Gunnamak
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Gunnamak

19.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Doğurganlık hızı felaket!” Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Saray’da yapılan Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu’nda, doğurganlık hızının “felaket düzeyine indiğini” söylemiş. LGBTİ+ karşıtı ifadelerini yineleyen Erdoğan, babalara “Eşlerinize daha fazla destek olun” çağrısında bulunmuş. Ailenin toplumun en temel kurucu unsuru olduğunu savunan Erdoğan kültürel emperyalizm ve “dijital kuşatma” vurgusu yapmış. “Cinsiyetsizleştirme gibi dayatmalara, LGBT gibi sapkın akımlara karşı önlemleri alıyor, en küçük bir tavize mahal vermiyoruz” demiş. Türkiye’de doğurganlık hızının tarihi düşüş yaşadığını belirten Erdoğan, TÜİK verilerini hatırlatarak tabloyu “felaket” diye nitelemiş. “Şu anda bir felaketi yaşıyoruz. Alarm zilleri yüksek sesle çalıyor” ifadelerini kullanmış. (Ankara/ Cumhuriyet)

Tavuklar gunnar, sonra da cayırdar. Şimdilerde aynı şeyi mi söylerler bilemem ama çocukluğumda Toroslar’da ve Çukur’da, yani Çukurova’da ve seyil (sahil) köylerinde karnı büyümeye başlayan yeni gelinlere “gunnacı” derlerdi, “hamile” ya da “yüklü” niyetine.

Bizim Çukur’da bir laf vardır ki pek güzeldir: “Ekmek elden su gölden çimelim avrat çimelim”. Anlamı da pek güzeldir. “Güzel anlamı” bir de Google’da bulayım dedim. El cevap: “Bunu mu demek istediniz: Ekmek elden su gölden çizelim avrat çizelim”. Makine, “çimmek” sözcüğünün “yıkanmak” anlamına geldiğini bilmiyor. Bu ne cehalet!

Makineleşen dil işte böyle oluyor: “Ben diyorum cerre* boğazı, o diyor ‘Yandı g... mün ağzı’.” “Çimelim avrat çimelim” de söylemesi ayıp “Sevişelim de güzelim sevişelim” yerine vekaleten... Sevişince cünüp (cenabet) olup su dökünüp gusül abdesti almak zorundasın. Zamane gençleri “gusül abdesti” nedir bilmezler; cenabet cenabet gezdikleri için memleketin ne beti kaldı ne bereketi. Öyledir de atalarımızın deyim, deyiş ve sözleri günümüzde kalp para gibidir. Ekmek aslanın ağzında. Suyu ılıştırıp yıkanmak da parayla.

Almanya’nın nüfusu: 83 milyon 868 bin kişi; milli geliri: 6 trilyon 16 milyar dolar;

Fransa’nın nüfusu: 66 milyon 694 bin. Milli geliri: 2.99 trilyon Avro;

Türkiye’nin nüfusu: 85 milyon 824 bin 854. Milli geliri: 1 trilyon 570 milyon dolar.

Almanya ile Türkiye’nin nüfusları eşit diyelim ama Almanya’nın milli geliri neredeyse Türkiye’nin 6 katı; Türkiye’nin nüfusu Fransa’nınkinden 20 milyon fazla ama milli geliri hemen hemen Türkiye’nin üç katı.

R.T. Erdoğan, “Cinsiyetsizleştirme gibi dayatmalara, LGBT gibi sapkın akımlara karşı önlemleri alıyor, en küçük bir tavize mahal vermiyoruz” demekte. İyi de cinsiyetsizleştirmeyi Türkiye’ye kim dayatıyor? Birleşmiş Milletler mi, Avrupa Birliği mi, Dünya Bankası mı yoksa IMF mi? Ne üçü ne ikisi ne de biri? “LGBTİ+”: Lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks kimliklerinin baş harflerinden oluşan kısaltmaymış. Bunu da öğrendim. Lezbiyen, gey, biseksüel, cinsel yönelim; trans, cinsiyet kimliği; interseks ise cinsiyet özelliği... Bunlara yani sapkın akımlara karşı önlemler alıyorlarmış. Al, al da birisi çıkıp Osmanlı orduları savaşa giderken onlara eşlik eden “civelek taburları” neyin nesiydi diye sorarsa, Osmanlı’da “oğlancılık”ı sorarsa ne olacak? Elin ağzı torba değil ki!...

“Cinsiyetsizleştirme gibi dayatmalara, LGBT gibi sapkın akımlara karşı önlemleri alıyor, en küçük bir tavize mahal vermiyoruz” demiş R.T. Erdoğan. Eşcinsellik günün moda akımı değil ki insan insanlaşmadan da insanlaşırken de insanlaştıktan sonra da var olup giden bir “şey”! Yaradılıştan gelen kaçınılmaz yönelim mi yoksa bilinçli bir tercih mi? Bilemem. Belki de özentidir. Bunun ancak açık, aleni olanına engel olabilirsiniz; zorlama olanına ceza verebilirsiniz.

Ayrıca, nüfus hareketlerinin cinsiyetsizleştirme gibi dayatmalara, “LGBT gibi sapkın” akımlarla ne ilişkisi var? Nüfusta, sayıca çokluk ile kalite arasında bir tercih yapılamaz. Nüfus olgusu söz konusu olduğunda sayısı, kalitesi, cinsiyet ve yaş durumu, ulusal gelire yaptıkları katkı ve yarattıkları ek değerlerin katkı oranı ve miktarı masaya ve ağza gelir. Çocukken “Bir kilo demir mi yoksa pamuk mu ağır?” diye gevezelikler yapılırdı.

İnsan toplumu ile hayvan dünyası arasında sadece sayıca eşitlik, azlık ve çokluk söz konusu olabilir. Yazıyı 6 Aralık 2025 tarihli Sözcü’nün birinci sayfasındaki manşet üzerinde yürütelim: “Doğuda da batıda da fabrikalar kapanıyor. Diyarbakır’daki, Türkiye’nin ilk tekstil ihtisas organize sanayi bölgesinde 5 ayda 5 fabrika şalter indirdi. 3 bin kişi işsiz kaldı. İktidara ‘Dert bu dert’ çağrısı yapıldı” İyi mi? Bu durumda nüfus artarsa işsizlik de artmaz mı?

Şimdi de erkek milletine (illetine) “Eşlerinize daha fazla destek olun” diyen Erdoğan’ın ne demek istediğini yorumlayalım da hele anlayan beri gelsin: Çamaşır yıkamakta mı, ev işlerinde mi, mutfakta mı? Konu bu değil! Erkekler eşlerine hangi konuda daha fazla destek olacaklar? Bugün gazete okudum: Kadın para kazanıyorsa bu parayı harman gibi savurmayacak, kocasının kazancına ekleyecek... Yoksa çocuk yapma hususunda mı destek olacak kadına?

Sayın Erdoğan bu hususta da bir aydınlatmada bulunsa iyi olur. Örneğin ben 90 (doksan), Ülker 88 (seksen sekiz) yaşını idrak etmiş bulunuyoruz da... Şimdilerde çok güç de olsa Migros’a gidip gazete ve şu bu alıyorum ama gelecek yıla çok güç. Çevrede torun morun, yeğen meğen de yok! Halimiz duman! N’olacak bizim halimiz?

---

* Testi.

Yazarın Son Yazıları

Gunnamak

“Doğurganlık hızı felaket!” Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Saray’da yapılan Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu’nda, doğurganlık hızının “felaket düzeyine indiğini” söylemiş.

Devamını Oku
19.12.2025
Atatürk’ü örnek verip...

1 Ekim 2025 günkü Sözcü gazetesinin 11. sayfasında şöyle bir haber yayımlandı:

Devamını Oku
16.12.2025
Piliç değil bilinç

İnsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu “Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, o kişiye varlığının adresini sormaktan başka bir şey değildir.

Devamını Oku
14.12.2025
MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025