Sadece 34 ay kaldı seçimlere... zamanında yapılırsa tabii...

Sevr ile Lozan, demokrasi ile tek adamlık, siyasal İslam ile Atatürk Türkiyesi arasında bir seçime gidiyoruz.

Muhalefet için boş geçen her gün, aydınlık Türkiye için kayıp bir gün...

*

AKP yönetimi “erken seçim gündemimizde değil” dese de geçmiş tecrübeler, sandığın bir anda ortaya çıkabileceğini gösteriyor.

Saray, sürekli anketlerle kamuoyunu izliyor... Gelen sonuçlar Cumhur İttifakı’nın, güneş görmüş kar gibi eridiğini gösteriyor.

Aileler borç içinde, ücretli geniş kesimler en temel ihtiyaçlarını bile lüks olarak görmeye başladı... geçim sıkıntısı evlerin neşesini, huzurunu bir kara delik gibi içine çekip yok etti. 

Devlet kurumu olmaktan uzaklaşıp “ihtiyaca göre” veri açıklayan TÜİK’in makyajlı rakamları bile gençlerin işsizlik esaretinde ezildiğini gösteriyor...

Aç, yoksul, ümitsiz insanlara yapılan hamaset dopinginin de bir sınırı var... Lafla peynir gemisi yürümüyor. 

Cumhur ittifakının bu tabloyu seçimlere kadar taşıması zor görünüyor. 

*

İYİ Parti lideri Meral Akşener’e, yaptıkları tüm hakaret ve iftiraları “unutarak” zeytin dalı uzatmaları boşuna değil...

“Her parti iktidar ister”, “tabanı Akşener’i zorlar” diyerek Meral Akşener’in bir şekilde Cumhur İttifakı ile anlaşacağı yönünde yapılan yorumlara katılmıyorum. 

Meral Akşener’in en kritik seçim anlarında dahi milim sapmadan Saray’a en etkili muhalefeti yaptığı dönemleri unutmayınız. Akşener, Atatürk Türkiyesi’nin bir bayrağı gibi, türlü kumpasları alt ederek var ettiği partisini, Saray’ın uydusu, koltuk değneği, basamağı yapmayacaktır...

Bu satırları yazdığım sırada Akşener, “AKP’ye, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilirse destek veririz” anlamında bir açıklamada bulundu. 

Yani Cumhur İttifakı için geçen her gün, -normal koşullarda seçim yapılabilirse- iktidarı kaybedecekleri ana yaklaşılmış bir gündür...

*

Ve CHP’nin içi...

Muharrem İnce önce,“parti kuracağım” diyerek konuşturdu ismini, şimdi ise parti yerine bir hareketten söz ediyor... İnce “yeni parti” düşüncesini açıktan oylatıp aldığı tepkiler üzerine geri adım atmış görünüyor. 

Ben, İnce’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi gecesi “ortadan kaybolarak” siyasi kariyerine son verdiğini düşünenlerdenim... Ancak bir haksızlığa da dikkat çekmek isterim: yapılan bir ankette, “Muharrem İnce parti kursa oy verir misiniz” sorusuna yüzde 90 oranında “hayır” yanıtı verilmiş... 

Bu anket, İnce’nin toplumdaki karşılığını göstermez. Aynı soruyu, yani “şu kişiler yeni parti kursa oy verir misiniz” sorusunu mevcut siyasi liderler için sorduğunuzu

düşünün... 

Yanıt ne olurdu?

*

CHP’de Muharrem İnce’nin dışında, İnce ile yürümek istemeyen etkili muhalif isimler de var. 

Parti yönetiminin muhalefetini yetersiz bulan, CHP’yi birinci parti yapabileceklerine inanan insanlar...

Meral Akşener’in parlamenter sisteme geçmeyi tekrarladığı çıkışı önemli. Akşener, Erdoğan’ın başka türlü kazanamayacağını söylüyor. Ben de bu köşede defaatle bu düşüncemi yazdım.

Erdoğan’ın ittifak sistemini bozmaktan başka çaresi yok. CHP’nin ittifaksız bir Türkiye’de cumhurbaşkanı adayı çıkarmak ve Meclis çoğunluğunu elde etmek üzerine bir stratejisi olmalı. 

Yani CHP’nin birinci parti olmayı en az ittifak sistemi kadar öncelemesi gerekiyor.

*

İyi ki varsın Eren...

Sadece 15 yaşındaydı... yüreğimizi dağladı Eren Bülbül.

3 yıl önce hain PKK’nin kurşunlarına hedef olmuştu Trabzon’un Maçka ilçesinde.

Geride yüreği kor bir anne bıraktı, oğlunun yıkanmamış kıyafetleri ve resimleri ile yaşayan...

Ve milyonlar... güzel gözlerine bakıp ülkenin kaderine ağlayan...

İyi ki varsın Eren... Seni

unutmayacağız.