Boksta kuraldır, rakibiniz “zayıf bölgenize çalışır”. Zayıf noktanızı güçlendirmezseniz her ringe çıktığınızda buradan dayak yersiniz. Hava savunma konusu Türkiye’nin yarım yüzyıldan fazla bir süredir zayıf noktası. İşin içine siyasi beceriksizlik, üstüne de “kendini dev aynasında görme”, gerçeklikten uzaklaşma durumunu eklerseniz fatura büyüyor. Bu sorunun AKP iktidarı dönemindeki tartışmaları gözlerimizin önünde yaşandı. İş öyle bir boyuta geldi ki Türkiye, Çin’le bile hava savunma sistemlerinin alımını müzakere etti. Görüşme-müzakere konusunda sorun yok da elinizde hava savunma sistemi yok ve kuzeyinizde savaş sürüyor, güneyiniz dünyanın “çatışma merkezi”ne dönüştürülmüşse bu fantezi oluyor.
Askerler, hava savunmanın birinci unsuru olarak savaş uçaklarını kabul ederler. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) savunma platformlarında planlarını en az çeyrek yüzyıllık yapar. Bu mantıkla F-35 projesine taa başından girilmişti.
FETÖ’cü darbe girişimiyle ABD ile ilişkilerde de tarihsel bir kırılma yaşanmıştı. Öyle ki bazı ABD’li askerler, FETÖ’cü generaller için “birlikte çalıştığımız arkadaşlar” değerlendirmesini yapıyordu. O ortamda ikili ve müttefiklik ilişkileri yönetilemedi. Türkiye’de biraz anlaşılabilir öfke duygusu kontrolden çıktı, “Kimseye ihtiyacımız yok” söylemiyle gerçeklikten uzaklaşıldı. “Al papazı ver papazı” restleşmesi tutmadı. Papaz gitti ama papaz gelmedi. Trump’ın “Türklerin ekonomisini çökertirim” sözlerinin ardından salgın yaşandı, ülke ekonomisi bir daha belini doğrultamıyor. Bu ortamda Rusya’dan S-400 hava savunma füze sistemleri alındı. Maliyeti 2 milyar doların üzerinde.
ABD buna ağır karşılık verdi. Türkiye F-35 projesinden sökülüp atıldı. 2 milyar dolar civarında bir ödeme yapmamıza karşın bu para geri verilmedi, etti en az 4 milyar dolar. Bu dışlanma Türkiye’ye neredeyse tüm Batı’nın savunma ambargosuna dönüştü. Sonra bu ambargo İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle Türkiye açısından pek işe yaramayacak şekilde yumuşatıldı. Türkiye, “Madem vermiyorsunuz biz de kendimiz yaparız” dedi. Ancak Türkiye’nin savaş uçağı ve hava savunma açığı büyüdü. ABD ile F-16 projesi, “pahalılık” gerekçesiyle ilerlemiyor. Türkiye, İngiltere ve ortaklarıyla Eurofighter uçağı almak için anlaşma yaptı. Yerli ve mevcut mühimmat bu uçaklarda kullanılamayacağı için yarısı Körfez’den gelecek ikinci el 44 uçak için 10 milyar dolar gözden çıkarıldı. Rakam toplamda 14 milyar dolara yükseldi.
Bakım masraflarını dahi ödediğimiz ancak parmağımızla dokunamadığımız F-35’ler ABD’de. Aldığımız ama düğmesine basamadığımız S-400’leri topraklarımızdan çıkarma arayışındayız. Birileri İHA ile hava sahamızı delme girişimi yapıyor. Beceriksizliğin maliyeti yükseliyor, zayıf tarafımızdan dövülüyoruz.
Ortada uçak yok ama maliyeti şu an için 14 milyar dolar.