Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tiyatroculuğu Hemen Öğrenenler - 2
Geçen haftaki yazım hiç ummadığım bir ilgiyle karşılandı. Birçok okurum devlet-tiyatro ilişkisini örnekleyen başka anılar olup olmadığını sordu. Var elbet... Hepsini yayımlamaya kalksam yıl sonuna kadar başka konuda yazamam. En iyisi bugün de dört ustadan birer örnek verip bu konuyu kapatalım.
\n***
\nMehmet Karaca:
\nEskiden bir şehre gittiğimiz zaman oranın emniyet amirini ziyaret eder, oynayacağımız oyunların, topluluğumuzdaki sanatçıların adlarını verirdik. Liste dikkatle incelenir, sakıncalı bir ad olup olmadığı araştırılırdı.
\nAdana’da oynayacağız. Listemizi hazırladık, emniyet amirine gittik. Oyunlar ve yazarları: Bay/Bayan, Mahmut Yesari... Emir, Yusuf Sururi... Çardaş, Emmerich Kallman... Şen Dul, Franz Lehar...
\nEmniyet amiri listeye baktı. Sonra, “Sizin kanunlardan haberiniz yok mu?” dedi. “Yabancı çalıştırıyorsunuz.”
\n“Aman, efendim,” dedik, “aramızda hiç yabancı yok.”
\n“Olmaz olur mu? Baksanıza, kendiniz yazmışsınız. Hadi, Mahmut Yesari’yle Yusuf Sururi’ye bir diyeceğim yok. Türk oldukları belli. Ama bu Kallman’la Lehar ne oluyor? Üstelik itiraf bile etmişsiniz. Fransız Lehar diye.”
\nNe kadar anlatmaya çalıştıysak olmadı. Emniyet amiri Çardaş ile Şen Dul’a izin vermedi. Biz de sadece Bay/Bayan’la Emir’i oynamakla yetindik.
\n***
\nMuzaffer Hepgüler:
\nİstanbul Tiyatrosu’yla İzmir turnesindeyiz. Fuar bahçesinde oynuyoruz. Bir gece “Vali oyunu seyredecek” dediler. Hoşumuza gitti tabii. İlk sırayı valiye, ailesine ve maiyetine ayırdık.
\nOyun saati geldi çattı. Vali yok. Beş dakika, on dakika bekledik. Seyirci başladı alkışlamaya, tempo tutmaya. Neden sonra, yirmi dakika gecikmeyle vali ve yanındakiler teşrif ettiler. Perdeyi açtık.
\nOyundan sonra vali kulise geldi. Geciktiği, bizi de, seyircileri de beklettiği için özür dilemeye bile gerek görmedi. Gülerek, “Hani siz tiyatrocular Atatürk’ü bile beklemeden perdenizi açmışsınız” dedi. “Beni niye beklediniz?”
\nCelal Bey dayanamadı, “Beyefendi,” diye gürledi, “O Atatürk’tü. Sanata da, sanatkâra da hürmeti vardı. Kendisinin beklenmemesini, perdenin tam zamanında açılmasını anlardı. Bunun için tiyatrocuları bir de tebrik ederdi. Şimdi onun gibi devlet adamları nerede? Kim bilir ne kompleksler içindedirler. Hürmet, tebrik bir yana, bir de başımıza çorap örerler.”
\n***
\nAziz Basmacı:
\nKonya Ereğlisi’nde oynuyoruz. Ben baba rolündeyim. Bir ara cinnet getiriyorum. Tabancamı çekip karımla kızımı vurmaya kalkıyorum.
\nO sahne geldi. Ben tam tabancamı çekip kızıma doğrultmuştum ki, salondan “Hooop!” diye bir ses yükseldi. “Çabuk! Engel olun!”
\nNe olduğumu anlamadan üç polisle bir bekçi üşüştü tepeme. İkisi ellerimi tutuyor, biri boğazımı sıkıyor, fedakâr bekçi de kızımın önüne geçmiş, ona siper oluyor.
\nPolislerden biri, “Tesirsiz hale getirdik, amirim” diye bağırdı.
\nGayretle kendimi biraz toparladım. “Ne oluyor?” diye bağırdım. “Biz burada temsil veriyoruz.”
\nSonradan emniyet müdürü olduğunu öğrendiğim zat, salondan, “Bırakalım da katil ol, öyle mi?” diye seslendi. Sonra ekledi: “Siz sanatkârlar belli olmazsınız... Kendini kaptırıp tabancayı ateşlersen ne olacak? Ben Ankara’ya nasıl hesap veririm? ‘Temsil bahanesiyle gözümün önünde adam vurdular” mı diyeceğim?”
\nKaymakamın araya girmesiyle iş tatlıya bağlandı. Biz de oyuna devam ettik.
\n***
\nUlvi Uraz:
\nSansür dönemiydi. Oynanacak oyunların her sayfasında cumhuriyet başsavcılığının damgası bulunurdu. Karl Ebert’in Ankara Radyosu’nda “mikrofona koyacağı” bir oyunun, Shakespeare’in Othello’sunun sansür iznini almak için Basın-Yayın Genel Müdürlüğü’ne gittim.
\nBir yetkili izin verilmediğini söyledi.
\nNedenini sordum.
\nOyun müstehcenmiş!
\nKarl Ebert, böyle bir şeyin olabileceğine inanamadı tabii.
\nOyunun sansürden geçmesi de yetmezdi. Devlet Tiyatrosu’nda Oktay Rifat’ın Kadınlar Arasında’sını oynamak için gerekli izinleri almıştık. Ama oyun, dönemin Milli Eğitim Bakanı’nın hoşuna gitmemiş. Sansürden geçmiş oyunu sahneden kaldırttı.
\nYine aynı Bakan, Amphitrion’un sahnelenmesine de izin vermedi. Moliere sol propaganda yapıyormuş meğer!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık