerinin adını paylaşamadıkları için İran Körfezi yerine artık kısaca Körfez” deniliyor. Körfez, Hint Okyanusuna Hürmüz Boğazından açılıyor. Boğazın ana suyolunun derinliğinin 115 m, genişliğinin en dar yerinin 56 km olması nedeniyle büyük okyanus gemileri rahatlıkla geçebiliyorlar.

Günde en az beş petrol gemisinin geçtiği bu boğazda bugünlerde bilgeliğin ışığı mı, yoksa karşısındaki kötülüğün, savaşın gücü mü öne çıkacak? İran, boğazdan petrol çıkışını engelleyeceğini açıklayınca, ABD Savunma Bakanı Leon Panetta da İranın nükleer silah geliştirmesini önleyeceğiz. Bu, kırmızı çizgimizdir. Boğazın kapatılmasına göz yummayacağız tehdidinde bulundu.

Bu kararla Irak, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirliklerinin petrol satışı da etkilenmiş olacak. İran petrolünün yüzde 49u bu boğazdan Çin, Japonya, Hindistana gidiyor. Avrupaya Hürmüzden geçerek giden petrol ise günde 450 bin varil!

Türkiye bu boğazdan değil, ama İrandan petrol gereksiniminin yüzde 40ını karşılıyor. Petrol ve doğalgaz alışverişinin bedelini BOTAŞ ve TÜPRAŞ, bir kamu bankası olan Halk Bankasındaki İran Merkez Bankasının özel hesabına yatırıyor. Bu hesaptan Türkiyenin İrana dışsatımı düşülüyor. ABDnin bankalarına yaptırım uyguladığı İran hükümeti de çeşitli dış ödemelerini Halk Bankasındaki hesabı üzerinden yapıyor.

Son gerilimde daha şimdiden petrolün varili 115 dolara çıktı. Hürmüz Boğazının kapatılması ile fiyatın 150 doları aşabileceği söyleniyor. Eğer boğaz kapatılıp petrol fiyatında yüzde 10luk bir artış olursa Türkiyenin dış ticaret açığına yılda 4 milyar doların ekleneceği bildiriliyor.

Bu nedenle olacak ki Enerji Bakanı Taner Yıldız Hürmüz Boğazının kapatılmasını istemiyoruz. Böyle bir durum Türkiyeye olumsuz etkiler deme gereğini duydu.

Günümüzde artık Hürmüz yedi kocalı değil yedi devletli

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu geçen hafta Tahranda bir dizi görüşme yaptı. İranın uranyum zenginleştirme çalışmalarına ilişkin uluslararası görüşmelerin Ankarada yapılacağını söylemekle yetindi.

Bu ziyaretteki görüşmelerin daha perde arkası aralanmadan İran Meclis Başkanı Ali Laricani dün Ankaraya geldiğinde ilk görüşmesini kahvaltıda Davutoğlu ile yaptı. Değil Tahran perdesinin aralanması, bu ziyaret ile yeni bir sis perdesi eklendi.

Bu yazı yazılırken Laricaninin Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan ile görüşmelerini tamamlayıp yarın Tahrana döneceği açıklandı.

Bir Ayetullah oğlu olan Laricani, İranın iç ve dış siyasasında en etkili kişilerden biri kabul ediliyor. Anımsanacağı üzere Laricani, ülkesinin nükleer programına ilişkin olarak Viyanada düzenlenen uluslararası görüşmelere Yüksek Güvenlik Kurulu Genel Yazmanı şapkası ile uzun süre başkanlık etmişti.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları