Madencilerimiz için bir ağıt

19 Ekim 2022 Çarşamba

Geçen haftaki grizu patlamasında yitirdiğimiz gencecik insanlar, aslan gibi delikanlılar, ailesine ekmek götürmek uğruna madende çalışanlar ve arkalarında kalan o çoluk çocuğun gözyaşları içimizi yaktı. Yaralılara iyilik diliyoruz. Geride kalan ailelere de sabır. Politikacılarımızın hepsi kaza yerine gidip demeçler verdiler, vaatlerde bulundular: “Yaralarınızı saracağız” dediler. Birkaç yıl geçmiyor ki yeni bir grizu patlaması yaşamayalım. Her seferinde hemen suçlular aranıyor, demeçler veriliyor. Ve yine içimiz yanıyor. 

Bu korkunç olaydan esinlenme, bestecilerimize bir senfonik “ağıt” ısmarlasak: Madende ölenlerin anısına solistler, koro ve orkestra için. Büyük bir kuruluşumuz da bu yapıta sponsorluk yapsa. Yapıt, gelecek yıl bu acı olayın yıldönümünde seslendirilse. Konserlerin geliri de madencilerin ailelerine verilse. Bu çalışmayı belki birkaç besteci bile paylaşabilir. Koro ve solistlerin işi çok önemli olacaktır. Üstelik yeni müziği izleyen bestecilerimiz elektronik efektlerle yepyeni etkiler yaratacaklardır. 

Bunca acı yaşanırken böyle bir şeyi düşünmenin sırası mı, demeyin bana. Sanat bir lüks değildir. Sanat kalıcıdır. Sanat avutucudur. Vaatler ise ciddiye alınmazsa uçup gidecektir.

BİFO’NUN GÖRKEMLİ AÇILIŞI

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın mevsim açılış konserini 26 yaşındaki daimi konuk şef Patrick Hahn’ın yönetiminde dinledik. Konser, 19. yüzyılı 20. yüzyıla bağlayan, gölgede kalmış bir besteci, Avusturyalı Franz Schreker’in (1878-1943)’in ilk kez dinlediğimiz bir senfonik interlüdüyle başladı. Schönberg gibi 12-ton müziğini, Wagner gibi büyük orkestrayı kullanan ilginç bir yapıttı. Ardından günümüzün ünlü Rus piyanistlerinden Nikolay Lugansky (1972), Sergey Rahmaninof’un (1873–1943) 3 numaralı re minör, op. 30 Piyano Konçertosunu çaldı. Bestecinin 1909’da bestelediği post Romantik Konçerto’nun ana teması dinleyiciyi derinden büyüler. Bu konçertoyu dinlerken, ünlü rejisör Roman Polanski’nin rejisiyle çevrilmiş “Piyanist” adlı filmi anımsadım. İkinci Dünya Savaşı’nda Varşova’nın işgali sırasında, gettolarda yaşanan acıları ve harabe olmuş kentin ortasında bir piyanistin yaşam mücadelesini anlatır.

Rahmaninof da besteciliğinin yanı sıra müzik tarihinin çok büyük bir piyanistidir. İkinci ve üçüncü piyano konçertoları Rus müzik tarihini taçlandırmıştır. Teknik açıdan Batı’ya yönelik bir Rus romantizmi sergilemiştir. Senfonik yapıtları ve piyano müziğiyle ün yapmıştır: Prelüdler, sonatlar, küçük piyano parçaları, Etudes Tableaux’nun yanı sıra dört piyano konçertosu bestelemiştir. 

Rachmaninof’un 3. Konçertosu’nun solisti Lugansky müthiş bir piyanist. Çaldığı konçertoyu iyice sindirmiş, parmaklarıyla beyni arasında inanılmaz bir zincir kurmuş.

Şef de solist de Pelin Halkacı’nın başkemancılığındaki BİFO da birinci sınıf müzikçilerden oluşmuştu.

Lugansky, Moskova konservatuvarında okumuş, Tatiana Kestner, Tatiana Nikolayeva ve Sergei Dorensky’nin öğrencileri olmuş. Çeşitli piyano yarışmalarında üstün dereceler almış, Çaykovski yarışmasında (1994) kendini dünyaya tanıtmış. Kayıtları da ünlü etiketler altında basılmış: Warner Classics, Erato Records, PENTATONE, Onyx Classics, Deutsche Grammophon, Naïve Records, gibi. 2018’den beri Harmonia Mundi ile çalışmakta ve halen dünyadaki en parlak şef ve solistlerle konser vermekte. Bunların yanı sıra Moskova Konservatuvarı’nda öğretmenliğini sürdürüyor ve ailesiyle Moskova’da yaşıyor.

İstanbul’da müzik dünyamız bu mevsime hızlı girdi. Her birim kendi bütçesine göre ünlü sanatçılara kapılarını açtı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları