Çaykovski’nin enerjisi

02 Kasım 2022 Çarşamba

Çaykovskinin 1. Piyano Konçertosu’nu hayatım boyunca o kadar çok dinledim ki artık bir kez daha onu dinlemeye gitmem” dedi bir arkadaşım. Oysa geçen hafta İş Sanat’ın tıklım tıklım dolu salonunda Moskova doğumlu Alman piyanist Olga Scheps’nin (d. 1986) BİFO eşliğindeki Çaykovski’sini kim bilir kaçıncı kez dinliyorduk! Bir başkaydı bu yorumcu: Enerjisi, tutkusu, tuşların üstündeki egemenliği, orkestrayla alışverişi bir başkaydı. Orkestra şefi Patrick Hahn ile anlaşması da bir başkaydı. Şef Patrick Hahn’ın (d.1995) yönettiği konser Cesar Franck’ın bir senfonik şiiri ile başladı, Çaykovski’nin 1. Piyano Konçertosu’nun ardından Şostakoviç’in 10. Senfoni’si ile sona erdi. Bu konserde BİFO da bir başkaydı. İş Sanat’ın bu yılki açılışı da böylece bir şölen oldu.

İzleyicinin elinde program notları olmadıkça yapıt bölümleri arasındaki alkışlardan kaçınamıyoruz. Ne olur sanki orkestranın bir üyesi konser başlamadan çıkıp “Çaykovski’nin piyano konçertosu üç bölümlüdür. Şostakoviç’in 10. Senfoni’si de dört bölümlü” diye açıklama yapsa. “Lütfen eserin bittiğini anlamak için şefi takip edin” diyebilse. Artık bölümler arasında alkışlayanlara dönüp kötü kötü bakmamaya karar verdim. Zaten karekodundan program indirmemiş olan dinleyici ne çalındığından bile habersiz. Ne yapsın, sahnedeki her nefeste eser bitti sanıyor!

ŞOSTAKOVİÇ’İN İMZALI SENFONİLERİ

Konserin ikinci yarısında Şostakoviç’in 10. Senfoni’sini dinledik. Orkestra bütün çalgı gruplarıyla bir yağlıboya tablo ortaya çıkardı. Şostakoviç’in bestelediği on beş senfoninin her birisi ayrı bir özellik taşır. Çoğunda kendi isminin baş harflerini notalara yansıttığı bir imza duyarsınız: Re, mi bemol, do, si bekar, 10. Senfoni’de de yinelenen bu dört nota, müziğe ivme katarak değişik tempolarda, değişik modülasyonlarda karşımıza çıkar. Yirminci yüzyılın bu büyük bestecisi, çevresindeki bütün çağdaşları Sovyetler Birliği’ni terk ederken hep ülkesine bağlı kalmıştır. Gün olmuş Stalin rejimi tarafından baş tacı edilmiş, ülkesinin sanat elçisi olarak dış dünyada kabul görmüş, gün olmuş aynı rejim tarafından fazla yenilikçi olmakla suçlanmış ve cezalanmıştır. On beş senfonisi, keman ve piyano konçertoları, operaları ve oda müzikleriyle nice yapıtına attığı bu imzayı duyurmuştur. 1948’de Sovyet rejimini iyice kızdırdıktan sonra artık iki türde yapıt üretmeye başlar: Kimi rejimin ülküsüne hoş görünen, güleç ve yalın nitelikte kimi de kendi iç dünyasının acıklı sesini duyuran yapıtlardır. İşte bu imza da kendine ayırdığı yapıtlara aittir.

BİFO VE GÜRER AYKAL

Yarın akşam BİFO, ZORLU Performance Center’da Gürer Aykal yönetiminde çalacak. Bu konser Aykal’ın 80. yaşının da kutlaması olacak. Hocalarından Ahmed Adnan Saygun’u, onun 1. Piyano Konçertosu ile anacak. Konçertonun solisti Finlandiyalı piyanist Joonas Ahonen. Ardından Prokofiyef’in Romeo ve Juliet Senfonik Şiiri No.1 ve No. 2’den bölümler dinleyeceğiz.

Konser sonunda, benim Gürer Aykal için yazdığım “Şef ile Yüz Yüze” başlıklı, içinde Aykal’ın yönettiği, 10 CD ve bir DVD’lik bir müzik arşivinin de bulunduğu kitabımı fuayede maestro ile birlikte imzalayacağız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları