Masada yine onlarca sayfalık dosya...
97 sayfalık olanı 8 Ağustos 2022 tarihini taşıyan bir iddianame. Kısa adı AKAB olan, üyeliğini Amasya’daki belediyelerin yaptığı Katı Atık Birliği’ni ilgilendiriyor.
Özetle; AKAB’da ihaleye çıkılması gereken işlerin doğrudan temin yoluyla bölünerek alındığı; bazen ise hiç alınmayan ya da eksik olduğu halde alınmış gibi gösterilen mal ve hizmete ödeme yapıldığı iddia ediliyor. Bu suçların 2017 ve 2018 yıllarında işlendiği ileri sürülüyor.
Aralarında önceki AKAB başkanlarından Cafer Özdemir’in de olduğu sanıklar var. Özdemir’in öne çıkan asıl özelliği ise 2009-2019 yılları arasında Amasya’nın AKP’li belediye başkanı olarak görev yapması.
AKP’li Özdemir’e iddianamede iki ayrı suçlama yöneltiliyor: Denetim görevini ihmal ederek zimmet veya irtikaba neden olmak ile görevi kötüye kullanma.
İkinci belge ise bir mahkeme kararı. İlgili davaya bakan Amasya 2. Ağır Ceza Mahkemesi 20 Mart 2025’te hükmünü vermiş. AKP’li belediye başkanı Cafer Özdemir için mahkeme önce tek suçtan ceza veriyor. O cezayı da alt sınırdan yani 3 ay olarak veriyor. Sonra, “Geleceği olumsuz etkilenmesin” diyerek indirim uygulanıyor. Böylece ceza 2 ay 15 güne düşüyor. Yetmiyor, “Kişilik özellikleri ile tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldı” denilerek hükmün açıklanması geri bırakılıyor.
Tahmin edeceğiniz gibi AKP’li isim için siyasi yasak vs. gibi bir karar da alınmıyor.
‘PES’ DİYEN İSTİNAF
Ve son belge...
3 sayfalık, 18 Eylül 2025 tarihli Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi’nin kararı. Yani Amasya’daki davaya dair istinaf mahkemesinin bozma hükmü. Açık söyleyeyim; böylesine dolu bir bozma kararına son zamanlarda pek rastlamamıştım. Zira, istinaf dosyanın daha baştan, yani iddianame aşamasında sakat doğduğunu tespit ediyor. Misal, AKP’li Cafer Özdemir’in de dahil olduğu sanıkların hangi tarihte, hangi eylemi gerçekleştirdiğinin net olmadığını yazıyor. Misal, ilk derece mahkeme kararında zimmet suçunun unsurlarının gösterilmediği (hangi mal, hangi miktar, hangi fiil) belirtiliyor. Misal, zincirleme suç olmasına rağmen eksik ceza verildiği ve siyaset yasağı gibi hak yoksunluğuna hükmedilmediği vurgulanıyor. Özetle, istinaf oybirliğiyle “Sil baştan bakın şu dosyaya” diyor.
Şimdi...
Bunca satırı “AKP’li belediye başkanı Cafer Özdemir suçludur” iddiasıyla yazmadım. Buna ben karar veremem. Ama şunu yazmasam olmaz:
Be arkadaş, istinaf bile “illallah” demiş; baştan sona sakat bir karar diye hüküm veriyor. Öyle ya, o başkan AKP’li değil de CHP’li olsaydı, geçtim yapılan alımları, tesisin üzerinden geçen sineğin uçuş rotasından bile sorumlu tutulurdu. “Denetim görevini ihmal” maddesi genişler, sinek neden sağa kırdı, çöp neden soldan koktu diye bilirkişi atanırdı. Yetmezdi, “sineğin yönlenmesine engel olunmadığı” gerekçesiyle siyasi yasak da eklenirdi. Başkanlıktan değil sadece, mahalle muhtarlığı sohbetinden bile men edilir; seçim döneminde afiş asması değil, afişe bakması bile yasaklanırdı.
Keşke bu yazdıklarımın tamamı mübalağa sanatının alanında kalsaydı.