Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

27.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Image

Mustafa Kemâl Paşa’nın Ankara’da Seymenler Tarafından Karşılanışı (1919), Kurtuluş Savaşı Müzesi (I. TBMM Binası), Ressam Mehmet Saip Tuna.

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi. Bunun arkasından gelen ikinci inancı şuydu: Türk ulusu, uğradığı bütün yıkımlara karşın, kendini ve ülkesinin “Türk” olan kısımlarını kurtaracak ve gerçekten bağımsız olarak onurla yaşayacak güç ve azimdeydi. Mustafa Kemal, Türkün sonsuz kahramanlığına, ilerleyip yükselme yeteneğine, deha ve kudretine inanmış bir kimseydi. Onun üçüncü düşüncesi; Osmanlı Devleti’ni Birinci Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğratan İtilaf Devletleri’nin sıklıkla kullandıkları “insanlık”, “uygarlık” ve “adalet” gibi kavramların, amaçlarına erişmek için kullandıkları birer bahane olmalarıydı. Mustafa Kemal’in dördüncü düşüncesi ise artık kendi gün ve saatinin gelmiş olmasıydı. O, ulusunun önüne geçecek ve ulusuyla birlikte kurtuluş yolunda yürüyecekti.

Osmanlı Devleti, iki üç yüzyıldan beri durmadan küçülen, her 15-20 yılda vilayetler ve eyaletler kaybeden bir devletti. Öte yandan, 16 Ağustos 1838’de İngiltere ile imzalanan ticaret anlaşmasıyla, önceden beri var olan kapitülasyonlar ekonomik açıdan ezici bir nitelik kazanmış ve sonuçta, bütün büyük devletler aynı haklardan yararlanmaya başlamıştı. Bunlar, devlet güçsüzleştikçe daha ağır basan adli kapitülasyonlarla birlikte Osmanlı Devleti’ni bağımsız bir devlet olmaktan çıkarmaktaydı.

Böyle bir ortamda Osmanlı aydınlarının çoğunluğu, savaşta yenilmiş ve büyük bir yıkıma uğramış olan Osmanlı Devleti’nin Türk halkının, savaşı kazanan devletlere kafa tutabileceğine ve eskisinden daha güçlü bir konumda ortaya çıkabileceğine inanmıyordu. İşte Osmanlı’da böyle bir karmaşa dönemi yaşanırken Mustafa Kemal Paşa, işgalci güçlerden İngiltere’nin önerisiyle, Samsun’da yer alan olayların soruşturulması gerekçesiyle Osmanlı hükümeti tarafından 9. Ordu Kıtaları Müfettişliği’ne atanmıştı.

SEYMENLERDEN ÖZEL KARŞILAMA

Mustafa Kemal’in Anadolu topraklarının iç ve dış düşmanlardan kurtarılması amacıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlattığı eylemler çerçevesinde, Amasya Genelgesi (21-22 Haziran 1919) yayımlanmış, Erzurum (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) ve Sivas Kongreleri (4-11 Eylül 1919) toplanmıştı. Nihayet bu güçlüklerle dolu yolculuk, Ankara’da 23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin kurulmasıyla yeni bir evreye dönüştürülmüş olacaktı. Ankaralılar 27 Aralık 1919’da, hiçbir resmi unvanı ve sıfatı olmayan Mustafa Kemal’i coşkuyla bağrına basmıştı. Milli kıyafet giymiş seymenlerle birlikte bütün halk, “Vatanı ve milleti düşmandan kurtarmak için hepimiz ölmeye hazırız, emrinizi bekliyoruz” diye haykırmaktaydı. Mustafa Kemal, Ankaralılara teşekkür eden kısa bir konuşma yaptı ve saat 15’te hükümet konağına girildi. Burada bir süre dinlenen kafile, daha sonra konuk edilecekleri Kalaba’daki Ziraat Mektebi’ne geçmişti.

‘HEYETİ TEMSİLİYE MERKEZİ ANKARA’DIR’

27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelişini Mustafa Kemal, Nutuk’ta şöyle ifade etmekteydi: “Sivas’tan Kayseri yoluyla Ankara’ya hareket eden Heyeti Temsiliye, bütün güzergâhında ve Ankara’da, büyük milletimizin sıcak ve samimi vatanperverane tezahüratı içinde karşılandı. Milletimizin gösterdiği birlik ve azim eseri, memleketimizin geleceğinin temini hakkındaki kanaatleri sarsılmaz bir surette destekleyici mahiyettedir. Şimdilik Heyeti Temsiliye merkezi, Ankara’dır.”

Mustafa Kemal, Ankara’ya gelişinin ertesi günü, Ziraat Mektebi salonunda kent ileri gelenleriyle yakın yerlerden gelmiş olan heyetler ve ticaret, zanaat sahiplerinden oluşan bin kişiyi aşkın kalabalık karşısında bir konuşma yapmıştı. Konuşmasında Mustafa Kemal, özetle şu noktalara değinmekteydi:

İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması’na uymamış ve Osmanlı Devleti’ni sömürge altına almaya ve büsbütün parçalamaya yönelmişlerdi. Bu davranışlarına gerekçe olarak da Türklerin, Müslüman olmayan toplulukları eşitlik ve adalet ilkelerine dayanarak yönetme yeteneğine sahip olmadığı, genellikle girdikleri her yeri harap ettikleri gibi savlar ileri sürmüşlerdi. Mustafa Kemal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

TOPLUMSAL ÇABANIN ÖNEMİ

“Bireyler düşünür olmadıkça kitleler istenilen yöne, herkes tarafından iyi veya fena yönlere sürüklenebilirler. Kendini kurtarabilmek için her kişinin kendi geleceğiyle doğrudan doğruya ilgilenmesi gerekir.” Ulusal örgütün güttüğü amacın, vatanın parçalanmaktan ve ulusun tutsaklıktan kurtarılmasına yönelik olduğunu da vurgulayan Mustafa Kemal, geleceğe ilişkin olarak şu önemli açıklamada bulunmuştu: “Bence bundan sonra da pek önemli vatan ve millet görevimiz vardır. Bu bağlamda iç durumumuzu düzeltmek ve ilerlemiş uluslar arasında etkili bir organ olabileceğimizi eylemli olarak kanıtlamamız gerekir. Bu amaçta başarılı olmak için siyasal çabalardan çok, toplumsal çabalara gereksinme vardır.”

Mustafa Kemal Atatürk, bir toplumu oluşturan bireylerin düşünür olmasının altını çiziyor ve böylelikle bireylerin, kendilerini yöneten iktidarlarca onların istedikleri ve amaçladıkları yönde sürüklenmelerinin önüne geçilebileceğini vurguluyordu.

DOÇ. DR. HÜNER TUNCER

Yazarın Son Yazıları

Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025