Savaş, özgürlükler ve ciddiyet
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Savaş, özgürlükler ve ciddiyet

24.01.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Savaş pek ciddi iştir. Haliyle demokratik düzenlerde yurtdışına asker göndermek, silahlı kuvvet kullanmak için özel hukuki usuller öngörülür. Mesela zamanında ABD öncülüğündeki Irak işgaline katılmamamızı, anayasanın yurtdışına asker göndermek için nitelikli çoğunluk aramasına borçluyuz.
Afrin’e yapılan Zeytin Dalı operasyonunun uluslararası hukuk açısından tartışılması başka bir konu. Ancak kamuoyunda Irak-Suriye tezkeresi diye bilinen, Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin tezkere, eylül ayında AKP, CHP ve MHP oylarıyla geçmişti.
Bu üç parti, Afrin operasyonuna verdikleri destekle, askeri müdahalenin eylül ayındaki tutumlarıyla uyumlu olduğunu göstermiş oldu.
Demokratik düzenlerde, her kararın kamuoyunda enine boyuna tartışılması esastır. Hele söz konusu olan Meclis’te nitelikli oy çoğunluğu aranan kuvvet kullanma kapsamındaysa. Yetki hükümete sonsuza dek verilmez. Dolayısıyla hükümet yetki sahibi olmasına yetki sahibidir ancak askeri müdahalenin yerindeliği ve muhtemel etkileri hakkında eleştirilerin serbest olması demokrasinin gereğidir.
Gelgelelim, bugün Afrin operasyonunu eleştirenlerin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının bulunduğu söylenemez. Miting düzenlemeye çalışanların gördüğü sert baskı bunu ispat etmekte. TCK’nin devletin güvenliğine ilişkin suçlar bölümünde yer alan suçların bir askeri operasyonun yerindeliğine yönelik eleştirileri kapsadığını söylemek en fantastik hukuki yorumla dahi mümkün değildir.
Gelişmiş demokratik düzenlerde, toplumun bazı kesimlerinin hükümetlerin aldığı ya da almayı planladığı kuvvet kullanma kararları aleyhine gösteri yaptıkları malum. Toplumların gelecekleri hakkında en doğru karara ulaşmaları için her kesimin sesinin kamuoyuna ulaşabilmesi demokrasinin en temel kurallarından biri. 1991’in Ocak ayında Refah Partisi’nin genç il başkanı olarak Turgut Özal’ın ABD’nin Irak operasyonuna katılma kararı aleyhine, aralarında Kürt siyasi hareketinin ilk partisi HEP’in de olduğu muhalefet partilerini, Refah Partisi İl Başkanlığı’nda toplayarak ortak basın toplantısı düzenleyen sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın o vakitler faydalandığı bir kuraldan bahsediyoruz.
Savaş konusunda başka bir mesele ise devlet ciddiyeti. Devlet Bahçeli, Afrin için “Ya Afrin yıkılsın ya teröristler yakılsın” dedi. Silahlı çatışma hukukuna göre şehirleri yıkmak da sıfatı ne olursa olsun insan yakmak da ağır ihlaldir. Silahlı çatışma, aynı zamanda her türlü manipülasyonun yapıldığı uluslararası bir propaganda mücadelesi. Bir iktidar ortağı niteliğindeki Devlet Bahçeli, müthiş bir devlet ciddiyetsizliği sergileyerek iktidarın uluslararası kamuoyu yaratma ve destek arayışını baltalamaya başlamış görünmektedir. Bunu şuurlu yapıp yapmadığını ise söz konusu Devlet Bahçeli olduğu için anlamak elbette mümkün değil.
Güvenlik-özgürlük dengesinde ağırlığınızı sürekli şekilde güvenlik kefesine koyarsanız devlet idaresi de uluslararası ilişkilerdeki güç ve pozisyonunuz da dengesizleşir.
25. yıldönümü: Bugün babam Uğur Mumcu’nun katledilmesinin “25. yıldönümü”. 25 yıldır her yıl olduğu gibi evimizin önünde onu anacağız. Ölümünden çeyrek asır sonra en azından hayal ettiği ülkeye yaklaştığımız avuntusunu hissetmeyi umardım. Ancak çeyrek asırdır düşüncelerini ve hayalini kararlılıkla savunanların dost varlığı da az avuntu değildir.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018