Önce siyasi değil, iktisadi bağımsızlık - Doç. Dr. İhsan Tayhani
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Önce siyasi değil, iktisadi bağımsızlık - Doç. Dr. İhsan Tayhani

20.02.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“... Arkadaşlar, ekonomi demek her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan olmak için ne gerekirse bunların tümü demektir!”

Gazi Mustafa Kemal,

17 Şubat 1923

Üç yıl, üç ay, 22 gün süren Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın mutlu sonunun simgesi 9 Eylül 1922’den beş ay sekiz gün sonra, İsviçre’deki Lozan görüşmelerinin kesintiye uğradığı (4 Şubat 1923) bir sırada ve henüz Cumhuriyet bile ilan edilmemişken toplanan İzmir İktisat Kongresi’nin üzerinden 102 yıl geçmiş bulunuyor.

Atatürklü yıllar, ayrıca 1961 Anayasası’nın kazanımı olan Devlet Planlama Teşkilatı’nın planlı yılları ve az da olsa esintilerinin devam ettiği 70’li yıllar hariç, ilerleyen dönemlerde kongrenin yol gösterici özünden uzaklaşılmış olduğu yadsınamaz! Dahası; emperyalist devletlerin maşası, yenilmiş Yunan ordusunun çekilirken yaktığı İzmir’de, henüz gökyüzündeki dumanın ve yanık kokusunun bile dağılmadığı bir süreçte, kongreyi toplama talimatını veren Gazi Mustafa Kemal’in, 17 Şubat 1923 tarihli ve her satırı tarihi derslerle dolu -yukarıda bir tümcesi alıntılanan- kongre açış konuşması bütünüyle görmezden gelinmiştir.

MİLLETİN EĞİTİMCİSİ

On ikinci yüzyılın ünlü Türk düşünürü ve bilim insanı Farabi, üç tür eğitimci olduğunu vurgular. Ona göre; aile reisi (günümüzde kadın dahil), aile fertlerinin; öğretmen, çocuk ve gençlerin; devlet başkanı, milletin eğitimcisidir. Farabi’nin öngördüğü milletin eğitimcisi rolü, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde gerçek anlamdaki tanımını Gazi Mustafa Kemal’de bulmuştur. Ulusal savaşımın dönüm noktası olan Sakarya Meydan Savaşı’nın hazırlık aşamasında, 15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Ankara’da düzenlediği ve cepheden gelerek katıldığı Maarif Kongresi, arkasından topladığı İktisat Kongresi, baş yapıtı Cumhuriyet, on beş yıla sığdırılan ve çağdaş devlete uzanan yoldaki köklü devrimleri, onun eşsiz millet eğitimciliğinin somut göstergeleridir.

Osmanlı’nın Batılı devletlere vermiş olduğu kapitülasyonlar ve yüklenen borçlardan ötürü Lozan görüşmelerinin kesintiye uğradığı ve 1920’de temeli atılmış ancak henüz adı konulmamış (cumhuriyet) bir devletin -hem de uluslararası platformda onay görmediği bir dönemde- bir iktisat kongresi toplamanın ve geleceğe dönük iktisadi yön belirlemenin dışa dönük iletisi; kuşkusuz “ulusal nitelikteki ekonomik bağımsızlık”tır. Nitekim Türk delegasyonu, 23 Nisan 1923’te başlayan ikinci Lozan görüşmelerine bu özgüvenle donanmış olarak gider ve orada gerekli tavrı sergileyip sonucunu alır.

II. Meşrutiyet (1908) devrimcilerinin ulusal ekonomi yolunda atmaya başladığı adım, İzmir İktisat Kongresi ile kurumsal bir kimliğe bürünmüştür. 1035 delegenin katılımı ile İzmir Karataş’ta, eski İttihat ve Terakki okul binasında toplanan kongre, on beş gün süren bir çalışmadan sonra 12 maddelik bir “Misakı İktisadi” (iktisadi anlaşma) yayımlar. Anlaşmanın kimi maddeleri yer yer geleceğe dönük özlemleri içerse de kararlar yaşama geçirilmeye başladıktan sonra, 1923’ün yokluklar ve yoksunluklar içindeki Türkiye’sinin, 1930’lu yılların sonlarına doğru hızla kalkınmış bir ülke konumuna eriştiği görülür. Biz burada yalnızca 1929 dünya ekonomik bunalımı sürecinde, dünyada sanayi ürünlerindeki artış oranı yüzde 19’da seyrederken Mustafa Kemal’in Türkiye’sinde söz konusu artış oranın yüzde 96 olduğunu vurgulamakla yetinelim. İnanması güç bu aşamaya, kuşkusuz akıl ve bilim ekseninde ulaşılmıştır.

DÜNDEN BUGÜNE…

Kongrenin içeriye dönük iletisini kavramak için de ulusun başöğretmeni Atatürk’ün, kongredeki açış konuşmasının satır satır söylem çözümlemesini (analiz) yapmak yeterlidir. Bunu yaparken de anılan söylemlerin boşlukta uçuşmadığına ve gereğinin yapılarak yaşama geçirildiğine dikkat edilmelidir.

Günümüz Türkiye’si, elbette 1920’li ve 1930’lu yılların Türkiye’si değildir. Büyük Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlığın ötesi hedefine ulaşılamamış olsa da kimi alanlarda epeyce yol alınmıştır. Ne ki bugün ülke, özellikle laik -demokratik Cumhuriyete ilişkin son yirmi yılllık aşın(dır)ma sonucu dışarıda saygınlık kaybetmiş (dünya endeksleri sıralamaları), içeride ise -bir avuç mutlu azınlığın dışındaçoğunluğu mutsuz insanlar görünümüne bürünmüştür.

Dünün; ayrım gözetmeksizin tüm yurt insanlarını, vatan toprağını, havasını, denizini, akarsularını, ormanını canından çok seven; Ankara’da kullandığı geçiş yolu üzerindeki bir iğde ağacına bile saygı duruşu yapan; kesilmesine kıyamadığı için bir yapıyı (Yalova Köşkü) temellerinden öteye kaydıran; açılışını yaptığı fabrikanın (Nazilli Basma Fabrikası) motor homurtularını musikiye benzetecek kadar üretim heyecanı duyan; çalmayan ve çaldırmayan, yolsuzluğa ve soyguna göz yummayan; kız kardeşine gereğinden fazla miras bırakmamak için özel yasa çıkarttıran; sıkıldığı zaman köşkü (adı köşk, saray değil) Gazi çiftliğindeki kolibayı (kulübe) ve önüne serdiği kilim üzerinde bağdaş kurup oturmayı yeğleyen; yaşamını, vatan yaptığı yurdunun ve yurttaşlarının mutluluk ve huzuruna adayan; dibine ışık saça saça bir mum gibi eriyip, varını -yoğunu da milletine bıraktıktan sonra sonsuzluğa geçen bilge öğretmeni Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin olağanüstü büyüklükteki şansı idi!

Öğretmen rolünü oynamakta olan -tarihin kötücül rastlantısı olsa gerek- bugünkü ise en büyük şanssızlığıdır!

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025