ODTÜ kampusunda ya da Gezi Parkı’nda ya da işlek bir caddede, meydanda, sokakta, kırsal bir alanda canına kast edilen onca ağacın ahıyla yazılan bir tarihten medet uman insan...
Ve alan açmak, bina yapmak, maden işletmek, havaalanı inşa etmek vs. için kestiği ağaçların hem geçmişi hem de geleceği olduğunu hiç mi hiç idrak etmeyen insan...
O ağaçlara hangi kuşların neden uçup uçup konduğunu ve toprağın içinde neden büyüttüğünü o tohumu hiç düşünmeyen insan...
Ağacın varlığıyla kendi varlığı arasındaki hayati bağı unutan insan...
Yaşlanırken ağaç gibi bilgeleşmek yerine iblis gibi kötüleşen insan...
O insan...
Yaşadığı topraklarda ağacın asırlardır kültürünün kutsalı olduğunu artık hatırlamıyor.
Yeraltını, yeryüzünü ve gökyüzünü birbirine bağlayan Hayat Ağacı’nın mitolojik varlığını bilmiyor.
“Ağaçtan türeyen insanların” hikâyesinin anlatıldığı pagan kültürlerin sezgisi aklından ne zaman uçup gittiyse o zamandan beri bindiği dalı kesmekle lanetli.
Bu topraklarda tanrılar birine kızdıkları zaman ya da birini bir tehlikeden korumak isteklerinde onu neden hep bir ağaca çevirirlerdi?
Ve bahçesindeki gümüş yapraklı kavak...
Ya da yanından az önce geçip gittiği o güzel kokulu ıhlamur, mitolojide kim bilir kimdi?
Kafasını gömdüğü betondan çıkartsa...
Ve toprağa çıplak ayakla basıp geçmişine kulak kabartsa...
Dokunamayacak bile hiçbirinin bir tek dalına.
Ağaçlara düşman olanlar... Ağaçları tanımayanlardır.
İnsan kendi kökünü, kendi gerçeğine yabancılaşarak, kazıyandır.
Ağaçların derine inen köklerinin geçmişini...
Gökyüzüne ulaşan dallarının geleceğini koruduğunu bir türlü anlamayandır.
Kurumuş ağaçları yeşerten...
Kök salmış ağaçları yürüten...
Vicdanı olduğu varsayılan ağaçları ağlatan ilahi hikâyeler bu topraklarda bin yıllarca boşuna anlatıldılar.
Zeytini, defneyi insanlar asırlardır boşu boşuna kutsadılar.
Cehennem tasvirini ateşten bir çukurla;
Cennet tasvirini ise üzeri yemiş dolu ağaçlarla yapıp duran akıllar...
Aslında insanın muhtemel gafletine en baştan yapılmış hallice bir uyarıydılar.
Ağacın ne işe yaradığını bunca ikaza rağmen hiç kavramayan...
Kurbanlarını ve düşmanlarını vahşice ağaçların dallarına asan...
Gözünü kırpmadan ormanları yakan ve ağaçları yıkan...
Kendine alan açtığını zannederken kendini kapana kısan insan...
Gözlerini bir an kapatsa...
Ve varlığını çoktan unuttuğu tanıdık bir ağacın hikâyesini yeniden hatırlasa...
Mesela köyünde hâlâ dallarına çaput bağlanan bir dilek ağacının.
Yaşlılarının başında dua okuduğu bir yatırın göbeğinden yükselen kutsal çınarın.
Cehennem sıcaklarında gölgesinde soluklandığı herhangi bir ağacın.
Doğurdu ve doğuracağı çocukların soluyacakları havanın hatırına...
Ağaçlarla anlatılmış masalları ve ağaçlara yazılmış şiirleri tekrar ve tekrar okusa.
Ve anlasa...
“Bir ağaç gibi tek ve hür” yaşamak ne demektir; “Ve bir orman gibi kardeşçesine” ne anlama gelir.
...
Mesele ağaç değil insan; barikatın yanlış tarafında duran.
Mesele ağaç değil...
Yazarın Son Yazıları
Yanık saraylar
Patron çıldırdı
‘O kadar istiyorsan eve bir mülteci al besle’
Vatandaşın evi
Mültecinin evi
Atinalı Sokrates’ten Boğaziçili direnişçilere
Sizin hiç silahınız çalındı mı?
Uçağın kadar konuş!
Merve’nin kaderi ve bizim kaderimiz
‘Ben Aziz Nesin...’
Çocuk tacizinin önlenemeyen devamlılığı
Her şey ‘gerçekten’ çok güzel olsun diye...
O çocuklar sizi hiç sevmeyecekler
Katil belli, refleks belli, sonuç belli
Gazeteciliğin karanlık yüzü
‘Hadi’ ama kime hadi?
Mafyayı bilmek ve mafyayı anlamak
‘Ne oldu? Öldürdün mü?’
‘O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz!’
Neyi bekliyorsunuz?
Kimin lehi, kimin aleyhi?
Mafyanın ve iktidarın selameti, ülkenin kıyameti
Gençliğe hitabe
Sen de vaat edilmiş, ben diyeyim işgal edilmiş
Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi
Çocuklarımızın ismini neden Deniz koymuştuk biz?
Temel ihtiyaçlar listesi
Beş maymun* ve bir toplum
İnsanlığın aydınlık ve karanlık yüzü
Bugün 23 Nisan, öfke doluyor insan!
Burada yazar ne demek istemiştir?
Geçmiş olsun Ahmet Altan
‘Patates soğan, güle güle Erdoğan’
‘Darbe’nin kelime anlamı ve bizim için anlamı
Günün mönüsü: Emekli generaller
Geniş kalçalı ve çok memeli kadın tanrılar
Kokain cesareti
İktidarın yüzüncü yıl fantezisi belli, peki ya sizinki?
Siyasi başarısını;
Tek parti, tek akıl, tek uçurum