Para ve maliye politikası: Günü kurtarmaya çalışan cinsten...
Veysel Ulusoy
Son Köşe Yazıları

Para ve maliye politikası: Günü kurtarmaya çalışan cinsten...

19.05.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülkelerin ekonomi politikaları iki gruba ayrılır. Bunlardan birincisi Merkez Bankası’nın kontrolünde olan para politikası, diğeri ise hükümet edenlerin aktivitelerine göre şekillenen maliye politikalarıdır. İlk grup piyasadaki para miktarını politika aracı olarak kullanır ve para talebi ile para arzının bir dengede olmasına özen gösterir. Bu özen bir bakıma faiz oranı ile para arzının uyumunu sağlar.

Merkez Bankası’nın oyuncağı niteliğindeki para arzı (miktarı) halk arasında en çok konuşulan konu niteliğine sahiptir. Bu özelliği ile para faiz, döviz kuru ve diğer fiyatların oluşumu arasında sıcak bir ilişki kurar ve halkın günlük alışverişlerinde kullandığı kıymet ölçüsü niteliğine sahiptir.

Devlet harcamaları, yatırımları ve vergi oranları (miktarı) maliye politikasının araçlarıdır. Bu araçlar üretim politikalarının çatısını oluşturur. Aynı zamanda ekonomik büyüme, sosyal refah, istihdam ve işsizlik gibi üretimi doğrudan ilgilendiren bağlantıları kurar.

Ekonomik olarak fazla açık olmayan ülkelerde ilgili politika araçları etkin bir şekilde kullanılır ve denge bu çerçevede oluşturulur.

Öte yandan, ekonomik olarak açık, üretim ve geliri dış ticarete bağlı bir ülkede para ve maliye politikalarını kontrol etmek zordur.

Faiz oranı, artık dışarıdan size verilendir. Döviz kuru dış ticaret kazanımlarına ve ülkeler arasındaki enflasyon oranı farkına bağlı olarak günlük, hatta saatlik olarak değişir. Üretim yapısı işgücü ve sermaye verimliliğine bağlıdır. Bu süreçte, ithalata bağımlılık, çoğu zaman rasyonel olsa da ekonomide uzun dönemde hastalıklar yaratır.

En olumsuzu ise sıcak paraya olan bağımlılıktır. Hastalığın en büyüğü ve enflasyonun kalıcı olmasına neden olan da bu bağımlılıktır. Ülkeye borsa ve diğer transfer araçları ile uğrar ve getiriyi elde ettikten sonra tekrar bir fırsat bulana kadar çıkar.

***

Kısır bir döngüdür bu gir çık yaklaşımı. Karar vericileri akıldışı davranışlara iter, uzun dönemli planların uygulanması önünde en büyük engeldir.

Ama... Aması da var.

Karar vericiler bu aşamada en büyük sorumluluğa sahiptir ve ülkeye zarar veren tüm ekonomik kararlarda onların yaptıklarını daha doğrusu yapmadıklarını gözlemliyoruz.

Sanki daha önce hiç yaşanmamış, sanki vurkaça dayalı zararını bilmiyormuşuz ve hiçbir şey öğrenmemiş gibi davranıp sıcak paraya aynı çekim alanını yaratıyoruz. Para takasıyla, üretimden bağımsız bir şekilde rezerv biriktirme hevesine kapılıp döviz bazında inanılmaz maliyetlere katlanıyoruz.

Ekonomik büyüme oranının sıfırlarda dolaşan yapısıyla dışarıya kısa dönemli borçlanıp, döviz kurunu da sabit turarak (tutmaya söz vererek) yabancı fonları ülkeye davet ediyoruz. Her giriş çıkış sürecinden sonra da alın terimizle yarattığımız katma değer karşılığını bir avuç yabancı fonun eline sayıp gönderiyoruz.

İşte bu kısa hikâyede belirtilen nedenlerden dolayı orta gelir tuzağı içinde debelenip duruyor, sahte döviz kuru ile ulusal gelirimizi yukarılara taşıma kandırmacası yaşatıyoruz halka.

Kısacası, var olan tüm politika araçlarının sadece parasal akımlara dayalı olması ülkeye alternatif maliyetler yüklemektedir. Dikkat ederseniz ortada ne bir sanayi, verimlilik ve teknoloji politikası ne de bir dış ticaret politikası var. Örneğin dışa bağımlı üretim sürecini en aza indirecek bir ithal ikamesinden bahsedilmiyor artık. Yıllarca ithalattaki payı yüzde 10’u geçmeyen tüketim mallarının payının son dönemde yüzde 50’den fazla artması ve buna karşılık ara mal ve sermaye malı toplam ithalat paylarının yüzde 92’lerden 75’lere düşmesi kayda değer bir görünüm ortaya çıkarıyor.

Ucuz döviz kuru üretimi baltalıyor, yükseği ise enflasyon yaratıyor.

Sıcak parayı çekme, günü kurtarma amaçlı yürütülen para politikasının geldiği nokta budur esasında. Aşırı değerli lira, yalancı enflasyon ve büyümeyle beslenen finansal piyasalar, getiri-götürü oranı bozulmuş bir ekonomik değerler bütünü ve en kötüsü de dağılmış nispi fiyatların yarattığı gelir eşitsizliği, ortaya akılcı üretim politikalarının gelmesini engellemektedir.

Yazarın Son Yazıları

Vasat siyaset tuzağı

Bir ülkede orta gelir seviyesine ulaştıktan sonra, teknolojik gelişme için yapılan harcamaların birim maliyetleri düşürmemesi ve diğer girdi maliyetlerdeki artışın getirdiği ekonomik yavaşlamaya paralel olarak büyüme modellerinin uygulanmasında aksaklıklar ortaya çıkar.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukukun üstünlüğü, ekonomik büyüme... Osimhen ve Mario Lemina örneği

Bir ülke adının veya devletin önüne sıfat koyup onu tanımlarken çok dikkatli olmak gerekir.

Devamını Oku
16.11.2025
Yapısal değişim ve ithal ikamesi: Açık ama korumacı bir model

Türkiye’de kendini sadece öğretici değil, aynı zamanda topluma karşı sorumlu hisseden ekonomistler uzun zamandan beri yapısal değişimin gerekliliğini vurguluyor.

Devamını Oku
02.11.2025
Enflasyon normalleşmedi, tabelası değişti

Son aylarda Türkiye’de enflasyonun düşme trendine girmesine dair anlatı daha çok ölçüm ve etiketlemedeki değişimle ilgilidir.

Devamını Oku
19.10.2025
Türkiye ekonomisinde fiyat düzeyi-gelir uyumsuzluğu: Pahalı ama fakir paradoksu

Enflasyon ülkemiz dışında çoğu ülkede artık bir sorun olmaktan çok uzaktadır.

Devamını Oku
05.10.2025
Bir ekonomi politikası hikâyesi...

Ekonomi politikaları toplumun sosyal refahını daha yukarılara çıkarmak ya da sıkıntılı zamanlarda piyasa dengelerini yeniden ayarlamak için kullanılır.

Devamını Oku
21.09.2025
Yapısal çürüme

Devletteki çürüme kurumsal çöküş ile son noktaya evrilir.

Devamını Oku
07.09.2025
Bir temiz vurgun: döviz kuru korumalı mevduat

Ekonomimizde tarif edilemez bir yalancı mutluluk yaşanıyor bugünlerde. Yanlış anlamayın...

Devamını Oku
24.08.2025
Sahte profesör, sahte ekonomi

Ahlaki çöküntü toplumsal bir olgu haline geldiğinde onun elinden kurtulmak yıllar alır.

Devamını Oku
10.08.2025
Sözde büyüme, gerçekte fakirleşme: Bir derecelendirme hikâyesi

Sizi yönetenlerin ülke notumuz yükseldi kelimesi kapsamında sevindiklerine bakmayın.

Devamını Oku
27.07.2025
KTV-karbon tüketim vergisi, terörsüz Türkiye ve eğitim kalitesinin ortak noktası

Ekonomik ve siyasal sürecin sanki önümüzdeki pazar günü seçim olacak fikri üzerine kurulu olduğu ülkemizde yeni proje diye yapılan tanıtımların sayısında ivme artışı gözlemliyoruz son günlerde.

Devamını Oku
13.07.2025
Asgari ücret ve enflasyon… ya döviz kuru!

Asgari ücretteki artış enflasyon oranını yukarılara taşır mı? Bu soru çoğu ekonomist tarafından ampirik olarak incelenmiş ve sorunun sade bir yanıtının olmadığı, etkileşimin çeşitli nedenlere ve olgulara bağlı olarak değiştiği gözlemlenmiş ve veri analizleri ile ortaya konmuştur.

Devamını Oku
29.06.2025
İstanbul Üniversitesi: Bir diploma iptali oyunu ve yarattığı maliyet

Sahnenin en çarpıcı bölümü ise sanki tüm yanlışlıkları ve usulsüzlükleri sadece bir siyasi partinin kamu yöneticileri yapıyormuş algısının vurgulandığı kısımdır.

Devamını Oku
15.06.2025
Hastalıklı büyüme

Ulusal gelirimiz 2025 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2 arttı. Bunu TÜİK söylüyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Jeoekonomik ticaret politikası

ABD-Çin arasında tarife yani uluslararası ticarette ithalatta alınan vergilerin artırılması ile yeniden başlayan ekonomik savaşlar tedarik zincirindeki kırılmaları tetiklemeye devam ediyor.

Devamını Oku
18.05.2025
Buğday ve döviz kuru

Buğday ve döviz kuru

Devamını Oku
04.05.2025
Orta gelir-siyasi tuzak

Orta gelir-siyasi tuzak

Devamını Oku
20.04.2025
Boykot

Boykot

Devamını Oku
06.04.2025
Özel çıkar grubu

Özel çıkar grubu

Devamını Oku
23.03.2025
Gıda enflasyonu

Gıda enflasyonu

Devamını Oku
09.03.2025
İnsan sermayesi, yolsuzluk...

İnsan sermayesi, yolsuzluk...

Devamını Oku
23.02.2025
Merkez Bankası ve ekonomik durum

Merkez Bankası ve ekonomik durum

Devamını Oku
09.02.2025
Yapay zekâ ve bizdeki zekâ

Yapay zekâ ve bizdeki zekâ

Devamını Oku
26.01.2025
Tehlikenin farkına varmak

Tehlikenin farkına varmak

Devamını Oku
12.01.2025
Ekonomik büyüme ve refah

Ekonomik büyüme ve refah

Devamını Oku
29.12.2024
Silkeleme

Silkeleme

Devamını Oku
15.12.2024
Fakirsiniz çünkü...

Fakirsiniz çünkü...

Devamını Oku
01.12.2024
Çaput

Çaput

Devamını Oku
17.11.2024
Neden sürekli kriz içindeyiz?

Neden sürekli kriz içindeyiz?

Devamını Oku
03.11.2024
Bir çöküşün hikâyesi

Bir çöküşün hikâyesi

Devamını Oku
20.10.2024
Kurnaz ekonomik politikaları ve döviz kuru

Kurnaz ekonomik politikaları ve döviz kuru

Devamını Oku
06.10.2024
Eğitim, eğitim kurumlarında hijyen ve gelişmişlik

Eğitim, eğitim kurumlarında hijyen ve gelişmişlik

Devamını Oku
22.09.2024
Ekonomi programının anatomisi

Ekonomi programının anatomisi

Devamını Oku
08.09.2024
Çiftçi

Çiftçi

Devamını Oku
25.08.2024
Körüğe gerek yok

Körüğe gerek yok

Devamını Oku
11.08.2024
Tecrübe ederek öğrenme

Tecrübe ederek öğrenme

Devamını Oku
28.07.2024
Verilerle soyulan halk

Verilerle soyulan halk

Devamını Oku
14.07.2024
Bir kilo buğday kaç litre mazot eder?

Bir kilo buğday kaç litre mazot eder?

Devamını Oku
30.06.2024
TÜİK, enflasyon ve buğday

TÜİK, enflasyon ve buğday

Devamını Oku
16.06.2024
Sen üret yeter!

Sen üret yeter!

Devamını Oku
02.06.2024