Kahramanlara gereksinim duymak...
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kahramanlara gereksinim duymak...

10.03.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

AKP 17 yıldır iktidarda. Şimdi de seçimlerde beka diye söylem tutturuyorlar. Ülkemizin gelecek sorunu yoktur. Ülkemiz güzel günlere kavuşacak, olumsuzluklar son bulacak.

1600’lü yıllarda İtalya’da yaşayan Galileo dünyanın döndüğünü söylediği için Vatikan Kilisesi tarafından iki kez engizisyon mahkemesinde yargılanmıştır. Düşüncelerinden döndüğü için ilk yargılamasında bağışlanmış, ancak, düşüncelerini sürdürdüğü için ikinci kez engizisyon mahkemesinin karşısına çıkarılmıştır. Ölüm cezası ile cezalandırılacağını bildiğinden kendisine verilen yazıyı okuyup af dilemiştir. Mahkeme önünde “Ben Galileo geçmişteki tüm yanlış ve aykırı düşüncelerimden ötürü kendimi sizlerin önünde lanetliyor, bir daha öyle saçmalıklara düşmeyeceğime kutsal öğretiye aykırı hiçbir fikir taşımayacağıma ant içiyorum” demiştir. Engizisyon mahkemesi onu yaşam boyu ev hapsi ile cezalandırmıştır. Mahkemeyi izleyen öğrencilerinin Galileo’ya “Ne yazık o ülkeye ki kahramanları yoktur” dediği, onun da öğrencilerini “Ne yazık o ülkeye ki kahramanlara gereksinim duyar” diye yanıtladığı söylenir. Ölüm karşısında düşüncelerden ödün verilir mi, geri adım atılır mı. Bu konu tartışılabilir. Deniz Gezmiş’in yargılandığı sıkıyönetim mahkemesinde kendisine af dileyin, düşüncelerinizden vazgeçtiğinizi söyleyin, size ölüm cezası vermeyelim denildiğini, onun da geri adım atmadığını ve yiğitçe sonuca katlandığını biliyoruz.
Doğrusu, kahramanlara gereksinim duyulmayan bir düzen, bir ülke yaratmış olmaktır. Bu ülke laik, demokratik, özgür ve demokrasinin tüm kurumları ile yaşatıldığı bir ülkedir kuşkusuz. “Haksızlığa uğramak, haksızlık yapmaktan iyidir” diyen Sokrates M.Ö. 399 yılında özgürce düşüncelerini söylediği, yönetimleri eleştirdiği için ölüm cezasına çarptırılmıştır. Eşi acı ile kendisine “Ne kötü seni haksız yere cezalandırıyorlar” dediğinde Sokrates’in “Haklı yere cezalandırsalardı daha mı iyi olurdu” dediği söylenir. Tarih kahramanları da, haksız yargılamaları da yazar. Ünlü sözdür, Sokrates’i cezalandıran yargıçlar öldüler, ama Sokrates yaşıyor.

Orduya kumpas
On yedi yıldır güzel yurdumuz kötü bir düş gördü, görüyor. Cumhuriyetin tüm kurumları İslamcı faşist bir kadronun eline geçti. Vatanseverler, Cumhuriyet’in ordusunun kahraman subayları yakın zamanda en ağır cezalara uğratıldılar. Yıllarca cezaevlerinde kaldılar. Aileleri ile birlikte acılar çektiler. Bunları yapanlar AKP ile birlikte bir cemaatin yargıç kılığına girmiş üyeleriydi. Yargı ele geçirildi, ordu etkisizleştirildi. Laiklik yok edildi. Bugün bir cemaatten kurtarılan kurumlar, AKP nin, başka cemaatlerin eline bırakıldı.

Hesap verecekler
AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı, Merve Kavakçı’nın sıkma başı ile TBMM’ne girişini anımsatarak “Ecevit titreyerek burası devlete meydan okunan yer değildir demişti, ne oldu bugün Meclis’te başı açık hanımlar da var, başı kapalı hanımlar da var, laiklik elden gitti mi” diyor. Laikliğin kör inançlar karşısında aklın özgürlüğü olduğunu, genç kuşakların bilim ve akıl ile donatılmış bir eğitim sisteminden geçmesi gerektiğini unutuyor. AKP eğitim sistemimizi din kurallarına göre biçimlendiriyor. Tüm okullar imam hatip okullarına çevriliyor. Bir milyon öğrencimiz tarikatların eline terk edilmiş durumdadır. Öğretim çağında olmayan çocuklarımız toplu olarak, kız çocuklarının başları kapatılarak, erkek çocuklarının başlarına takkeler geçirilerek dini eğitiminden geçiriliyorlar. Kör inançlara saplanmış bir eğitim gelecek kuşaklara dayatılıyor. Böyle bir ortamda laiklikten söz edilebilir mi?
Ülkemizi İslami bir faşizm ile yönetmeye çalışanlar hukuk tanımıyorlar. Cezaevleri görülmemiş biçimde doldurulmuştur. Ülkemizin beş yüz milyar doları bulan dış borcu var. Böyle bir ülkenin aydınlık bir geleceği olabilir mi. Ülkemizi bu duruma getirenler ülkemizin tarımını, hayvancılığını yok edip ülkemizi dış ülkelere bağımlı duruma getirenler on yedi yıldır ülkeyi yönetenlerdir. Bu yönetim akçalı suçlara bulanmıştır. Sayılamayacak suçlara bulanmıştır. Onun için bay Erdoğan bir beka sorunundan söz ediyor. Bu ülkenin bir gelecek sorunu yoktur. Ülkeyi yönetenlerin gelecek sorunu vardır. Seçimler sonucunda giderlerse yaptıklarının hesabını veremeyeceklerdir. Onun için ülkenin gelecek sorunu varmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Ülkemizin doğası yok edildi, yok ediliyor. En güzel kıyı kentlerimize nükleer santral yapılacağı gerekçesi ile kıyılıyor. AKP yönetimi para ve oy uğruna kaçak yapılara göz yumuyor, insanlarımız ölüyor kimse hesabını vermiyor. Bunları yapanlar sanki başkalarıymış gibi bay Erdoğan, birileri en güzel kıyılarımızda binlerce ağaç kesmek istiyor diyor. Denizi doldurup gökdelenler diktiler diyor. Onu dinleyenler de bunları başkaları yapıyor sanacak.
Kahramanlara gerek yok, ülkemiz güzel günlere kavuşacak, bu olumsuzlukları gerçekleştirenlerden bunların hesabı sorulacaktır.

EROL ERTUĞRUL

Yazarın Son Yazıları

Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025